Paylaş
Birbiriyle ilişkili bu zor dönemde, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir beka sorunuyla karşı karşıya olduğunu birkaç kez vurgulamıştım.
Türkiye Cumhuriyeti’nin iki temel direğini oluşturan laiklik ve ulusal bütünlük niteliklerinin ağır tehdit altında olduğu bir süreçten geçiyoruz. Yıllardır bu iki temel direğe yapılan sistemli saldırılar Türkiye Cumhuriyeti’ni varlık-yokluk mücadelesi verecek bir noktaya kadar getirdi.
Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırıp, yerine din kisvesi altında bir imamlar rejimi getirmeye çalışan son hamle 15 Temmuz günü kanlı bir darbe girişimiyle sahneye çıktı ve ulusal bir tepkiyle bastırıldı.
İkinci tehdit ise 40 yıla varan terör eylemiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin güneydoğusunu koparmayı ve üzerinde ayrı bir devlet kurmayı amaçlayan PKK/KCK tehdididir.
Her iki tehdit, Suriye ve Irak’ta yaşanan içsavaşla da ilişkilidir. Bu ülkelerin parçalanması, Türkiye’nin parçalanması tehdidini de içerir.
Bu gerçek saklanamayacak şekilde ortaya çıktığı içindir ki, Türkiye, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılması dahil, tüm güvenlik güçleriyle içte ve dışta yeni bir mücadele aşamasına gelmiş durumdadır.
PKK VE FETÖ İLE MÜCADELE
Türkiye yıllardır PKK ile mücadele ediyor.
PKK/KCK terör yöntemi kullanarak, uzun vadeli halk savaşıyla Türkiye’yi bölmeyi amaçlıyor.
40 yıla yaklaşan mücadele döneminde Türkiye hem silahlı ve siyasi mücadeleyi hem de “çözüm süreci” ile silahsız çözüme ulaşmayı denedi. Konjonktüre göre tutum değiştirmekle birlikte, PKK/KCK’nın özünde silahlı yöntem ve Türkiye’yi bölme amacından vazgeçmediği görüldü. Son bir yılda yaşanan şehir savaşları bu gerçeği ortaya koydu.
FETÖ ise askeri ve sivil bürokrasiyi ele geçirerek demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçirmeyi hedeflediğini 15 Temmuz kanlı darbe girişimiyle gösterdi.
Bu koşullar altında Türkiye Cumhuriyeti’nin içten ve dıştan gelen bu tehditlere karşı kendini savunması, meşrudur. Yurtiçinde ve yurtdışında aldığı önlemler hukuki, ulusal ve siyasal desteğe sahiptir.
TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Olağanüstü Hal ilan etti.
Olağanüstü Hal koşulları Anayasa’da yazılı.
Bu uygulama için başlıca sınırlama alanı ise yine Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası hukuk kurumlarına ait kurallar tarafından güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerdir. Türkiye bu sözleşmeleri Olağanüstü Hal nedeniyle geçici olarak askıya almış olsa da yine temel hak ve özgürlükler, istisna hükümleriyle güvencelerini sürdürmektedir.
Bu itibarla Olağanüstü Hal uygulamalarında da bu hak ve özgürlüklerin ihlal edilmemesi, zedelenmemesi çok önemlidir. Bu durum Türkiye’nin demokratik, laik, hukuk devleti nitelikleri açısından uluslararası hukuk ve siyasi algı açısından çok önemlidir.
Bu itibarla bu alanda hataya düşülmemelidir. Ergenekon, Balyoz, Casusluk ve benzeri davalarda yapılan hukuk hataları ve ihlallerinin yarattığı telafisi imkânsız sonuçlar açık biçimde ortaya çıkmış, Türkiye’yi çok zor duruma düşürmüştür. Bugün o ihlaller ve -telafisi imkânsız olanlar dışında- telafisi çok zor olan sonuçların ortadan kaldırılması için bir mücadele sürdürülmektedir.
İşte bu mücadele yürütülürken aynı hataya bir daha düşülmemelidir.
CUMHURİYET OPERASYONU
Bu bağlamda Cumhuriyet gazetesine İstanbul Başsavcılığı kararıyla yapılan uygulama düşündürücüdür. FETÖ’yle organik ilişkisi kanıtlanmış olan kurumlara yapılan hukuki muamele ile Cumhuriyet gazetesine yapılan muamelenin aynı olması, izah edilebilir, kabul edilebilir bir durum değildir. Bu operasyon, Olağanüstü Hal yetkilerinin amaçları dışında kullanılması eleştirisi ve tepkisiyle karşılanacaktır. Nitekim içeriden ve dışarıdan gelen ilk tepkiler bu yöndedir. İfade özgürlüğü ve onun kullanım tarzlarından biri olan basın özgürlüğü açısından büyük sorun yaratacaktır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerinde de işlendiği gibi yargının üstün konumunu kullanarak ifade ve basın özgürlüğünü bu şekilde sınırlaması Türkiye’ye önemli sorunlar ve mahkûmiyetler getirecek niteliktedir.
PKK/KCK ve FETÖ ile mücadele Olağanüstü Hal koşullarında dahi hukukilikten uzaklaşmamalıdır.
Paylaş