Paylaş
Onunla topyekûn bir mücadele edildiğini ve hatta bitirilme noktasına getirildiğini zannedenler büyük bir yanılgı içindedir. Daha dünkü seçimler öncesinde gördük; dünyanın dört bir yanından Sayın Erdoğan’ın kaybetmesi için tüm imkânlarını seferber etmiş ve dört gözle Millet İttifakı’nın, yani kendilerinin destekledikleri ve bel bağladıkları kesimin iktidara gelmesini bekliyorlardı!
FETÖ’nün nasıl iktidara gelebileceğini sormayın; kendilerine umut veren muhalefet ittifakı iktidara gelebilseydi, hapishanelerdeki FETÖ’cüleri salıvereceklerini, kamu görevinden çıkarılanların görevlerine iade edeceklerini söylemiyorlar mıydı?
Şu anda FETÖ boş durmuyor, diğer cemaatlere ve sivil toplum kuruluşlarına sızmak için yoğun bir gayretin içindeler.
FETÖ ile mücadele de tıpkı diğer terör örgütü PKK ile olan mücadele gibi yapılmalı ve asla adli kovuşturmalarla yetinilmemelidir. Asıl mücadeleyi fikri sahada yapmalı ve hepsinden önemlisi gelecek kuşaklarımızı bu beladan korumalıyız. Bunun için de öncelikle bu belaya nasıl duçar olduğumuzun sebeplerini bulup onları yok etmeliyiz.
FETÖ, sahte de olsa dini görünümlü bir yapılanmadır. Yani F. Gülen’in ve hatta onun hocasının öğretileri insanımıza din diye sunuldu. O, “Haçlı’nın sizin ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Bir kere onlar sizin kadınınıza, kızınıza ilişmezler. İlişmemiş haçlılar” derken; bu ülkenin aydınları, siyasi partileri, cemaatleri, üniversiteleri (ilahiyat fakülteleri) ve hepsinden önemlisi Diyanet İşleri Başkanlığı neredeydi? En önce karşı gelmesi gereken Diyanet’in nerede olduğunu ben söyleyeyim, varın gerisini (diğer kurum ve kuruluşların hali pür melalini) siz hesap edin!
Din konusunda en duyarlı olması gereken Diyanet, FETÖ’nün dinler arası diyalogdan ilham alarak, camilerde hutbelerde okunan ‘Allah katında hak din (gerçek din) İslamiyet’tir’ ayet-i kerîmesinin okunmasını zımnen (örtülü olarak) yasaklamıştı. Bütün camilerdeki hutbelerde, bu ayet-i kerîme okunmaz olmuştu. Bu denli bir cinayeti, ‘gaflet’ deyip geçiştirebilir miyiz?
Mangalda kül bırakmayan ve kendilerinden başka cemaat mensuplarını bile Müslüman saymayan onca cemaat önderleri neredeydiler? Onu da ben size söyleyeyim; en aklı başında gözükenler dahi ‘Bunlar, dinimize eğitimle hizmet eden kardeşlerimiz’ diyerek bu casus şebekesi masum gösteriyorlardı.
Neden biliyor musunuz? Bunların hemen hepsi din cahiliydi de ondan. Ve biz toplum olarak dinimizi bilmemenin bedelini ödedik ve hâlâ daha ödemekteyiz ve bu gidişle daha çok ödeyeceğiz. Bir delinin saçmalıklarını din sanacak kadar cehalet acaba hangi ilahiyat (!) tahsiliyle mümkündür?
Sen; devlet, kurum, kuruluş, sivil toplum, cemaat veya fert olarak bu dinin direği olan İmam-ı A’zam’ı unutup, unutturursan onun yerini FETÖ gibi din bezirganlarının alması kadar daha doğal ne olabilir? Dinini doğru olarak bilmiyorsun ki, buna veya bir başkasına yanlış diyebilesin.
Meydanı boş bulan şeytan, tüm melanetini işler ve bir sapığın yavelerini din diye kabul ettirir. FETÖ de onu yaptı, hem de onlarca yıl boyunca. Hemen herkes de kabul etti ve hiç itiraz eden olmadı.
Paylaş