SON aylarda diplomatik davetlerde, kokteyllerde, resepsiyonlarda dikkat çeken bir ikili var.
Umman Sultanlığı’nın Ankara Büyükelçisi Mohammed Alwohaibi ve Türkiye’deki ilk kadın Arap Büyükelçi, Yemen sefiresi Noria Abdullah Al Hamami. Hemen hemen her yerde birlikte görülen bu ikilinin ilginç yakınlaşması dikkatli gözlerden kaçmıyor.
Duayen büyükelçİ
Umman, Arap Yarımadası’nın en zengin ülkelerinden... Hatta son yıllarda sosyetenin gözde tatil merkezlerinden olan Dubai’ye alternatif olarak bile gösteriliyor. Umman Sefiri Mohammed Alwohaibi, sadece 45 yaşında olmasına rağmen, Ankara’da en uzun süredir görev yapan yabancı büyükelçi. Diplomatik dilde "duayen" olarak adlandırılıyor ve bu sıfatından dolayı da hemen hemen bütün resepsiyonlara katılıyor. Alwohaibi evli. Tam altı tane çocuğu var. Bunlardan ikisi Ankara’da, diğerleri ise Umman’da. Büyükelçi Alwohaibi’nin kapalı olan eşi de Ankara’da yaşıyor. Ancak Büyükelçi, davetlere eşiyle katılmıyor.
Alwohaibi’nin diplomatik resepsiyonlara birlikte katıldığı kişi ise Yemen’in Ankara Büyükelçisi Noria Abdullah Al Hamami. Bekar olan Hamami, katı diplomatik kuralların işlediği bu davetlere, şıklığı, zarafeti ve güzelliğiyle renk katıyor. Yemen’in, Müslümanlığın katı kurallarını ne kadar sıkı uygulayan bir ülke olduğunu da dikkate alırsak, Sefire Hamami’nin bu modern görünümü daha çok dikkat çekiyor.
Son aylarda Ankara’da düzenlenen elçilik resepsiyonlarında Alwohaibi ve Hamami hep birlikteler. Resepsiyonlara birlikte geliyorlar ve birlikte ayrılıyorlar; objektiflere birlikte gülümsüyorlar. Aldığım haberlere göre, iki komşu ülke Umman ve Yemen’in Ankara büyükelçilerinin bu yakınlıkları sadece diplomatik davetlerle sınırlı değil. Her fırsatta birbirlerini ziyaret ettikleri ve sık sık görüştükleri ise bu ikiliye yakın çevreler tarafından doğrulanıyor. Arap Yarımadası’nın bu iki komşu ülkesinin Ankara Büyükelçileri arasındaki bu "sıkı fıkı" dostluk dikkatli gözlerden kaçmıyor. Akıllara da "acaba" ile başlayan sorular getiriyor.
SIkIntI büyük
HERKES "Acaba çekilen bu kadar işkenceye, eziyete değecek mi, bir işe yarayacak mı?" diye birbirine soruyordu. Açılmasıyla birlikte bu soruların cevapları da verildi. Ne yazık ki, çok büyük bir kesim tarafından "Trafiği rahatlatmayı bırakın, daha da kötü oldu. Görüntü olarak da çok çirkin" yorumları yapıldı. Tabii ki Kuğulu Kavşağı’ndan bahsediyorum. Bazı yerlerde kaldırım neredeyse yola sıfır. Can güvenliğinizi hiçe sayarak, akan araç trafiğinin arasında yürümek zorunda kalıyorsunuz. Bazı yerlerde ise karşıdan karşıya geçmeden önce "şahadet" getirmekte fayda var. Belediye, yapılan hataları parça parça düzeltmeye çalışıyor. Bu arada yeni trafik düzeninde en büyük darbeyi Arjantin Caddesi yemiş durumda. Ankara’daki kafe kültürünün doğuş yeri olarak bilinen bu cadde, trafiğin tek yönde uygulanmasının ardından büyük sıkıntı yaşıyor. Kuğulu Kavşağı’ndan nasibini alanlardan ikisi de Sheraton ve Hilton otelleri. Arjantin ve Tahran Caddeleri’nin tek yön olmasıyla Ankara’nın bu en önemli iki otelinin ulaşımı hayli zorlaştı. Duyduğuma göre, her iki otelin yöneticileri de bu konuda belediyeye sorunlarını iletmişler, ancak bir sonuca ulaşamamışlar.