367 kokteyli

Ankara’nın sosyal hayatının, verilen davet ve kokteyllerin politik gündemle ne kadar iç içe olduğu, geçtiğimiz hafta yaşadığımız bir örnekle bir kez daha gözler önüne serildi.

Geçtiğimiz yıl hiçbir politikacının katılmadığı Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü kokteylinde bu yıl tam tersi bir görüntü vardı. Anayasa Mahkemesi, kuruluş yıldönümlerini her yıl geleneksel olarak düzenlediği kokteyllerle kutluyor. Geçtiğimiz yıl 44. kuruluş yıldönümü kokteyli de Sheraton Oteli’nde yapıldı. Başkan Tülay Tuğcu’nun ilk kez ev sahipliği yaptığı bu davete mahkeme üyeleri, raportörler ve mahkeme çalışanları katılmıştı. Oldukça sade bir ortamda gerçekleşen bu kuruluş yıldönümü davetine eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk haricinde hiçbir politikacı gelmemişti. Benden başka gazetecinin bile takip etmediği bu kokteylde Başkan Tülay Tuğcu, geceyi, bir önceki Başkan Mustafa Bumin, eşi Nebahat Hanım ve diğer mesai arkadaşlarıyla bol bol sohbet ederek geçirmişti.. Bu yüce mahkemenin 45. kuruluş yıldönümü geçtiğimiz hafta yine Sheraton Oteli’nde verilen bir davetle kutlandı. Mahkemenin kuruluş yıldönümüyle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 1. turunda yapılan 367 milletvekili tartışmaları aynı zamana rastlayınca da, ortaya, geçtiğimiz yılların tam aksine bir görüntü çıktı.

AKP TAM KADRO

Başta TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım olmak üzere, AKP’nin birçok üst düzey ismi bu davetteki yerlerini almışlardı. Resepsiyonu takip etmek için tam anlamıyla bir gazeteci ordusu görevliydi. Çok kalabalık oldukları için davetin verildiği salona alınmayıp, otelin lobisinde bekletildiler. Geçtiğimiz yıl bütün daveti mesai arkadaşlarıyla sohbet ederek geçiren Başkan Tülay Tuğcu’nun bu yıl, bir yanında TBMM Başkanı, bir yanında Başbakan, diğer yanında ise Cumhurbaşkanı adayı vardı.

Son iki yıl yapılan Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü kokteyllerinde dikkatimi çeken bir başka nokta ise, ne CHP’den ne de askeri kanattan kimsenin katılmamasıydı.

Londra’daki Ankaralı

Karum’un önünden süzülüp Paper Moon’a doğru yanaşan 06 SC Ö plakalı son model S 350 siyah Mercedes, sadece benim değil, gören herkesin dikkatini çekiyordu. Araç, kafenin önünde durdu. Arka sağ kapı açıldı ve içinden kısa boylu hafif tıknaz orta yaşlarda bir erkek indi. Hem inen kişiye hem de arabanın plakasına bakınca, bunun Sabri Çarmıklı olduğunu anlamak hiç zor olmuyordu. Ankara’nın vergi rekortmenleri listesinde ikinci, üçüncü ve dördüncü sırayı alan Çarmıklı Ailesi’nin Londra’da yaşayan büyük oğulları Sabri Çarmıklı. Araçtan iki kişi daha indi. Çarmıklı’nın Ankara’daki iki kadim dostu; İnci Baba olarak tanınan rahmetli Mehmet Nabi İnciler’in oğlu Müjdat İnciler ve Koza Altın Şirketi, İpek Matbaacılık ve Bugün gazetesinin sahiplerinden Tekin İpek. Nurol Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Çarmıklı’nın oğlu Sabri Bey, üniversite eğitimi için gittiği Londra’ya yerleşti ve yıllardır orada yaşıyor. Yılda birkaç kez de Ankara’ya gelerek hem yakın dostlarıyla hem de ailesiyle hasret gideriyor.

Onu tanıyan herkesin aklındaki soru ise, "Merkezi Ankara’da bulunan, Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin veliahdı neden Londra’da yaşıyor?" Bunun cevabını ben de bilmiyorum, ama bildiğim ve Sabri Çarmıklı’nın yakın çevresindeki herkesin de onayladığı bir şey, onun ne kadar dostlarına düşkün, vefakar bir kişiliğe sahip olduğu. Herkes artık onun bir an önce Londra’yı bırakıp yeniden Ankara’ya yerleşmesini bekliyor.

Bir tespih eksikti

Son günlerde bazı zengin ailelerin üniversitede okuyan erkek çocukları arasında yaygınlaşmaya başlayan bir moda dikkatimi çekiyor. Pahalı saat, cep telefonu gibi aksesuarların yanına, şimdi de altın tespih ekleniyor. Minelisi, işlemelisi, sedef kakmalısı gibi çeşitli türleri var. Ankara’nın seçkin kuyumcu ve mücevhercilerine özel olarak sipariş ediliyor. Doğum günü, sınıf geçme gibi özel günlerde hediye ediliyor. Fiyatları da bin ila bin 500 YTL arasında değişiyor.

Altında milyarlarca liralık araba, kolunda binlerce dolarlık saat, cebinde son teknoloji telefon, eline de altın tespihi verdiniz mi, o üniversitelinin yanına da havasından yaklaşılmaz artık. Ne hava ama, değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları