Paylaş
ABD’deki yangınlar üç aydır devam ediyor, Rusya’nın Sibiryasında bir buçuk aydır devam eden yangınlarda beş Fransa büyüklüğündeki orman alanı kül oldu.
Başta ormancılarımız olmak üzere, belediyelerimiz ve hemen tüm kurum ve kuruluşlarımızla beraber vatandaşlarımız cansiperane bir mücadele veriyorlar.
Şimdiye kadar sekiz canımız gitti; onlarca itfaiye çalışanımız ve en az bir o kadar da vatandaşımız ateş çemberinden kurtarıldı. Ormanlarımızda yitirdiğimiz yabanın sayısını kimse bilmiyor.
Milli felaket denecek bir durumla karşı karşıyayız.
Böylesi tasalarda bir araya gelmeyeceğiz de ne zaman geleceğiz?
Yangınları PKK üstlendi; bu aşağılık örgüt, durumdan vazife çıkararak da böyle demiş olabilir! Eğer iddia edildiği gibiyse; Erdoğan’ın dediği gibi, onlar bizim ciğerlerimizi yakıyorlar, onların da ciğerlerini sökmek bizim boynumuzun borcudur.
Pusuda bekleyen her cinsten aşağılık mahluklar, yangınlara paralel olarak, sosyal medyada psikolojik savaş başlattılar. Milleti moral olarak yıkmak için ellerin gelen tüm adilikleri sergiliyorlar.
Tam bir psikolojik savaşla karşı karşıyayız.
Peki, tüm bu kepazeliklerin yanında; toplumun önünde bulunan sorumlu mevkilerde bulunanların sorumsuzluklarına, densizliklerine ve kışkırtmalarına ne demeli?
Bizim en büyük şansızlığımız, ülkemizde sorumlu muhalefetin bulunmayışıdır. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere diğer muhalefet partileri de yangına körükle gidiyorlar.
Akılları sıra siyasi rant devşirecekler.
İnsanda biraz hayâ olsa; bari böylesi felaket günlerinde yalan makinesinin fişini çeker, ufunet kusmaz.
Neymiş efendim? İktidar, bu yanan yerleri fırsat bilip, imara açacakmış. Bunun için de giderayak (Meclis tatile girmeden) bu yasayı çıkarmış.
Kılıçdaroğlu, olmayan bu durumu diline doladı ve ‘Önce ekskavatörle beni çiğnersiniz!’ diyerek ortalığı velveleye verdi.
Halbuki mahut kanun, 1982 yılından beri yürürlükte olan bir kanuna yetki sınırlandırması getiriyor. Yanan ormanların imara açılması zaten mümkün değil. Zira bu duruma anayasal engel var. Hiçbir iktidar yanan ormanları imara açamaz.
Yerleşim yeri ile ormanlık alan arasındaki farkı anlamayan veya anlayıp çarpıtan bu kafaya ne demeli?
Üstelik böyle bir günde felaket tellallığı yapmanın manası var mı?
Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek de liderinden geri kalmıyor ve canlı yayında: ‘Gündoğmuş’a helikopter gelmedi, müdahale yok, insanlar yanıyor!’ diye, milletin gözünün içine baka baka yalan söyledi.
Bu, bize Gezi olaylarında bir sahneyi hatırlattı. Ankara’da canlı yayına bağlanan CHP Genel Sekteri Adnan Keskin; ‘Gözlerimin önünde tank, bir üniversiteli gencin üzerinden geçti!’ diyerek halkı kışkırtmak istemişti.
CHP zihniyeti belli ki hiç değişmeyecek; vaktiyle merhum Adnan Menderes için de; ‘Üniversite gençlerini kıyma makinelerinde çekip asfalt malzemesi olarak kullandı!’ demişlerdi.
CHP değişmedikçe, millet de onun yerini değiştirmiyor; yüzde 25 bandında süründürüyor.
Paylaş