Paylaş
Gelip geçen tüm ABD başkanları da söylemlerinde kullanacakları bu ifade biçimini, Demokles’in kılıcı gibi Türkiye’nin başının üstünde tutmayı maharet bilirler.
Malum, ABD bir lobiler ülkesidir. Birinci sırayı teşkil eden Yahudi lobisinden sonra en güçlü olan Ermeni lobisidir.
İster Cumhuriyetçi ister Demokrat olsun, tüm başkanların Türkiye’ye bakış açıları aynıdır. Bu ise ne oldurur ne öldürür bir politikadır. Türkiye’nin hayati önemini bildiklerinden “Ne şiş yansın ne kebap” deyip, eskilerin tabiriyle idare-i maslahat yaparlar.
Başkan Trump bu yılki demecinde (ki vermiş olduğu 3. demeç oluyor) kendinden önceki başkanın (B. Obama) kullandığı ‘meds yeghern’ yani ‘büyük felaket’ ifadesini yine kullandı.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada “İç siyasi mülahazalarla yapılan bu açıklamanın bizim için hiçbir geçerliliği yoktur” dedi.
Yine malum, ‘Ermeni soykırımı’ tasarısı ABD’de hem Temsilciler Meclisi’nden ve hem de Senato’dan geçmiş, onaylanması için Başkan Trump’ın önüne konmuştu. Trump onaylarsa ABD, ‘Ermeni soykırımı’nı tanımış olacaktı.
Ancak Trump yönetimi alınan bu kararları desteklemediğini açıkladı.
Osmanlı Devleti eski dünyanın üzerine kurulu bir imparatorluktu ve 600 sene hüküm sürmüştü. Onca etnik ve dini unsuru yüzyıllar boyu idare etti. Bunların hiç birisinden ve hiçbir zaman böyle bir iddiada bulunan olmadı.
Olamazdı, zira tarihin tanıklığı ortada. Bakınız, dünya üzerinde en netameli yerlerden birisi Kudüs’tür. Çünkü orası her üç semavi dince kutsaldır. Bu yüzden tarih boyu orada sürekli kavga olmuş ve kan akmıştır.
Bir de Osmanlı döneminde Kudüs’e bakın: Her üç dinin mensubu saadet asırlarını yaşadılar. Osmanlı oradan çekildi, o gün bugün haline bakın. Bir gün olsun kan ve gözyaşı dindi mi?
Üstelik Ermeniler, Osmanlıda ‘tebâ-yı sâdıka’ yani ‘sadık millet’ olarak anılmışlardır. Yani Osmanlı, içindeki unsurlardan en ziyade Ermenilere güvenirdi.
Osmanlı kimseye reva görmediği böyle bir muameleyi, en güvendiği Ermeni unsuruna niye yapsın ki?
Ortada olan olay tek kelime ile mukateledir, yani karşılıklı birbirini kırmadır. Bunu da başlatan, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Rusya’nın oyununa gelen Ermenilerdir. Nitekim 1915 olaylarından önce başlatılan Ermeni isyanlarıyla beş yüz bin dolayında Türk-Kürt katledildi.
Müslümanlarla iç içe yaşayan Ermenilerden intikam alınmasından çekinen İttihat ve Terakki hükümeti, Almanya’nın teşvikiyle Ermenileri tehcir etti. Yani oturdukları yerlerden alıp imparatorluğun daha verimli ve güvenli yerlerine iskân ettirdi.
Bu tehcir esnasında intikam duygusuyla birçok Ermeni katledildi. Zaten bunların mahkemeleri o vakitler görüldü ve sorumluları cezalandırıldı.
Tarih ortada, belgeler ortada. Türkiye’nin talebi var: Komisyon kurulsun ve herkes elindeki belgeleri getirsin, konu enine boyuna araştırılsın. Hem buna yanaşmayacaksın ve hem de suçlayacaksın.
İnsaf sahibi Amerikalı tarihçi Prof. Michael Gunter konuyu güzel özetlemiş: “Yaşananlar Ermeni soykırımı olarak nitelendirilemez. Süreç öncesinde birçok Türk, Ermeni çeteciler tarafından katledildi. Ermeni çeteleri 1915 olaylarından çok önce katliama varan isyanlar düzenledi. Ancak Ermeniler, kendilerinin masum olduğu imajına zarar vermemek için yaptıkları kanlı saldırıları konuşmuyor.”
Paylaş