Paylaş
Suriye iç savaşının bedelini, bu ülkeden göç etmek zorunda kalan masum sivil halk ile bu halka kucak açan ve bu savaş sebebiyle sınırlarının güvenliği tehlikeye düşen Türkiye ödüyor.
Türkiye dört milyon Suriyeli mülteciyi barındırıyor ama görünen o ki, Suriye rejimi, bunlar gibi daha milyonlarcasını göndermek derdinde.
Türkiye’nin onca gayretleriyle Rusya, ABD ve İran’la sağladığı anlaşma ve mutabakat süreçlerinin sahada işlevsiz kaldığı görülüyor.
Çünkü Türkiye’nin dışındaki hiçbir ülke Suriye’deki savaşın bitmesini istemiyor ve bunların hiçbirisi Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana değil.
Rusya destekli Şam yönetimi haftalardır okul ve hastane demeden, İdlib’de, El Bab’da sivil yerleşim yerlerini bombalıyor. Yüz binlerce insan bu soğukta yollara dökülmüş Türkiye sınırına doğru geliyor.
Arap Birliği (!), İİT, ve Rabıta Örgütü çeşitli vesilelerle toplanıp dağılıyor ancak Suriye’de insanlık dramı için en ufak bir tedbir düşünülmüyor.
Ne düşünülüyor biliyor musunuz?
Türkiye ile Libya arasında gerçekleşen ‘Deniz Yetki Alanları Sınırlandırmasına Dair Mutabakat’ kınanıyor!
Yeni bir mülteci akını Türkiye için tehdit olur. AB ülkeleri için de tehdit olur ama yine isteniyor ki bu tehdidi Türkiye yine yalnız başına göğüslesin.
Türkiye’nin de istediği ve Avrupalıların da sözde kabul ettikleri husus, bu mültecilerin Suriye içerisinde (Türkiye’nin sağladığı 30-40 kilometrelik güvenlikli alana) iskân ettirilmesidir.
Belli ki rejim buna da fırsat vermek istemiyor, Türkiye’nin İdlib’in çevresinde oluşturduğu gözlem noktalarını etkisizleştirerek yüz binlerce mülteciyi Türkiye sınırına yığmak amacında.
Bu yüzden, Türk gözlem noktasını hedef alıp 7’si asker 1’i sivil olmak üzere sekiz şehit vermemize sebep oldular. Türkiye misliyle karşılık verdi, 73 rejim askeri öldürdü, şehitlerin kanı yerde kalmadı ama...
Rusya, her ne kadar bize haber verilmedi dese de, Türk istihbaratı Rusya tarafını iki kez uyardığını açıkladı. Bundan böyle de Türkiye niyetini açıkça Rusya’ya iletti: “Özellikle Rus yetkili makamlarına muhatabımız siz değilsiniz, tamamıyla rejimdir, bizim önümüzü kesme gibi bir durum söz konusu olmasın!”
Rejim güçlerine hava dahil her türlü desteği sağlayan Rusya, Suriye’de kilit ülkedir.
Yine belli ki, Şam şeytanı Beşar Esed, Türk-Rus mutabakatının bozulup karşı karşıya gelmelerini arzu ediyor. Bu cümleden olarak da işin kolayını bulduğunu zannediyor; bugün İdlib, yarın Halep ve Fırat’ın doğusunu hedef alıp yüz binlerce mülteciyi daha Türkiye sınırına akın ettirmek isteyecek.
Türkiye kendi güvenliğini tehlikeye atamaz ve yeni bir göç dalgasını kaldıramaz.
Bunun için de rejimi ya Rusya durduracak ya da Türkiye’ye hava sahasını açıp Türkiye durduracak.
Aksi halde mülteci göçü konusunda Türkiye’nin AB sınırını daha fazla koruyamayacağı bilinmelidir.
Rusya, bunca stratejik ortaklıklar ve işbirliğinden sonra Türkiye’ye gereken özeni göstermeli ve Şam şeytanına haddini bildirmelidir.
Paylaş