Paylaş
Yarınki tarihi günde vereceğimiz oylarla, devlet ve millet hayatımızın geleceğini şekillendireceğiz.
Yarınki seçim sandığına gitmemek ve dolayısıyla oy kullanmamak büyük vebal taşımaktadır. Ha sandığa gitmemişsin ha hiç istemediğin partiye oy verip onu iktidara taşımışsın.
Bu sorumsuz ve eyyamcı tipler, bana dokunmayan yılan bin yaşasın idraksizliği içindeler.
Washington’dan Londra’ya, Pekin’den Paris’e, Stockholm’den Roma’ya, Berlin’e kadar, hemen tüm ülkelerin; Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika’ya kadar tüm kıtalarda yaşayan mazlum milletlerin gözleri Türkiye’deki seçimlerde olacak.
Zira Türkiye, dün olduğu gibi bugün de zalimin karşısında, mazlumun yanındadır.
Bundan dolayıdır ki zalimler, Türkiye’ye diş gıcırdatarak, mazlumlar ise dua yakaran gözlerle bakmaktadır.
Ülkemiz, 400 yıllık gerileme dönemiyle, kelimenin tam anlamıyla altüst oluşu yaşadı.
Cihanın tüm namertleri birleşti, yiğidi yere serdi; işte o yiğidin, düştüğü yerden kalkma vaktidir. Diğer bir deyişle, kendisine biçilen kefeni yırtma vakti geldi!
Ne demişti ünlü şair (N. Fazıl): “Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi Küheylan koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!”
Tüm şer güçlere rağmen, Türk’ün ‘Kızılelma’sı (şimdilik, 5. ve hatta 6. nesil savaş uçağı), havalanmak için burnunu kaldırdı, ön tekerlek havada!
Yarınki tarihi seçimle buna karar vereceğiz: Kızılelma uçsun mu yere mi çakılsın?
Malum, kimimiz onu uçurmak için çırpınırken, kimileri de ona “dokunmak” (lanetli elleriyle kirletmek) ve onu durdurmak için gün sayıyor!
Habil ve Kabil’den beri aynı kavga devam ediyor, kıyamete kadar da böyle devam edecek!
Bize düşen, bu kavgada safımızı belli etmektir.
Kızılelma’nın uçmasını istiyorsak onu uçuracaklara oy vereceğiz; istemiyorsak ona takoz olacakları seçip başımızı belaya sokacağız.
Takoz olunarak adım atılamayacağına göre..
Durmak yok, yola devam!
Nerede hareket, orada bereket!
Paylaş