Biri Dünya Kupası’na katıldığına seviniyor, öbürü 5 kere Dünya Şampiyonu olmuş. İkisini de karşılaştırmak, acımasızlık olur. Yolda karşılaşsalar, Kuzey Kore yolunu değiştirir diye düşünüyorduk. Ama Kuzey Kore herkesi yanılttı.
Oyun başında Kore’nin oyunu kendi sahasında kabul etmesi ve top rakipteyken kendi sahasına çekilmesi doğaldı. Ama top Kuzey Kore’deyken, Brezilya’nın kendi yarı alanına çekilmesini anlamış değiliz.
Dunga haklı çıktı
Ya rakibe olan saygıdan ya da Kuzey Kore’yi üzerine çekmeyi hedeflemek. Ancak Kore’nin kontrataklar dışında rakibin üzerine gitme niyeti yok. Dolayısıyla Brezilya’nın kendi sahasına çekilmesi mantıksız. Brezilya, niye hücum pres yapmıyor diye düşünüyoruz. Ancak Robinho ve Kaka ile hücum pres yapmak ne mümkün. Dunga, taktiğinde haklı çıkıyor.
Beklenen olmadı
Rakibin 100 atağına göğüs geren, kalesini cansiperhane savunan İtalyan defansı mazide kalmış. Kaleye gelen tek etkili top gol oluyor. Torres’in şişirme topunda Alcaraz yükseliyor; Alcaraz dünyanın en iyi stoperlerinden sayılan Cannavaro’nun üzerinden çakıyor kafayı... Buffon’un kaleyi Marchetti bırakmaktan başka yapacak bir şeyi yoktu.
Santa Cruz’a üzüldük
Teknik direktör Gerardo Martino ile birlikte daha atak oynamaya başlayan Paraguaylılar, skoru koruma telaşına girmeseler maçı kazanacaklardı. Golü atan Alcaraz takımın en iyi oyuncusu... Paraguay, defanstaki iyi oyununu ofansta da güzel bir golle süslemeyi başardı. Vera, takımın dinamosu. Torres serbest vuruşları daha etkili kullansa, asist sayıları artacak; şişirme ortası bile gol oldu. Paraguay’ın sembolü Santa Cruz’un ise sonradan oyuna girmesine üzüldük.
İtalya, bu beraberliği kaleci Villar’ın boşa çıkışına borçlu. Etkisiz İtalyan forvetlerinin kapanmış Paraguay defansına karşı beraberlik golünü atması zordu. Bu kadar hareketsiz bir maçta goller ancak duran toplardan olurdu. Paraguay sürpriz yapma fırsatını kaçırdı.
Sürprizlere hazır olun
DÜNYA Kupası’ndaki ilk maçlarda berabere kalan her takım işi zora soktu, mutlak bir galibiyete ihtiyaçları var. Üç puanı cebine koyanların ise kaybetme lüksü mevcut. Gruplar sürprizlere gebe.. Son şampiyonun halini görünce her türlü sürprizi hazırlıklı olalım..
Ön libero gelip stoperlere oyun kuruluşunda yardımcı oluyor. Orta sahada kanatlar, iki çizgide forvet arkası santrforun yanında. Öncelikle istenen, kalecinin topu elle oyuna sokması. Stoperlere baskı varsa, yapılacak uzun degaj atışında santrfor Mphela’yı topla buluşturmak. Seken ikinci toplara da kanat oyuncularının ve serbest oyuncu forvet arkası oynayan Pienaar’ın topla buluşmasını sağlamak.
Top rakipteyken bekler stoperlere yanaşıp oyunu daraltıyor. Kanat oyuncuları geriye geliyor. Forvet arkası Pienaar da gelip orta sahayı kalabalıklaştırıyor. İleride tek adam santrfor Mphela. Mümkün olduğu kadar ayağa kısa pas yapıyorlar. Başarılı olduklarını da söyleyebiliriz. Ancak, forvet arkasına depar atan oyuncuları olmasına rağmen, yapılan gereksiz geri ve yan paslar çabuk kontrataklara çıkmalarını önlüyor. Güney Afrika’nın oyun anlayışında Parreira’nın sabrını görebilirsiniz.
Tecrübesiz Dos Santos
DOS Santos’un kendini gösterme çabasını tecrübesizliğine bağlıyoruz. Bu genç yetenek birçok Dünya Kupası ve uluslararası maçta kendini gösterme fırsatını zaten yakalayacak. Biraz daha kollektif oyunu benimsediği an, Meksika’nın en önemli oyuncusu olacak ama cesaret ve yetenekle girdiği pozisyonlar geleceği için iyiye işaret. Serbest vuruşları biraz daha etkili kullanabilirdi. Ama dedik ya turnuvanın ilk maçı, bütün gözler Soccer City’de, basit hatalar olağan.
Meksika takımı iyi organize olamamış. Oyunun belirli bir bölümlerinde iyi gözükmelerine rağmen atak varyasyonları tamamen kişisel yeteneklere bağlı. Dos Santos ve Vela’nın bireysel becerileri Meksika’yı pozisyona sokuyor. Ancak orta sahadan sürpriz adam çıkaramıyorlar. Saha dizilişlerindeki 4-3-3 görüntüsü sebebiyle öne çıkan orta saha oyuncusu defansif anlamda sıkıntı yaratıyor ama Güney Afrika’nın bu zaafı kullanmaya pek niyeti yoktu.
Kalem kağıt
Pozisyon zenginliği olmayan bir maç ama bütün dünyanın gözlerinin üstünde olduğunu bilen oyuncuların bu stresi kaldıramamaları doğal. Güney Afrikalı Tshabalala sahanın en iyi oyuncusu. Attığı gol mükemmel. Sol ayağını çok iyi kullanıyor. Futbol zekası üst seviyede ama beklerden istediği bindirmeleri ve Pienaar’dan yeterli pasları alamayınca oyundaki etkisi saman alevi gibi.