Şapka çıkartmamak mümkün değil. Tebrikler, teknik heyet, futbolcular ve de Aykut Kocaman’a... Ama Fenerbahçe’de, şapka çıkarttırmakla kalmayıp, o şapkadan tavşan çıkartanlar da var. Alpella Gençlik Şehri projesi için Fenerbahçe’ye 48 dönümlük araziyi kazandıran Başkan Aziz Yıldırım ve yönetimi...
Tesisleşmedeki başarısı kadar Sayın Aziz Yıldırım ve yönetimini kutlamak durumunda olduğum bir diğer kocaman hamle daha var. O da Sportif Direktör Aykut Kocaman. Sabrı, selameti, iş ahlakı ve disiplini ile Aykut, Fenerbahçe için kocaman bir şans. Türkiye’de bazı yöneticiler bu çeşit direktörlüğe sportmence yaklaşmayabilirler. Ama zamanla göreceklerdir ki, doğru adamlar onların işini kolaylaştıracak.
Polat’ı kutluyorum
LİG ikincisi G.Saray, zaman zaman oynadığı güzel futbolla ilk yarının göze batanlarından. Dünyanın en iyi 10 hocası arasında gösterilen Rijkaard’ı G.Saray’ın başına getiren Başkan Adnan Polat ve yönetimini de kutluyoruz. Dış transferdeki başarıları da göz kamaştırıyor. Ligin en çok gol atan takımı olmaları tesadüf değil. Oynadıkları futbolla bunu hak ediyorlar.
‘Sağlam’ basıyorlar
ZİRVEYE ortak olan Anadolu kulüplerimiz Bursaspor ve Kayserispor’u da ayrıca kutluyoruz. Ertuğrul takımın başına geldiğinden beri Timsah, yere ‘Sağlam’ basmakla kalmayıp derin sularda da hedefine doğru ilerliyor. Kurumsallaşmada Türkiye’nin lideri diyebileceğimiz Kayserispor’daki çalışmaları için Başkan Recep Mamur ve Menajer Süleyman Hurma’yı da tebrik ediyoruz. Tolunay Kafkas, ne kadar doğru bir tercih olduğunu da ispatladı.
Şampiyonluk kehanet olmaz
GEÇEN sezonun duble kupalısı Beşiktaş da kötü başladığı ligde yakaladığı 8 galibiyetlik seriyle zirveye göz kırpıyor. Geçen sene de benzer bir performans sergilediğini düşünürsek şampiyonluk Beşiktaş için bir kehanet olmaz.
Fransa’da doğup Beşiktaşlı olanlara helal, kendi yetiştirdiğimiz evlatlarımıza ne bu şiddet bu celal. Ulu Önder Atatürk’ün bile tartışıldığı bu ülkede yabancı hayranlığımızın tartışılması için Meclis’e önerge vermeyi düşünüyorum. Korkarım Meclis benim gazetemden aldığım maaşı tartışmayı tercih eder. İyisi mi ben maçıma bakıp yazımı yazayım.
Suya takıldıMaç başlayınca görüyoruz ki hocaların teknik ve taktik anlayışı suya takılacak. Fizik mücadele, bireysel hatalar ve şans, skoru belirleyecek. Takımların saha dizilişi aynı: 4-2-3-1. Bu kullanışlı diziliş, deplasmanda oynayan ya da tek forvet arkasında kreatif oyuncu kullanmak isteyen hocaların öncelikli tercihi. Ama bu sahanın dizilişi değil. Topu uzun oynamak mecburiyeti çift santrfor oynama ihtiyacı doğuracak. Üstelik her iki takımın tek forvetleri Bobo ve Sercan fiziğini değil süratini ve teknik becerisini kullanan oyncular.
Oyun orta sahaya kilitlenecek derken oyuncular saha şartlarını dikkate alıp topu yerden kaldırmaya başlıyorlar. Ve ilk ciddi atağında Bursa golünü atıyor. Arka direkte iki Bursalı’yı birden yalnız bırakmak ha! Bu ne tedbirsizlik.. Beşiktaş yediği golden esinlenip uzun toplarla oynamaya başlayınca karşılıklı pozisyonlar başlıyor. Fink bu hava ve saha koşullarında geçerli bir şeyi daha fark ediyor. Şut atmak. Bursa kalecisi Ivankov tırnaklarını kesmiş olsa Beşiktaş beraberliği yakalayacak.
Rüzgar gibi forvetler
Öne geçen Bursa’nın bir büyük avantajı da rüzgar gibi forvetleri. Tello, Sercan’ın süratini fark edene kadar Sercan kaleciyle karşı karşıya. Allah’tan Sercan’ın beline dolanmaktan son anda vazgeçip Beşiktaş’ı eksik bırakmıyor. Gazi Rüştü oyuna devam edemeyince kale genç Korcan’a teslim. İlk defa kaleye geçmek için talihsiz bir maç. Zemin kaygan ve takımın 1-0 mağlup. Bireysel hatayla ikinci golü yersen, yakalanan ilk fırsat hayal kırıklığı olur.
Doğru hamleler
İkinci yarıya girerken Nihat-Nobre değişikliği mantıklı, Mustafa Denizli’nin doğru anlayışı Beşiktaş’ın beraberlik golünü getiriyor. İkinci yarıya daha istekli başlayan taraf ilk yarının aksine Beşiktaş, hakemin de desteğiyle penaltıdan ikici golü de buluyor. Hamle sırası Ertuğrul Sağlam’da; Sercan’ı çıkarıp Ömer’i santrfor alıyor ki şişirme toplarla beraberlik gölünü arayacak. Hemen akabinde gelen beraberlik golü ve Ertuğrul Hoca’nın saha içi hamlesi, Ömer defansa Zapo orta sahayı da geçip, Beşiktaş 18’ine girip kafayı çakınca Bursa öne geçen taraf oluyor. Doğru hamlelerin bu kadar çabuk sonuç vermesi gecenin bir başka güzelliği.
Beşiktaş’ın oyun anlayışı aynı. Dörtlü defansın önünde Panzerler Fink ve Ernst, onların önünde de Nihat, Tello, Ekrem serbest. Bobo yine önde tek. Toraman iyi ki maskesiz çıkmış sahaya. Görüş zaiyesi açık. İlk iki kornere de vuruyor kafayı. Biri direğe, öbürü kaleciye. Karşılıklı şutlar aut ve korner oluyor. Gol yok, derken Bobo, “Şuta gerek yok verin pası” diyor. Muhteşem bir top konrtolü ve harika bir ayak dışı plase. İşte gol.
Manisa’nın pes etmeye niyeti yok. Ligin en az gol yiyen takımı bir sürü kalabalık içerisinde Kalabane’nin kafasıyla beraberliği sağlıyor. Ekrem’in iki kere soldan geliştirdiği ataklarda topların ikisi de Nihat’a gol pası. Ama Nihat, Beşiktaş taraftarının sabrını zorlamakta kararlı. Kovacevic, hala futbolu bırakmadıysa transfer edelim de bir 9.5 numaramız olsun. Belki Nihat, Kovacevic’le Real Sociedad’daki günlerine geri döner.
Yiğit Mehmetçikler
TELLO, etkili ara pasları ve ortalar yapıyor. Ekrem’in de ofansta katkısı dikkat çekici. Ancak Nihat ile birlikte bu üçlü, Fink ve Ernst’i defansif anlamda yalnız bırakınca orta saha hakimiyeti Manisaspor’a geçiyor.
İkinci yarıda Manisa’nın atakları daha etkili. Orta sahalarında Yiğit tam bir mücadele adamı. Mehmetçiklerden Nas, çalışkan, Güven de topla oldukça iyi. Sağ kanatta etkisiz kalan Güven’in yerine oyuna giren Yiğit İsmail, yetenekli bir oyuncu. Ayağının tozu ile attığı frikikle Beşiktaşlıların yüreğini ağzına getiriyor.
Isaac’ın Sivok ve Ferrari’yi yıpratma çabaları Joshua’nın da dikkati çeken driplingleri var. Ancak galibiyet golü gelmiyor.
Yine iyi olan Rüştü
İSMAİL Köybaşı’nın defansif anlamda kendini geliştirmesi şart. Ofansif katkısını da bu maçta göremedik. Rüştü, Beşiktaş’ın en iyisi. Manisa’da da dikkat çeken isimler, Kalabane ve Joshua. Çeyrekten, 10.5’tan vazgeçip, tam alsak şu oyuncuları da transferde piyango bir kere de Beşiktaş’a
Dünya Anti Doping Ajansı WADA “Vadaaa” deyip, SUDAFET’i yasak maddeler listesinden çıkarmış. Ancak, “UEFA’nın izniyle kullanmanız gerek” diyor. Bu ilacı kullanırken kulüpler bildirim yapmalı. Biz de bir bildirinin UEFA’dan gelmesini bekliyoruz ki maçın skoruna rağmen UEFA Avrupa Ligi’nde yolumuza devam edelim.
Maçın başında Bobo’yu görücüye çıkmış gibi görünce heyecanlanıyoruz. Keşke Beşiktaş’ın rakipleri Bobo’yu hep takip etse. “Manchester Fatihi” Tello, Fink’in mükemmel pasını gol yapsa “İnönü Sultanı” olup İstanbul’u yeniden fethedecek. Bunun dışında ilk yarıda kayda değer fazla bir pozisyonumuz yok. Ruslar daha kararlı, daha istekli ve arzulu. Biz de onlar kadar kazanmak zorundayız ama futbolumuzu oynamak için değil rakibi oynatmamak için sahaya çıkmışız. Adam markajı denilen dünya futbolundan silinmeye yüz tutmuş bir mantaliteyle 2012’ye, belki de dünyanın sonuna doğru ilerliyoruz. İlk yarının sonuna doğru Wolfsburg’taki telekulağın verdiği skorla soyunma odasına çaresiz gidiyoruz.
Haklı ve de güçlü
SAHAYA çıkarken biz Wolfsburg’a güvendik. CSKA’da Manchester United’a. Onlar hem haklı hem güçlü çıktılar. Özgüvenimiz kalmayınca, sonumuz hüsran. Döndük yine ligimize, kupamıza. Çifte şampiyonluklar kovalayacağız Kartalım.
Fizikli çocuklar
İKİNCİ yarıda CSKA’nın gencecik çocukları fizik üstünlüğünü de ortaya koyuyorlar. Oyun anlayışını disipline etmiş bir taktik anlayışla sahanın hakimi durumundalar. Belki de bu savunmacılar, önündeki bu kadar genç oyuncu sebebiyle doping yapmaya yeltenmişlerdir. Zenginleştiremediğimiz ataklar bizi duran toplardaki hakimiyete hapsediyor. Ancak, Ferrari havada yerdeki kadar etkili değil. Fink ve Ernst’e artı olarak adam markajında İbrahim Toraman’ı da orta sahaya monte edince zaten oyunun hakimiyetini kaybettik. Fink ne kadar da güzel marke etmişti Alex’i. Top Beşiktaş’ta iken ne de güzel boşa çıkıp golünü atmıştı.
Katılacağı maskeli balo için İbrahim Toraman’a özel maske hazırlanmış. Süper Kupa finalinde orta hakeme ”A.S.” yani “Aleyküm selam” diyen Rüştü’ye verilen 25 bin Euro’luk ceza, tesis personeline eşit olarak dağıtılmış. Ve bu güzel hareketin iç mimarı ve peyzajcısı Mustafa Denizli’ye, İngiliz Kraliyet ailesi tarafından “Robin Hood Özel Nişanı” uygun görülmüş. Yani, son düzlükte tablo güzel. Kutumuzu büyük hissediyoruz. Hamdi Bey’in, “Türkiye Kupası’nı alın, şampiyonluğu bırakıp gidin” teklifine yokuz. Çifte şampiyonluklara aç değil, tokuz...
Kıyakçılığın sonu
DİYAR diyar gezdiği ülkemizde zaman zaman milletimize yakışmayacak hareketlere maruz kalan Diyarbakırsporumuzda sıkıntı bitmiyor. Hafta içinde idmana çıkmayan futbolcuları, yönetim ve cengaver hocası Ziya Doğan ikna edip, uçağa bindirmiş. İstanbul’a getirmiş. Sarı kart cezalısı Diallo ve grip olan Basem dışında önemli eksikleri yok.
Dostane başlayan maçta Beşiktaş geri dörtlüsünün önünde panzerleri Fink ve Ernst var. Önlerindeki Yusuf, Tello ve Nihat gezgin. Nobre, forvette tek. Diyarbakırspor defansının önündeki üçlüden, top rakipteyken Barış, Yusuf’u, Şener, Fink’i, Ayman da Ernst’i marke ediyor. Adam markajının handikapı olan dikkatsizlik Beşiktaş’a ilk yarıda bol pozisyon ve şut şansı veriyor. Ancak, Nobre dün gece Beşiktaş taraftarından bile misafirperver. Ferrari’nin son maçlarda Beşiktaş’ın başarısından peydahladığı aşırı güven Diyarbakırspor’a iki gol şansı lütfediyor. Tolga Doğantez, bunun altında kalır mı? Nihat’a bir gol pozisyonu da ondan ikram. İnönü’de dün akşam ilk yarıda bir ikram, bir ikram ki sormayın gitsin. Kıyakçılığın, sonu ayakçılıktır lafı aklımıza geliveriyor.
Çantadaki Ayman
İLK yarıda oynamaktan ziyade oynatmamak fikrinin kendisini sahasına hapsettiği Diyarbakırspor, ikinci yarıda Ziya Doğan’ın çift santrfor hamlesiyle prangalarını kırıp rakip sahada boy gösteriyor.
Oyuna tempo geldi. Ziya Doğan’ın her gittiği takıma transfer çantasında götürdüğü Ayman sahanın en iyisi. Erhan Şentürk de Diyarbakırspor’a hareketlilik kazandırdı. Taraftarın Bobo tezahüratı sanki Mustafa Denizli hocaya, “Diyarbakırspor’da çift santrfora döndü biz niye 70 dakika tek santrfor oynuyoruz” der gibi. Hoca da taraftarını kırmıyor 71. dakikada Bobo oyunda, Ekrem de yanında bonus.