Tükürün

'Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!

Haberin Devamı

Tükürün onlara alkış tutan kahpelere!

Tükürün Ehl-i Salib’in o hayasız yüzüne!

Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!

Medeniyet denilen maskara mahluku görün.

Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!’ M. Akif

Batı medeniyeti denilen maskara mahlukun katliamlarını, akla hayale gelmedik işkencelerini ve envayi çeşit soykırım uygulamalarını, vaktiyle kendi aralarında, son yüz yılda ise özellikle İslam ülkelerine karşı dehşetle izledik ve izlemeye devam ediyoruz.

‘Demir Leydi’ unvanlı İngiliz Başbakanı Margaret Thatcher, “Bizim uygarlığımızın üzeri çok ince bir sırla kaplıdır; asla çizilmeye veya dökülmeye gelmez. Aksi halde altından tüm iğrençliğiyle vahşet, katliam ve soykırım görüntüleri çıkar!” demişti.

Batı’nın bu iğrenç yüzü dün olduğu gibi bugün de aynıdır ve tüm melanetini dünyanın muhtelif yerlerinde, herkesin gözleri önünde kusmaktadır.

Haberin Devamı

Dünya üzerinde adaletin gerçekleşmesi tek bir şarta bağlıdır; o da dünyaya nizamat vermek isteyen en güçlü ülkelerin, kendi içlerinde adil olmaları ve aynı adaleti kendi dışlarında da uygulamak istemeleridir. Zor kullanılacaksa, bunun için zor kullanılmalı ve dolayısıyla meydan zorbalara, zalimlere bırakılmamalıdır.

Lakin bugünkü dünya düzeninde (gerçekte ise düzensizliğinde) güçlü olanın(ların) kendisi(leri) adil değil ve tüm uygulamaları ile zulmü yaymaktadırlar.

Batılı beyaz insan bu cüreti kendinde görüyor; bu gücü ise kendi uydurduğu inancından (batıl) alıyor. Bu yüzden olacak ki, özellikle Müslümanlara insan gözüyle bakmıyor ve onlara karşı yapılabilecek her türlü katliamı mübah görüyorlar.

Batı medeniyetinin(!) iplerini elinde bulunduran Yahudi’nin devletleştiği İsrail’in Savunma Bakanı, baklayı ağzından çıkardı ve medeniyetlerinin içyüzünü ifşa etti: ‘Bizim (Yahudi) dışımızdakiler hayvansı yaratıklardır.’

Bu zihniyetin sözde kutsal kitabı, kendilerinden olmayanları ‘kadın, çocuk, yaşlı demeden ve hatta kapılarındaki eşeklerine varıncaya kadar ayırt etmeksizin öldüreceksin’ diyor.

Batı medeniyetinin temsilcileri de bugün bunu yapıyorlar; Gazze’de uyguladıklarına vahşet veya soykırım demek şöyle dursun; ‘İnsanca zayiat (kayıp) yok’ diyorlar.

Haberin Devamı

Hayvansı mahlukların telef edilmesi gözüyle bakıyorlar.

Bu bakış açısının gözü gördüğü müddetçe, bu alemde hak ve hakikat ve adalet namına hiçbir oluşuma imkân ve ihtimal yoktur ve olamaz.

İşte vaktiyle (güçlü olduğumuzda) Molla Kasım olup bu hadsizlere hadlerini bildiriyor, barışı ve emniyeti ve dolayısıyla adaleti sağlıyorduk.

Hem öylesine sağlıyorduk ki, bizim gözetimimizde olan Kudüs ve çevresinde 500 yıl kimsenin burnu bile kanamadan huzur ve barış içinde yaşandı.

Hem de her türlü inanç sahibi, inançlarını özgürce yaşayarak.

Yeni Molla Kasım’ların günümüzdeki vahşi sürülerine hadlerini bildirebilmesinin yegâne şartı da güçlü olmaktır.

Güçlü olacağımız gün ise yarından da yakındır!  

Yazarın Tüm Yazıları