Paylaş
Maksatları, çıkacak kaotik ortamdan istifade ile ülkemizi, şu veya bu şekilde işgal etmektir.
Sittin senedir aynı metodu deniyorlar; yirmi yıl öncesine kadar da hemen hepsinde muvaffak oldular.
Malum, işgalin, maddi ve manevi olarak çeşitli şekilleri vardır. Kimi kültürel işgaldir (ülkemiz sürekli olarak, kültürel bombardıman altındadır), kimi vesayetle işgaldir (yaptırdıkları darbelerle ve darbe kanunları ve işbirlikçi darbecilerle ülkeyi idare etmektir), kimi de fiili darbedir (Irak’ta ve Afganistan’da yaptıkları gibi).
Yirmi yılı aşkın AK Parti hükümetleri döneminde de envaiçeşit darbeyi denediler. Her denemenin hedefinde Sayın Erdoğan vardı.
Mahut zihniyet, bu deprem felaketinde de Erdoğan ve hükümetinin, depremin enkazının altında kalmasını istemektedir. Bu yüzdendir ki mart başından itibaren inşaatların başlamasından ve bir yıl sonra da teslim edilecek olmalarından dolayı çılgına dönüyorlar.
Bundan dolayıdır ki bu felaketi fırsat bilip ellerinden gelen dezenformasyonu (yalan, yanlış, kirli ve yıkıcı bilgileri yaymak) artlarına koymuyorlar.
85 milyon, ‘yardım’ olup deprem bölgelerine akıyor; milletimizin bu yekvücut hali bir kere daha göstermiştir ki BAŞARAMAYAKSINIZ!
Malum, kurt dumanlı havayı sever; bu gibi durumlarda, dost gözüken düşmanlardan gelen yardımlara çok dikkat etmek gerekir. Bunlar, asla başıboş bırakılmamalıdırlar.
Gölcük merkezli Marmara depreminde de görmüştük, burada da görüyoruz. İngiliz misyonerler, Sakarya’da olduğu gibi burada da cirit atıyorlar. Adapazarı’nda 100 dolar mukabilinde, insanlardan dinlerini değiştirmeleri isteniyordu.
Marmara depreminde binlerce İncil dağıtılmıştı; burada da Türk bayrağının yer aldığı kartlarda sözde Hz. İsa’nın; ‘İsa seni seviyor. Bu süreçte onun yardımı için dua edin’ mesajını yayıyorlar.
Büyük bir yıkımın travmasını yaşayan ve psikolojisi bozulan insanların bu durumlarını istismar eden ve kötü yollara kanalize eden beşinci kol faaliyetleri büyük bir hızla devam etmektedir.
İçimizden, hemen her meslek ve her meşrepteki birileri de, bilerek veya bilmeyerek, bu denli zararlı cereyanlara alet olmakta ve devlet aleyhinde kışkırtıcılık yapmaktadırlar.
Devlet, bu kış günü, evsiz kalan yüz binlerce yaslı aileye, geçici barınmaları için, KYK’nın yurtlarını tahsis etti, etmek zorunda kaldı. Zira konteynerlerin altyapılarının hazırlanması, yapımları, nakliyeleri ve montajları birkaç ay alabilir.
Şom ağızlı olmalarıyla ünlü bir kısım tel ekran manyağı, sureti haktan gözükerek; iğrenç söylemleriyle gençlerimizi devlete isyana teşvik ediyorlar. Sözde bilimden, üniversiteden ve gençlerimizden yanalar.
Bu kafa, dün, Gezi olaylarında da “Mesele ağaç değil, sen hâlâ anlamadın mı?” diyordu.
Bugün de, “Erdoğan’ın gitmesi için çok büyük ölçekli doğal afetlerin olması gerekir; deprem, sel, yangın gibi...”
Acılardan siyasi ikbal bekleyecek kadar çukurlaşan bu zihniyete karşı en iyi cevap 85 milyonun ‘TÜRKİYE TEK YÜREK’ olup atmasıdır.
Paylaş