Paylaş
Erdoğan’ın karşısındaki partilere gönül verebilirsiniz ya da partisiz olabilirsiniz ama demokrasi tarihimiz boyunca, Erdoğan kadar çalışkan ve milleti için gecesini gündüzüne katan ve tatil nedir bilmeyen bir lider gösteremezsiniz.
Kimileri bizi, yağcılıkla ve yardakçılıkla suçluyor, ‘besleme’ olduğumuzu ileri sürerek kötü sözler sarf ediyor. Kötü söz sahibine aittir, ne diyelim, her kaptan içindeki sızıyor. Zira cife dolu kapları bal doldurmak kimin haddine!
Besleme medya mensuplarının kimler olduğu vesikalarıyla ortaya dökülmesine rağmen, onlar yandaş olmuyor da, hakkı teslim eden, gerçeğin altını çizenler mi yandaş oluyor?
Belediye başkanlığı döneminde İstanbul’da ve yirmi yıla yakındır da Türkiye genelinde Erdoğan’ın yaptığı devasa hizmetleri görmemek için kör ve kalbi mühürlü olmak gerekir.
Alt ve üstyapı bakımından, Türkiye’miz her bir yanıyla çağ atlamıştır.
‘Seçildi ya; tabii ki yapacak, babasının parasıyla mı yaptı?’ demenin bir mantığı var mı? Erdoğan’dan öncekiler seçilmemiş miydi? Onlar neden yapmadılar...
Demek ki, at binenin kılıç kuşananın.
Bakınız, Cumhuriyet’in kuruluşundan 2002 yılına kadar (Erdoğan iktidarı) yapılabilen tüm barajların sayısı 276’dır. Erdoğan, bunlara 585 baraj daha ekledi.
Ayrıca yenilenebilir enerjide devrim yaparak 97 olan hidroelektrik santral sayısını 584’e çıkardı.
1993 yılında yapımına başlanan Bolu Dağı Tüneli, gelip geçen onca iktidarlar döneminde bitirilememiş ve kurtuluşu; orayı patates ambarı yapmakta bulmuşlardı. Erdoğan, Bolu Tüneli’ne 352 tünel daha ilave etti ve 2003-2019 yılları arasında yapılan tünellerin uzunluğu 408 kilometreyi aştı.
Türkiye’mizde ulaşım ağının en güçlü öğesi olan karayollarında bölünmüş yol uzunluğu 27 bin 470 kilometreye ulaştı. Erdoğan’dan önce ise yalnızca 6 bin kilometre bölünmüş yolumuz vardı.
Erdoğan’dan önceki depremlerde yıkılan şehirler, yıkıldıklarıyla kalır; ölen ölür, sağ kalan vatandaşlar sittin sene evsiz barksız olarak sefilleri oynardı. Erdoğan’la birlikte, yıkılan şehirler bir yıl içinde, sıfırdan inşa edilerek hak sahiplerine teslim edildi, edilmeye devam ediliyor.
Dile kolay, 1.000.000’u aşkın (bir milyondan fazla) konut yapılıp vatandaşların hizmetine sunuldu.
Türkiye’nin alt ve üst yapılandırılması olarak neye ve nereye bakarsanız bakın, hemen hepsinin Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanların en az 5 misli yapıldığını görürsünüz.
Havalimanı sayısını 25’ten 61’e (9’unun inşası devam ediyor) çıkaran ve her 100 kilometrede bir havalimanı imkânını sağlayan ve sonuç itibarıyla havayolunu halkın yolu yapan Erdoğan değil de bir başkası mıdır?
Erdoğan’dan önce, bu ülkede sağlık sistemi mi vardı? Kılıçdaroğlu’nun SSK genel müdürü olduğu dönemde vatandaş hastane veya ilaç bulabiliyor muydu? Hasbelkader 10-15 kişilik koğuşlarda yer bulabilen hastalar, hastanelerde rehin kalmıyorlar mıydı?
En son model teçhizatla donattığı şehir hastanelerini, illerde araştırma, ilçelerde devlet hastanelerini halkımızın hizmetine sunan ve sağlık altyapısında, dünyayı kendisine gıpta ile baktıran hangi liderdir?
Burada yalnızca ufak bir kesitini yazdığımız hizmetleri, birileri görmese ve görmek istemese de millet görüyor.
Lafta değil yaşayarak görüyor.
Görüyor ki, girdiği her seçimde Erdoğan’ı seçiyor.
İftiracıların iddia ettikleri gibi, bu ülke yolsuzluk bataklığına batmış ise bütün bu hizmetler nasıl yapılabilmiştir?
Millet, yalan dolana, iftiraya ve algılara değil, gördüklerine ve yaşadıklarına bakıp olayları değerlendiriyor.
Şayet Erdoğan dindar bir kişiliğe sahip olmasaydı, eşinin başı kapalı olmasaydı, namaz kılıp Kuran-ı Kerim okumasaydı, muhal farz bunların hiçbirini yapmayıp içki içen ve kendileri gibi solcu geçinen biri olsaydı, onu yere göğe sığdıramaz ve inanın, değil meydanlarda heykelini dikmek, evlerini onun ikonlarıyla süslerlerdi.
Neden diye sormaya gerek var mı?
Paylaş