Kinleri dinleri olunca!

Hâlâ vesayet sistemi özlemi içinde olanlara hayret etmemek mümkün mü?

Haberin Devamı

Bunlar 6+1 ama 1’i özenle masanın dışında tutuyorlar. Kendilerinden utanmaları yok lakin milletten utandıkları ve çekindikleri ortada. Zira bunların altısının toplamı hiçbir şey ifade etmiyor. Masaya davet etmeye çekindikleri HDP’ye muhtaçlar. Onsuz bir adım atamazlar.

HDP de eline geçirdiği bu tarihi fırsatı kaçırmıyor ve anahtar rolünü oynuyor. Anahtar konumundaki HDP olmadan bu altılının bir baltaya sap olamayacakları ortada.

Vaktiyle Erbakan’ın partisi de hem anahtar konumundaydı ve hem de partisinin amblemi anahtardı. Erbakan da eline geçirdiği bu fırsatı çok iyi değerlendirir, ‘kadayıfın altının kızarmasını’ bekler ve rakip partilere kök söktürürdü. O vakitler Türkiye halkının siyasi yapısı yüzde 65 sağ, yüzde 35 sol oylar olarak sandığa yansırdı.

Haberin Devamı

Vesayet, o zamanki sağa, yani Süleyman Demirel’e söz geçiremeyince sağı bölmekten başka çare bulamadı ve General Muhsin Batur’u İsviçre’ye yolladı. Batur, İsviçre’de bulunan N. Erbakan’a güvence vererek Türkiye’ye getirtti ve ona parti kurdurttular.

Kurdurulan parti, sağı (Adalet Partisi) bölecek, bunun yanında bölen parti ise hiçbir zaman meşru addedilmeyecekti. Nitekim öyle de oldu. Sağ bölünüp parçalandı. Uzun yıllar boyunca siyasi istikrar sağlanamadığı gibi Erbakan’ın kurduğu tüm partiler de kapanmaktan kurtulamadı.

Bütün bunlara rağmen Erbakan’ın hırsı ve azmi, onu koalisyonla da olsa Başbakanlık koltuğuna oturttu. Aynı vesayet odakları, ona bu kez Başbakanlığı zehir ettiler ve meşum 28 Şubat darbesiyle alaşağı ettiler.

Yuvarlak masaya oturan ‘altılı ganyan’ ekibinden beşine dikkat edin; hepsi sözde sağdan, sağı bölmek için görevlendirilmiş cins tipler. Hepsi de görünürde solun emrinde. Solu iktidar yapmak için çırpınıyorlar.

Bu yetmemiş gibi, bir de açıklamalarını 28 Şubat günü duyuracaklar. Bu da, 28 Şubat generallerinin içeride olmasını içine sığdıramayan Karamollaoğlu’na kapak olur!

İşe bakın ki ne Kılıçdaroğlu’nun CHP’si gerçek sol ve ne de etrafındaki küsurat partileri gerçek sağ parti. Erdoğan düşmanlığının yapay olarak bir araya getirdiği ve her an infilak etmeye hazır bir saatli bomba görünümündeler.

Haberin Devamı

Her an patlamaya hazır bomba, içlerinde taşıdıkları, üst üste yenilmiş olmanın öfkesi ile diğerlerinin kin ve intikam duygularıdır.

Hırsla, kinle, öfkeyle, intikamla çıkılan yolun sonu elbette ki hüsrandır.

70 senelik sözde demokrasi hayatımızın 30 yıla yakını koalisyon ve partiler üstü (ne demekse) hükümetlerle, yani siyasi istikrarsızlıkla, kaosla geçti. Ki onlar ikili, üçlü, bilemediniz en fazla dört partili ortaklık ya da darbe yönetimleriydi.

Ortalama ömrü 18 aylık yamalı bohça hükümetlerle ülkede taş üstüne taş konamadı.

Bu millete, demokrasi diyerek yarım asır boyunca deli gömleği giydirildi. Davul başbakanların boynuna asılarak, tokmak vesayet erbabının eline verildi.

Millete de pösteki saydırıldı.

Haberin Devamı

Neden sonra gerçek demokrasiye ve siyasi istikrara kavuşan halk, elindeki Cumhurbaşkanı’nı seçme yetkisini kaptırır mı sanıyorsunuz?

İktidara giden yol, okyanus ötesi telkinlerle kurulan yuvarlak masa toplantılarından ve kapalı kapıların ardındaki karanlık odaklardan geçmiyor, milletten geçiyor. Hani Kılıçdaroğlu; CHP iktidarında Ali Babacan’ı Yüksek Divan’a gönderip yargılatacaktı? Hani Ahmet Davutoğlu gelmiş geçmiş en kötü dışişleri bakanıydı? Hani Türkiye’yi Suriye bataklığına sokan Davutoğlu’ydu?

Hani Davutoğlu’na göre, Kılıçdaroğlu tedaviye muhtaç kirli ve seviyesiz adamdı? Hani Kılıçdaroğlu önce tıbbi bir muayeneden sonra da ahlaki bir dersten geçirilmeliydi?

Haberin Devamı

Davutoğlu stratejik derinlikte boğulurken kurtuluşu ‘Mazhar Osman’lığa soyunmakta mı buldu?

‘Patolojik vaka’ dediği adamla aynı masada buluştuğuna göre...

 

Yazarın Tüm Yazıları