Paylaş
Kuran-ı Kerim’in şaşmaz ifadesiyle insan, cahil ve zalim yaratılmıştır. Bu durumun niceliğini, İbn-i Arabi hazretleri, Fütuhat-ı Mekkiyye’sinde şöyle izah eder:
“Zalimdir çünkü emaneti (sorumluluk alma teklifi) yüklenen insan, emaneti yüklenirken Allahü Teala’nın kendisi hakkındaki bilgisinden habersiz olduğu bir şeyi yüklenmiştir.
Cahildir çünkü emanetin değerini ve onu üstlenip de emanete hıyanet edenlerin karşılaşacakları kınanmadan habersizdir.”
Malum; emanet (ilahi yükümlülük), insandan önce diğer mahluklara teklif edildi, korkularından hiçbirisi bu yükü yüklenmedi. Nitekim Kuran-ı Kerim’de mealen: ‘ Eğer biz, bu Kuran’ı bir dağa indirseydik elbette sen onu, Allah korkusundan başını eğerek, parça parça olmuş görürdün...’ buyuruluyor.
İnsanı, en iyi Yaradan’ı, onu yoktan var edeni bilir. Aldığı bu yükümlülük altında ezilmemesi, bilakis arınıp yükselmesi için onu sınava tabi tutmuş ve rahmetinin işareti olarak da sınav sorularının cevaplarını birlikte vermiştir.
İşte insanoğluna gönderilen 124 binden ziyade Peygamber ve semavi kitaplar hep bu rahmet deryasının örnekleridir. Rehberi, Allah’ın elçisi olandan daha doğru ve daha emin kim olabilir?
İkinci bin yılın yenileyicisi İmam-ı Rabbani Hz. ‘İnsanın yaratılmasından maksat, Allahü Teala’ya karşı gönlü kırık, boynu bükük olmak ve yalvarmak içindir’ buyurur. Bu da ibadetle (namaz, oruç, hac, zekât, zikir, amel-i salih-iyilikler vb.) yani kul olma (hiçlik) bilincine erişmekle mümkündür.
Allahü Teala kullarını ve onları affetmeyi çok sevdiği için onlara bağışlama vesileleri yaratmıştır.
Bunların başında da bin aydan (bir insan ömründen çok) daha hayırlı Kadir Gecesi gelmektedir.
Bu geceyi ayakta (ibadetle) geçirecekleri affedeceğini müjdelemiştir.
Nasıl mı? Bakınız, İbn-i Arabi Hazretleri, kendisine verilen bu ilahi sırrı nasıl açıklıyor?
“Kullarıma kendileri için belirlediğim cömertliğimi göster. İyilik, on ile yedi yüz katıyla ödüllendirilecektir, günah ise benzeriyle. Günahın fiili, günah olduğuna inanmanın karşısında direnemez (iman, azap ateşini söndürür; bundan dolayıdır ki cehennem, Sırat’tan geçen mümine: ‘Çabuk geç, iman nurun ateşimi söndürüyor’ diyecektir). Benim kullarım rahmetimden nasıl ümit keser! Rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Ben ise, kullarımın zannına göreyim. Öyleyse benim hakkımda iyi zanda bulunsunlar.”
Allahü Teala, Hz. Musa aleyhisselama indirdiği Tevrat’ta şöyle buyurur: ‘Ey Ademoğlu! Seni kendim için, eşyayı da senin için yarattım. Benden dolayı yarattığım şeyi (kendini) eşyaya kurban etme!’
Bu bilinçteki insan, her geceyi Kadir, her gördüğü kişiyi Hızır bilir ve ona göre davranır.
İslam büyükleri buyuruyor ki: ‘Günahımıza bir, ibadetimize bin tövbe etmeliyiz.’ Zira Cenab-ı Hak, ibadet edip de burnu havada olmaktansa günah işleyip boynu bükük ve yakaran kul olmamızı daha çok beğenir.
Her derdin şifası vardır; bedeni hastalıkların tedavisi için doktora gitmek, ilaç kullanmak ve şifayı Allah’tan beklemek lazım. Manevi hastalıkların (kalp hastalıkları) şifası da Allahü Teala’yı zikretmektir; yani namaz kılmak, ibadet yapmak ve Allah’ı hatırlamaktır.
Bunun için de Kadir Gecesi çok büyük bir fırsattır.
Sevgili okuyucularımın Kadir Gecelerini tebrik eder, bu mübarek gece hürmetine bağışlanmamızı dilerim.
Paylaş