12 haziran seçimleriyle 78 kadın milletvekili meclise girmeye hak kazandı.
Yani Cumhuriyet tarihimizin rekoru kırılmış oldu; yüzde 14’lük bu artışla. Gördük ki Türkiye kadın hakları alanında, siyasette ciddi bir darboğazı genişletmiş ve yol açmış kadınına. Ama bu rakam, elbette, bu toplumda kadının yaşadığı şiddeti, tacizi, tecavüzü, töre cinayetlerini görmemizi engellemiyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de cumartesi günü, meclis açılışındaki konuşmasının bir bölümünde, katliama varan kadına yönelik şiddete dikkati çekti. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kız çocuklarının eğitiminin önemi, konuşmasında vurguladığı yerlerdi. Bu konuda Meclis’in gerekli duyarlığı göstereceğine inandığını söyledi.
Şimdi, yeniden meclisimizdeki tabloya bakalım. Artan kadın sayısı, nicelik olarak umut verse de, galiba nitelik de en az sayı kadar önemli. Geçen dönemin kadın siyasetçileri TBMM’de neler yaptı? Kadın sorunlarına dair hangi başarılara imza attı? Türk kadınını çağdaşlarıyla, sosyal yaşamda aynı seviyeye ulaştırmak için nasıl bir çaba içine girdi? Doğrusu benim aklımda pek kayda değer bir şey yok. Kadın vekiller, “kadını “ teğet geçti desek haksızlık etmiş olur muyuz? Hiç sanmıyorum.
Sadece kadın sorunlarıyla ilgilenmeyi önemsiz ya da değersiz bir eylem sanan kadın vekiller, kadın sorunlarının kıyısından köşesinden geçmediler. Ve yeni dönem kadın vekillerimiz. Eminim birbirinden değerli ve özel niteliklere sahipler onlar da... Peki ama Meclisteki kadın vekil varlığını ve bu artışı biz nasıl hissedeceğiz? Kadın milletvekili sıfatıyla mı? Meclisteki manikür, pedikür, kuaför çalışanı sayısının artışıyla mı? “Meclise kadın eli, siyasette kadın kokusu” vs. gibi sıradan gazete başlıklarıyla mı?
Meclis kulisinde ciddiye alınmak için erkek kılığına girip, erkekçe konular konuşmaya gerek yok sayın kadın vekiller. Türkiye ekonomisi büyürken, kadın istihdamının azalması sorundur bu ülkede. Türkiye’de kadın sığınma evinin genelev sayısından az olması, sorundur. Artarak devam eden kadın cinayetleri, satılan küçük kızlar, tacizler sorundur. Kadının özgürlüğü sorununu sadece türbana indirgemek sorundur. Hala mağdurun tecavüzcüsüyle evlendirilmesinin konuşulabildiği ülkede yaklaşan binlerce tecavüz sorundur. Bunların hepsi, teker teker, büyük sorundur. Ve bu, derin kesik gibi hala kanayan büyük yaraları, en iyi, o yaraya parmağını basan kadın durdurur. Sayın kadın vekiller, siz sadece Meclis’in vitrini mi olacaksınız ? Yoksa canla başla bu sorunların çözümü için kadın derneklerini harekete geçirecek, yeni anayasa ve yasa çalışmalarında etkin roller alarak Türkiye’nin “kader” dediği şeyi değiştirecek misiniz ? Seçimi sizlerin takdirine bırakıyoruz Meclise başarıyla giden kadınımızın görevi asıl şimdi başlıyor. Yolunuz açık olsun.