Paylaş
Pandemi ile bütün dünya değişti; başta ekonomi olmak üzere tüm olumsuzluklar hızla artarak kitleleri umutsuzluğa sürükledi.
Dünya üzerinde yaşayan hiçbir kimse yarınından emin değil hem kendi açısından emin değil hem de başkaları açısından. Bu durum fert (birey) planında böyle olduğu gibi, toplumlar ve hatta devletler açısından da böyle.
Hiç kimse, hiçbir toplum ve hiçbir yapı (kurum ya da devlet) kendini güvende hissetmiyor.
Umutsuzluk içinde kıvranan insanlar (toplumlar), büyük bir şaşkınlık içinde yeni arayışlara yöneldiler.
Uluslararası hukuk, yerini, çoktan güçlülerin hukukuna terk etti. Artık güçlünün dediği doğrudur ve olması gerekendir. Sonuç itibariyle gelinen nokta, altta kalanın canı çıksın anlayışıdır.
Güçlüler belli, dünyanın ipleri toplam beş güçlü ülkenin elinde. Onların da başını ABD çekiyor.
O ABD ki, başkanının (Trump) iki küstah lafıyla koca Avrupa ülkeleri darmadağın oldu. Tehdit ettiği ülkeler, sözde dost ve müttefiki olan ülkelerdi (Almanya, Fransa ve NATO ülkeleri).
Denize düşen Avrupa ülkeleri kurtuluşu yılana sarılmakta buldu ve İtalya’sından, Fransa’sına, Almanya’sından Avusturya’sına ve hatta tüm AB’yi temsilen AB Parlamentosunda aşırı sağ partiler adeta patlama yaptılar.
Fransa Başkanı Macron, yüzde 15’e düştüğünü görünce, parlamentoyu feshederek erken seçim kararı almak zorunda kaldı.
Avrupa ülkeleri hızla, 1930’ların faşist Avrupa’sına dönüş yaparsa, kimse şaşırmasın.
Kaplarına sığmayan, ejderha egolu o diktatörler, 2. Dünya Savaşı’na sebep oldular. Ülkeler yer ile yeksan edildi, milyonlarca insan öldü ve sonunda dünya galip gelen üç-beş ülke marifetiyle parsellendi.
Yapılan kurt taksimi 79 sene sürdü; 80. senenin eşiğinde dünya yeniden çatırdıyor.
Elbette tüm dünyanın gözü ABD’de, lakin hem mevcut başkan (Biden) ve hem de muhtemel başkan (Trump) en ufak bir umut vermedikleri gibi, Siyonist kişilikleriyle yangına körükle gitmeyi marifet biliyorlar.
Dünyanın düştüğü acıklı hale bakın ki, her iki ABD başkanı, biri Netanyahu’nun bir parçasını, diğeri öbür parçasını oluşturarak ancak bir Netanyahu ediyorlar!
Netanyahu’nun da ne yaptığı ve ne yapabileceği, cümle alemin malumudur.
Onların batıl inançlarına göre, sözde, haşa Tanrı’yı kıyamete zorlayacaklar! (Zorlanan, emir alan, güdülen ne menem tanrı ise!)
Ne yaparlarsa yapsınlar, er ya da geç, gerçek kıyametle, layık oldukları belalarını bulacaklar!
Paylaş