BİR yılı daha geride bırakmaya hazırlanırken yılbaşı gecesi için de geri sayım çoktan başladı. Pek çoğunuzu şimdiden, "Yılbaşı gecesi ne yapacağım" düşüncesi almış olmalı.
Dört günlük bayram tatilinde çok fazla şehir dışına çıkan olduğunu pek sanmıyorum. Antalya’da iptal edilen otel rezervasyonları ve sanatçı programları da bu düşüncemi destekliyor. Hava da buz gibi olunca, Ankaralılar bayramı genelde aileleriyle birlikte evlerinde geçirdiler.
Şimdi ise sırada yılbaşı gecesi var. "Yeni yıla nasıl girersem, bütün bir sene de öyle geçecek" inancıyla, çok eğlenebilmek için insanların kendilerini fazlaca kastıkları yılbaşı gecesi.
Bir program yapmak mecburmuşçasına herkes birbirine yılbaşı gecesi ne yapacağını soruyor. Kimileri çoktan programını yaptı, kimileri ise "2008’e en güzel nasıl girebilirim?" sorusuna cevap bulmak için kafa yormaya devam ediyor. Tabii tercihini evde, pijama, terlik, televizyon üçlüsünden yana kullananlar da var.
Son yıllarda Ankara’da yılbaşı gecesi eğlenceleri önceki yıllara oranla daha da sönük geçmeye başladı. Ünlü politikacıların, işadamlarının, bürokratların aileleriyle birlikte katıldıkları göz kamaştırıcı baloların yerinde artık yeller esiyor. Bu sene de bunun aksini gösterecek bir işarete rastlamadım.
Beş yıldızlı otellerde düzenlenen yılbaşı balolarında öyle çok önemli bir yıldız yok. Sahneye çıkacak en magazinsel isim oryantal Asena. O da aslında yılbaşı gecesi için Bolu Koru Otel’de sahne alacak ama, erken saatlerde Sheraton’ın balo salonunda çıkıp oradan aynı gece Bolu’ya yetişecek. Bir zamanlar yılbaşında Hülya Avşar gibi isimlerin sahne aldığı Hilton Oteli’nin balo salonunda ise program bile yok.
Eğlence mekanları ve gece kulüpleri ise çoğunlukla normal programlarını yapıyorlar. Bazıları programlarını dansçı kızlar ve oryantalle renklendirmiş. En büyük fark ise mönülerinde. Hemen hemen hepsi yılbaşı gecesine özel kestaneli hindi dolması veriyor. Tabii fiyatlar da özel. İkiye üçe katlanmış durumda. Mekanların hemen hemen tamamı limitsiz yerli içki uygulaması yapıyor. İçkiler, "Nasıl olsa limitsiz" mantığıyla tüketilince, gece 11’den sonra ayakta durabilen insana rastlamak da biraz zor oluyor.
Şehrin içinden geçen otobanlar nedeniyle doğru düzgün bir meydanı kalmayan Ankara’da tabii ki öyle herkesin katılabileceği ve eğlenebileceği bir açıkhava parti organizasyonu da yok. Paris, Moskova, New York gibi şehirlerde yapılan, büyük meydanlarda binlerce kişinin toplandığı, yılın son saniyelerini hep bir ağızdan geriye doğru sayıldığı bu tarz eğlenceleri, yılbaşının ertesi günü televizyon haberlerinden gıpta ile izlemeye devam edeceğiz.
Köpük Kralından parti
YILBAŞI gecesinin en renkli organizasyonlarından birisini Köpük Kralı olarak tanınan Cazım Özal yapıyor. Avrupa’nın en büyük ısı yalıtım malzemeleri üreten fabrikalarından birisi olan Özpor’un sahibi, Ankaralı sanayici Cazım Bey, iş hayatındaki başarısı kadar renkli kişiliğiyle de dikkat çeken bir isim. Eski Türkiye güzellerinden Aylin Hanım’la evli olan Özal, yılbaşı gecesi için Bilkent Otel’in İzmir Salonu’nda yaklaşık 200 kişilik bir davet veriyor. Gecenin kusursuz geçmesi için bütün ayrıntılar en ince noktasına kadar Cazım Bey ve Aylin Hanım tarafından tasarlanıyor.
Bu arada ünlü iç mimar Neşet Güne ve eğlence mekanlarının başarılı işletmecisi Suat Durkan’ın yılbaşı gecesi için birlikte planladıkları Vegas Parti iptal edilmiş. Anlaşılan Güne ve Durkan soyundukları işin ne kadar teferruatlı ve zor olacağını sonradan anlamışlar ve vazgeçmişler.
O artık bizden biri
YUNANİSTAN’ın Ankara Büyükelçisi George Yennimatas, iki buçuk yıllık görevinin ardından emekli oldu ve ülkemizden ayrıldı. Türkiye’de kurduğu sıcak ilişkiler ve yaptığı yardım çalışmaları ile her kesimden insanların takdirini kazanan eşi Athena Yennimata ise başlattığı projeleri yarım bırakmaya hiç de niyetli değil. Bayan Yennimata, özellikle de kimsesiz çocuklar için ciddi çalışmalar yapmıştı. Hatta "Yılın Annesi" bile seçilmişti. Yennimata, Ankara’daki bazı diplomat eşleriyle birlikte kurmayı planladıkları Türk-Yunan Çocuk Dostluk Derneği projesini hayata geçirmek için kararlı. Bunun için de Şubat’ta yeniden Ankara’ya geliyor. Kendini artık içimizden biri olarak gördüğünü de her fırsatta dile getiriyor.