Paylaş
Yolcular homurdanmaya başlarken pilottan bir anons; “Sayın yolcularımız körük çalışmadığı için uçağımızın kapısını açamıyoruz. Hoppalaaa! Körük kendini körükleyemiyor. Kendini körükleyemeyen körüğün kime faydası var? “Kapıyı açın belki körük tahrik olur” diyecek oldum. Vazgeçtim. Beşiktaş’ın körüğe ihtiyacı yok. Beşiktaş taraftarı takımına öyle bir destek veriyor ki, ölüyü diriltir, hastayı yatağından kaldırır, damar açar. Bu maçta olduğu gibi.
Leblebinin yanında kara üzüm
Maçın ilk yarısında Beşiktaş etkili, girdiği gol pozisyonu rakibinden fazla. Son vuruşlardaki isabetsizlik sıkıntı mı olacak derken, Sivok’un muhteşem plasesi geliyor. Gol atmak bu kadar kolay, doğru yerde doğru zamanda ol, kendine güven, koy ayak içini kalecinin uzanamayacağı yere, arkadaşlarınla kucaklaş. Bu vuruşu her maçta bir Beşiktaş forveti yapsa, gol sorun olmaktan çıkar, leblebi olur. Hem de beyaz leblebi yanında da kara üzüm, çerez olsun rakipler.
Bir mönitör de yedek kulübesine
İkinci yarıda Beşiktaş’ın geri çekilmesi rakibe bir davet. Gençlerbirliği de bu davete cevap verip oyunu Beşiktaş sahasına yıkıyor ve Hurşut’un kurşunu gecikmiyor. 1-1’den sonra Gençlerbirliği futbolcularının puan kazanma çabaları arasında vakit çalmak da var. Gereksiz yere yatmalara seyircinin tepkisine sebep oluyor, buna ihtiyaçları yok. Hurşut ve Burhan gibi hareketli ve iyi dripling yapan oyuncuları var. Kahe ve o çıktıktan sonra da Mustafa yeteri kadar pozisyon yakalıyor, ama Rüştü’yü geçemiyorlar.
Beşiktaş’ın stadında modern bir uygulamayla spor yazarlarının olduğu yere monitörler monte edilmiş. Bir monitör de yedek kulübesine monte etmekte fayda var. Mustafa Hocam ekrandan takımını daha iyi yönetiyor sanki...
Paylaş