PaylaÅŸ
Varlığına tahammül edemedikleri Osmanlıyı, birlik olup yok ettiler. Belli ki, Osmanlının külleri üzerinde kurulan Türkiye’ye de rahat yüzü göstermeyecekler.
Zira Türkiye Devleti kurulduğu günden beri, düşmanların hedef tahtasındadır. Açıktan, mertçe savaşmayı göze alamadıkları Türkiye ile örtülü savaşı yeğlediler ve bunun için de ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.
Türkiye’ye karşı olmalarının sebebi, Türklerin tarihidir, tarihteki rolleridir.
Zira bütün dünya çok iyi bilmektedir ki, Türkler haksızlık karşısında susmaz, susamaz; imanlarından aldığı güçle hakkı tutar kaldırır ve haykırırlar. Gücü oranında ya fiili olarak müdahale eder (ve hesabının sorar) ya diliyle kınayıp lanetler ya da kalbiyle buğzeder (nefret eder).
Diğer bir deyişle Türk’ün tarihteki misyonu, Yunus Emre’nin şiirlerinde vurgu yaptığı Molla Kasım rolüdür. ‘Kasım’ taksim eden, adaleti sağlayan, haklının hakkını teslim eden, haksıza haddini bildiren...
Bu durumun da olamazsa olmaz şartı güçlü olmaktır. Zira kuralı güçlü olan koyar ve uygular.
Şu anda dünya üzerindeki güçlüler, emperyalistler olup koydukları kuralları istedikleri gibi eğip bükmekte, isterlerse uymakta istemezlerse uymamaktadırlar. Bu halin tipik örneği de BMGK’nın yapısı ve yetkileridir. Bütün dünya ülkelerinin ‘evet’ dediğine, BMGK üyesi bir tek ülke ‘hayır’ derse, o bir tek ülkenin dediği oluyor.
Bu denli kurt taksiminin önüne geçebilmenin yegâne yolu güçlü olmaktan geçiyor.
Düşman içimizdeki örtülü savaşı, kurguladığı ‘vesayet sistemi’nin yürüttüğü 5. Kol faaliyetleri ile sürdürdü. Düşman, her türlü terör örgütünü üzerimize salarak ve ülkemizin sinir uçlarıyla oynayarak, kaos oluşturmak ve böylece tüm enerjimizi birbirimizle boğuşmak suretiyle harcamamızı istemektedir.
1950’den beri sürdürdüğümüz demokrasi tarihimize bir bakın; yarım asırdan fazla zamandır tüm enerjimizi toprağa verdiğimizi görürsünüz.
Sonuç itibarıyla güçlü olmak adına bir arpa boyu yol alamadık. Aldırmadılar.
 Kardeşi kardeşe kırdırarak darbelere zemin hazırladılar, yaptırdıkları darbelerle de millete pösteki saydırdılar!
 Akılları sıra, içimize yerleÅŸtirdikleri FETÖ belasıyla sözde ‘altın vuruş’u gerçekleÅŸtirmek için ayaklandılar.Â
Bu millet vesayet altında sittin senedir sindirildi. Bu zaman zarfında sessiz ve derinden öfke biriktirdi. İşte 15 Temmuz 2016’da patlayan bu öfke idi, milletçe sokaklara döküldük ve vesayetin tanklarını ellerimizle durdurduk.
Türkiye kalkındıkça (özellikle savunma sanayisinde) düşmanın uykuları kaçıyor. Bu yüzden en iğrenç oyunlarını sahnelemek için; Cumhuriyet, hilafet, Atatürk, şeriat, laiklik, anayasa vb. konularını kaşıyorlar.
Eskiden eller Ay’a bizler yaya idik.
Artık yağma yok; biz de uzaydayız!
PaylaÅŸ