Paylaş
Haddini aşan bir milletvekili “Savaş çıkaran zihniyet, Kürt sorununu çözümsüz bırakan zihniyettir. Bu sürdüğü sürece gerillaya katılım da olacak, savaş da olacak” yavelerini dillendirdi.
Bu kişi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ödediği vergilerden maaşını alıyor ve TBMM’de sandalye işgal ederek bu milleti temsil sıfatıyla karar veriyor, kanun çıkarıyor.
Türk ceza kanunlarında suç teşkil eden bu cümlelerin her kelimesi sorunlu ve baştan sona kadar yanlışlarla dolu.
Bir kere bu ülkede Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır. Bu ülke bir imparatorluk bakiyesidir ve çeşitli etnik unsurları bünyesinde barındırmaktadır. Söz gelimi Kürtlerle beyaz Türkleri ele alalım: Kürtler, beyaz Türklerin sahip oldukları hakların hangilerinden mahrumlar?
Bu memlekette Kürtler ne olmak istediler de olamadılar veya olamıyorlar?
Allah aşkına söyler misiniz: Kürtlerin, Türklere veya diğer etnik unsurlara göre çözümsüz kalan ve çözüm bekleyen hangi meseleleri var? Daha doğrusu var olan ve sürekli dillendirdikleri tüm sorunları halledilmedi mi?
Diğer birçok etnik grubun sahip oldukları haklardan fazlası Kürtler için var.
Savaş Türklerle Kürtler arasında yapılmıyor ki bunu Türkler başlatmış olsun. Savaşı dış güçlerin maşası konumundaki terör örgütü (PKK) başlattı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti de buna mukabelede bulundu, bulunmaya devam ediyor.
Terör örgütünün istediği ise Türkiye’yi bölmek ve bir Kürt devleti kurmaktır.
Dünyanın her yerinde terör örgütünü methetmek suçtur ve bu suçun cezası mutlaka verilir.
Bu milletvekili, dağa katılımı, çatışmayı ve savaşı teşvik ederek provokatörlüğün daniskasını yapmıştır.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı mahut kişi hakkında gerekli soruşturmayı başlatmış. Fezleke TBMM’ye gelir gelmez işleme konulup, kişinin milletvekilliği derhal düşürülmelidir.
Bu milletvekili Kürt halkını da temsil edemez. Zira Kürt halkının (başta Hakkâri) terörü lanetleyen haykırışları yeri-göğü inletmektedir.
Kürt halkı, her zaman kendisiyle terör örgütü arasında mesafe koymuş ama gelin görün ki Kürt halkını temsil ettiğini iddia eden HDP ve onun milletvekilleri bu mesafeyi koymamıştır, koymamaktadır.
Evlatları dağa kaçırılan anneler partilerinin kapısında feryat ederken, ana olacak bu milletvekili hanımefendi, gençleri dağa çıkmaya ve savaşa kışkırtıyor.
Ne demiş Ziya Paşa: “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”.
Haddini bilmeyene had bildirmek de devletin görevidir.
Paylaş