CUMARTESİ günü Türkiye’de nefesler tutulacak, Süper Lig’in şampiyonunu belirleyecek maç için gözler Şükrü Saracoğlu’na çevrilecek. F.Bahçe ile G.Saray’ı karşı karşıya getirecek bu kritik derbi öncesinde, taraftarları da bilet heyecanı sardı. Taraftarlar, G.Saraylı seyircilerin deplasman yasağı gereği alınmayacağı mücadele öncesi, bilet bulabilmek için her imkanını seferber ediyor.
Galatasaray derbileri bir başka
Yaşanan yoğun talep, F.Bahçe yönetimi tarafından da doğrulanıyor. Öyle ki konuyla ilgili görüşünü belirten Fenerbahçe Başkanvekili Nihat Özdemir, olayı en iyi şekilde özetliyor; “Fenerbahçe-Galatasaray derbilerine özel bir talep oluyor. Cumartesi yapılacak maça 200 bin kişiden bilet talebi geldi. Yani 4 Şükrü Saracoğlu Stadı olsa, yine dolardı” dedi.
Normal sezonda da ilgi üst düzeydi
F.Bahçe Kulübü’nün başkanvekili, “Süper Lig’in normal sezonunda 17 Mart tarihinde oynanan ve 2-2 sona eren Galatasaray maçına da inanılmaz bir ilgi olmuştu. İki takım arasındaki karşılaşmaların Türk futbolunda ayrı bir yeri var. İnsanlar bu derbiyi izlemek için her türlü imkanını kullanıyor” dedi.
Tam 3 bin bilet, 15 dakikada tükendi
Öte yandan sarı lacivertli kulüp tarafından dün kongre üyeleri için satışa çıkarılan yaklaşık 3 bin bilet, 15 dakika gibi kısa bir süre içerisinde bitti. Fenerbahçe Kongre Üyeleri’nin ardından bugün taraftar kart sahiplerine 7 bin adet biletin satışa çıkarılacağı ve bu biletlerin de 20-25 dakika içerisinde tükenmesinin beklendiği öğrenildi.
Kara borsaya ‘renk değiştirme’ önlemi
BU SEZON 4. FRİKİK GOLÜNÜ F.BAHÇE’YE ATAN SELÇUK İNAN GEREKLİ DESTEĞİ ALAMADI
1-Liderlik özelliği olan, oyunun her iki yönünü oynayabilen, oyunu yönlendirebilen Selçuk, ilk yarı takım arkadaşlarından gerekli desteği alamadı.
2-Daha çok oyun kuruculuk yapan, etkili bir pasör olan Selçuk İnan, açıkçası ne yapacağını şaşırdı. Geri dörtlüsüne yardım mı edecekti, yoksa 3. bölgeye top mu taşıyacaktı?
3-Bilinen özellikleri nedeniyle G.Saray’a transfer oldu. Etkili serbest atış kullanabilen, şutör bir oyuncu olarak bildiğimiz Selçuk, bu özelliklerini ikinci yarıda sergilemeye başladı.
4-Driplingle, topsuz dikine oynayabilme özelliklerini ikinci yarıda yansıtmaya, etkili oynamaya başladı. Necati’ye “al da at” dercesine bir pas verdi. Ancak Necati, sonuca gidemedi.
SELÇUK’UN KARNESi
-Yaş:27
Senegalli forvet, bordo mavililerin plaka kodunda topu ağlara gönderdi.
1-Çok coşkulu ve istekli oynadı. Yorulmasının ve etkisizleşmesinin ardından Kocaman, fazla zorlamayıp oyundan aldı.
2-Ceza sahası içinde çok iyi pozisyon alıyor. 2 gol kaçırdı ama takım arkadaşları çok memnun belli ki. Attığı goldeki durduğu yer de çok önemliydi. Kendinden bekleneni yaptı.
3-Markajı sevmiyor. Fenerbahçe atak yaparken rakibin savunma dengesini bozması artısı. Diğer artısı ise, baskı yaratan rakip sahaya yaslanmak isteyen takım arkadaşlarına alan boşalttı.
4-Hem sırtı dönük, hem de yüzü dönük etkiliydi. Kocaman’ın her istediğini sahaya yansıttı. Belli ki daha yeni yeni tanıdığı Alex ile Süper Final’e damga vuracak.
5-Fenerbahçe hücumlarında iyi duvar oldu. Sadece temposu çok iyi değildi. Attığı kritik dakikadaki golü takımının rahatlamasına neden oldu.
Semih’ten sonra bir sezonda ezeli rakiplerin hepsine gol atan ilk Fenerli
Hafif sakatlıklarda esnemeyi engelleyen bantla oynadı.
1975 yılında dönemin en sert isimlerinin önüne dikildim. Muhittin Bulgurlu, Semih Bayülken ve Emin Cankurtaran’la savaştım.
Ben Fenerbahçe için savaştım ve kazandım. Şu an aday olacakların da savaşması gerek. Savaşmadan asla kazanamazlar.
ŞİKE operasyonu sonrası zor bir süreçten geçen Fenerbahçe’de gözler mayıs ayında yapılacak seçimli genel kurula çevrildi. Konu seçim olunca, tüm dikkatler efsane başkan Ali Şen’e çevriliyor. 1981-1983 ve 1994-1998 yılları arasında Fenerbahçe Kulübü’nde başkanlık yapan, 2 lig şampiyonluğunun yanı sıra birçok kupa kazandıran ve adı “Efsane başkan olarak” anılan Şen’le geçtiğimiz gün akşam saatlerinde uzun bir görüşme yapma şansı buldum.
Yaklaşan kongre ve başkanlığa aday olacakların nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda uzun bir görüşme oldu. Sözü fazla uzatmadan Ali Şen’e bırakıyorum. Bakın o neler söyledi:
Benim dışımda kim cesaret edebilirdi ki...
- Fenerbahçe’ye başkan olmak isteyen savaşacak. Öyle kenara çekilip yaşanacak ya da yaşanması muhtemel gelişmeleri beklemeyecek.
- Gerekirse devr-i sabık yaratmalı. Eğer herhangi bir açmaz varsa, geçmiş yönetimin hatalarını ortaya çıkarmalı. Aday olacak kişiler, savaşmadan hiçbir şey kazanılamayacağını bilmeli.
“Kim organizeymiş çıkın gösterin. Bu maç için bir haftadır çalışıyoruz.”
“Siz sahada kimin takım olarak daha organize olduğunuzu gösterin.”
“Bunca zamandır emeğimize gösterilmeyen saygıyı, çıkın ve siz alın.”
FENERBAHÇE’de Trabzonspor maçı öncesi Avni Aker Stadı’nda gergin bir ortam vardı. Teknik kadro ve futbolcular öylesine inanmıştı ki, birer savaşçı gibi maçın başlama düdüğünü bekliyordu. Soyunma odasında teknik direktör Aykut Kocaman, son taktiklerini verirken; stat hoparlörlerinden yükselen ve soyunma odasına kadar bangır bangır gelen “Organize İşler” şarkısını duydu.
Deneyimli çalıştırıcı, bunun üzerine teknik analiz toplantısını bıraktı ve “Duyuyorsunuz değil mi arkadaşlar” diye sordu.
Tercümanlar, yabancı oyunculara dönerek, “Hoca bu şarkıyı açıklamayı kast ediyor” dedi ve Kocaman konuşmasına devam etti: “Kim organizeymiş çıkın gösterin. Bir haftadır çalışıyoruz. Siz kimin organize işler yaptığını, kimin futbol takımı olarak daha organize olduğunuzu gösterin. Bunca zamandır emeğimize gösterilmeyen saygıyı, çıkın ve siz alın.”
Play-off için bana büyük ümit verdiniz
SARI lacivertli oyuncular, Aykut Kocaman’ın bu sözleri sonrasında soyunma odasında kenetlenerek ve “Haydi arkadaşlar, organizeyi gösterelim” diyerek Avni Aker Stadı’nın çimlerine ayak bastılar.
F.Bahçe futbol şubesinin her sene hedefleri bellidir: Avrupa, lig şampiyonluğu, derbilerdeki başarısı ve Türkiye Kupası şampiyonluğu.
Aykut Kocaman’ı bu kıstaslara göre değerlendirmek (En azından şimdilik) çok mümkün değil. Avrupa’da (bu sezon oynamadı) başarısının olmadığını, Türkiye Kupası’nda çok başarısız olduğunu, derbilerdeki karnesinin de kırıklarla dolu olduğunu görebiliriz.
F.Bahçe’de 2 yıllık oturmuş bir kadro olmasına rağmen müthiş bir deplasman zaafiyetinin yaşandığı, çok ciddi anlamda kondisyon sorununun bulunduğu ve hücum aksiyonları olarak oldukça yetersiz ve kısır kaldığı da net olarak gözlenmektedir. Son olarak oynanan G.Saray derbisi, ısrarla görmezlikten gelinen hastalıklara dair çok güzel bir örnek ve modeldir:
1-Takımın kondisyon sorunu net olarak gözüküyor. Oyuncular performanslarını 90 dakikaya yayamıyor ve oyun içinde büyük gelgitler yaşıyor. Bu sorun Kocaman tarafından çözülemedi.
2-Geçmişte takımın en iyi ve tehlikeli bölgesi olan sağ kanadı bu sezon işlevsel halde olmaktan çok uzakta, sebebi de açık; küskün Gökhan Gönül ve hiçbir şekilde kesilemeyeceğini düşünen Mehmet Topuz’un vurdumduymazlığı.
3-Dia-Stoch ikilisini verimli olarak kullanma yetisi bir türlü gösterilemedi. Bu ikiliden sadece Miroslav Stoch’tan yararlanıldı. Ama G.Saray maçında oyundan alınarak Stoch için de frene basıldı. Hatırlayın; Sivas maçını çeviren de Stoch ve Alex’ti. Her iki oyuncu da kötü günlerinde olmalarına rağmen, kenar yönetimi doğruyu yapıp iki oyuncuyu da oyunda tutarak maçı kazanmasını bilmişti. Ama Kocaman aynı sabrı G.Saray maçında gösteremedi.
4-Oyuncularla diyalog problemi Aykut Kocaman’ın bir türlü aşamadığı, kendisini geliştiremediği dezavantajlı yönüdür. Bu noktada Zico dönemi oyuncular açısından özlenen bir dönemdir.
O en çok işleyen kulvarı 63. dakikada bozup bir de skoru koruma isteğiyle Selçuk Şahin’i oyuna sürdü. Herşeyi alt üst etti.
Bu olacak iş mi, yapılacak hamle mi?
Terim maçı kazanmak için tüm silahlarını sahaya sürdü. Kocaman, skoru koruma şıkkını seçti.
Maç öncesinde de sormuşlar ve cevaplamıştım. “Kaleciler ve antrenörlerin hamlelerinin konuşulacağı maç olur” demiştim. Öyle de oldu.
65. dakikadan sonra tüm kontrolü Galatasaray eline aldı. Aykut hocanın anlamsız hamleleri birbirini ardına devam etti.
Gökhan ve Mehmet Topuz ikilisi dururken anlamsızca önce Stoch, ardından da Alex’i kenara aldı. Böylece, Galatasaray’a hareket alanı doğdu.
Fatih Terim, takımının en kötü gününde Kocaman’ın tecrübesizliğinden yararlanıp kısa günün en karlı ismi oldu. Aykut hoca da gecenin kaybedeni.
1- Aykut Kocaman kendinden emin. Bu tip derbilerde fazla söze gerek olmayacağını düşünüyor. Kocaman son konuşmasını maçtan önce yapacak. İlk 11’inde ise sürpriz yok. 4-4-1-1 dizilişi ile sahaya çıkacak. Volkan, Gökhan, Serdar, Yobo, Ziegler- M.Topuz, Cristian, Emre, Stoch- Alex ve Sow
Kaptan yap bir babalık bize
2- Oyuncular da Sancaktepe’de sürekli birbirlerini motive ediyor. Gençlerbirligi ve Ankaragücü maçları öncesinde hem hocalarının, hem de kendilerinin verdikleri sözler hatırlatılıyor, “Bu maçı kazanıp şampiyon olma isteğimizi gösterelim” diyorlar.
3- Hafta başı yapılan ilk antrenmanda futbolcular ilk toplantılarını yaptılar. Ve bu toplantıda herkes birbirine, “Bu hafta iyi yaşayalım. Herkes kendine, özel hayatına dikkat etsin” uyarısında bulundu.
4- Sancaktepe’de espriler arka arkaya patlıyor özellikle de bilet konusunda. Alex’e giden oyuncular, “Kaptan sende bilet vardır. Yap bir babalık” derken, Alex de locasının tam kapasite dolu olduğunu ve bilet olmadığını söyledi.
Yöneticiler takımla kalacak
5- Derbi galibiyetinin primini 1 milyon dolar olarak vaat eden yöneticiler moral verecek. Bugün ve yarın takımla beraber olacak. Bir-iki yönetici yarın Sancaktepe’de takımla birlikte kalacak. Kahvaltı sonrası da takımla stada gidilecek.