Paylaş
Malum ramazanın sonu bağışlanmaktır. Bağışlanmanın şahika noktası da bu mübarek gecedir ve onu takip eden Ramazan Bayramı’dır.
Allahü Teala büyük peygamberlerden Musa aleyhisselama, Tevrat’ta şöyle buyurur: ‘Ey Âdemoğlu! Seni kendim için, eşyayı (bütün âlemleri - her şeyi) senin için yarattım. Kendim için yarattığım (kendini) şeyi eşyaya kurban etme!’
İşte insanoğlunun yaratılış sırrı! İnsanın mutluluğu da, mutsuzluğu da bu cümlede gizli.
Bunca keşfine rağmen insanoğlu mutlu olamıyor. Neden? Çünkü yaratılış gayesinden saptı, yaratılış hikmetini yitirdi. Eşyayı, olay ve hadiseleri hükmü altına almak için yaratılan insan, eşyanın hükmü altına girdi. Kendini olay ve hadiselerin akışına bıraktı; rüzgâr ne yönden eserse, kendini onun yönüne bıraktı.
Böylece insan, kendisinin başıboş bırakıldığını (bırakılacağını) zannetti.
Halbuki hiç de öyle değil; manasız ve sebepsiz yaratılan hiçbir şey olmadığına göre, bu denli mükemmeliyette yaratılan kendisi, manasız ve sebepsiz olabilir mi?
Allahü Teala, en üstün yaratılışta var ettiği kullarını (insanoğlunu) çok sevdiği ve onlara çok acıdığından, onları, günahlarından arındırmak, temizlemek ve bağışlamak için hususi zamanlar tayin etmiştir.
Kıymetli zamanların en değerlisi, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’dir. Ki, o gece, insanlığın kurtuluş reçetesi olan Kuran’ı Kerim indirilmiştir.
Dikkat edin; bu gece (Kadir Gecesi) bin aya bedel değildir, bin aydan daha kıymetlidir. Yani kıymetinin, ‘bin aydan daha’ ifadesiyle, ucu açıktır. Bunun da nasıl olduğunu, ‘Bu geceyi ayakta geçiren kimsenin mağfirette Peygambere katılması’ başlığıyla, Muhyiddin ibn Arabi Hazretleri, Fütuhat-ı Mekkiye’sinde şöyle açıklıyor:
‘Allahü Teala Peygamberine şöyle hitap eder: ‘Senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetsin diye...’ (Fetih Suresi, 2. ayet-i kerime, mealen). Müslim ve Nesai, Ebu Hureyre’den Peygamber aleyhisselamın şöyle buyurduğunu aktarır: ‘Kim Kadir Gecesi’ni ayakta geçirirse...’ Ayrıca Müslim’de şu ifade vardır: ‘İman ederek ve Allah’tan umarak kim o Gece’ye ulaşırsa...’ ‘Onun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır.’ Şöyle der: ‘Onun günahı mahcup olmayacak şekilde örtülür.’ Bu kişi, ‘dilediğini yap, senin günahını bağışladım’ diye hakkında söylenenlerden olsa bile böyledir. Nitekim güvenilir bir hadiste böyle denilmiştir.
Kadir Gece’sini ibadetle geçiren kişiden ‘yasaklama’ hitabı gizlenir ve ona dince izin verilir. O da, sadece mubah işlerde tasarrufta bulunabilir, çünkü Allah taşkınlığı emretmez. Onun kadri ve değeri büyük olmasaydı, Allah onu niteliklerin en şereflisi olan bilgi niteliğine katmazdı. Bu nedenle Allah bilginin artışını dilemeyi emretti. Burada Allah ‘onu kattı’ sözümüzün anlamı, sağlam bir rivayette geçen şu ifadedir: “Kul bir günah işleyip bu günahı bağışlayacak ve onu cezalandıracak bir Rabbi olduğunu bildiğinde, Allah şöyle buyurur: ‘Dilediğini yap, seni bağışladım.’” (İbn Arabi, Fütuhat-ı Mekkiyye, Litera yayıncılık; Ekrem Demirli, 5. Cilt, sayfa 222)
Bu büyük müjdeye kavuşabilmek için; bu mübarek geceyi ihya etmeli ve Rabbimizi hatırlamalıyız.
Bu gecenin ihyası, öncelikle günah işlememekle ve işlenmiş günahlara tövbe etmekle olur.
Sevgili okuyucularımın mübarek Kadir Gecesi’ni tebrik ediyor, bağışlanmamız için vesile olmasını diliyorum.
Paylaş