Toplumun genelinde cinselliğin çocukta olmadığı, ergenlik çağında ortaya çıktığına ilişkin yanlış bir inanç vardır.
Yetişkinlerce çocuğa atfedilen bu masumiyetin altında, anne-babanın kendi idealleri ve çocuğu belli bir çerçevede algılamaya ilişkin arzuları yatar.
nne-babalar çocuklarını mükemmel görme eğilimindedir. Çocuğun cinselliği ise bu mükemmelliği bozar. Bu nedenle anne-baba, çocuk cinselliğini yok sayarak çocuklarına atfettikleri mükemmelliği korumaya çalışır. Böylece toplumda çocukta cinselliğin var olmadığına ilişkin yanlış bir kanı oluşmuştur.
Peki çocuk cinselliğinin doğası nedir? Çocuk cinselliğinden bahsederken yetişkin cinselliğine benzer bir olgudan mı söz ederiz? Elbette çocuktaki cinsellik tam anlamıyla bir yetişkin cinselliğine denk düşmez. Çocuk cinselliği haz almaya yönelik, bakım ve sevgi almayı amaçlayan bir cinselliktir.
Çocukta cinsellik doğumla birlikte başlasa da özellikle 3 yaş civarında çocuğun cinselliğe olan ilgisi belirgin biçimde fark edilir. Bu dönemde anne-baba arasında olanları, çocukların nasıl dünyaya geldiğini, karında neler olduğunu, çocukların nasıl doğduğunu, cinsiyetler arası farkları merak ederler. Kısacası çocuk var oluşunu sorgulayan sorular sorar. Bu sorularla neyin suç neyin yasak olduğunu anlamaya çalışır. Böylece çocuk kendi dünyasının sınırlarını çizer. Bu sınırlar çocuğu bir yandan engellerken bir yandan da kendini güvende hissetmesini sağlar.
Ailelerin çocuk cinselliğini tanımayan bir tutum içinde bulunmaları, çocuğun bazı hareketlerini olduğundan daha masum şekilde algılamalarına, dolayısıyla çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkilemelerine yol açabilir. Bunlardan en sık rastlananı, çocuğun anne-babası ile birlikte uyumasıdır.
Bazen de çocuk oldukça açık bir cinsellik sergiler. Örneğin, aile çocuğun mastürbasyon yaptığını fark edebilir veya onu arkadaşlarıyla doktorculuk gibi cinsel bir oyun oynarken görebilir. Ailenin bu durumu nasıl ele aldığı, hangi noktaya kadar bu davranışı normal kabul edip hangi noktada yardım alacakları önemli bir yol ayrımıdır.
Ayrıca çocukların cinsel davranışları kadar cinsellikle ilgili soruları da anne-babaları çıkmaza sokabilir. Bu noktada anne-babanın cinselliğe ilişkin kendi tutumlarının farkında olmaları, bu konuyu konuşmaya dair kendi hislerini anlamaları önemlidir.
Çocukların cinsel merakları karşısında anne-baba tutumu
Anne-babalar, çocuğunun cinsellikle ilgili soruları karşısında ne yapacaklarını çoğu kez bilemezler.
Öncelikle cinsellik hakkında diğer konuştuğunuz konularda olduğu gibi doğal ve rahat bir tutum sergilemeniz, onun da bu konuyu "konuşulabilir" bir konu olarak algılamasını sağlar. Ebeveynin ses tonundaki kaygı, çocuğun kendine ve kendi cinselliğine bakış açısını etkileyebilir. Çocuk bunu konuşmanın ayıp veya yasak olduğunu düşünebilir. Çocuğun sorularına hakiki cevaplar verilmeli, çocuğun endişesi gereksiz yere yoğunlaştırılmamalıdır.
Açıklama mutlaka çocuğun yaşına, gelişim seviyesine uygun olmalıdır. Çocuğunuzun ne kadar bilgiye ihtiyaç duyduğuyla ilgili adımları takip edin. Sorduğu kadarını cevaplayın. Cinselliği çocuğun hızında, onun bilmek istediği kadar anlatmak gerekir. Bunu yaparken bir yandan da çocuğun doğasını dikkate almak en önemli noktadır. Her anne-baba, kendi çocuğunun ne kadar bilgiyi taşıyabileceğini bilir. Dolayısıyla aynı yaştaki iki çocuğa bile farklı açıklamalar yapmak gerekebilir. Bu nedenle bir reçeteden bahsedilemez. Ancak hangi yaşta olursa olsun çocuğa anne-baba arasındaki aşk ve sevgi bağını anlatmak gereklidir. Bu, cinselliği mekanik bir olgu olmaktan çıkarıp, cinselliğin duygusal boyutunu vurgulamanızı sağlar.
Kısacası, çocuğun ne kadar bilgiye ihtiyaç duyduğunu ve ne kadarını taşıyabileceğini göz önünde bulundurarak doğru cevapları, duygusal öğeleri de katarak sakin bir biçimde vermek önemlidir.
Konuşmayı kısa tutmak ve sonraki sorular için de çocuğa kapıyı aralık bırakmak önem taşır. Aynı sorular zaman içinde tekrar tekrar gelebilir; bu da gelişimin bir parçasıdır.
Pek çok anne-babanın nihai endişesi, çocuğun yetişkin cinselliğini, cinsel ilişkiyi merak etmesidir. Halbuki bu konuşmaların, çocuğunuz sizi o yöne yönlendirmedikçe illa ki üreme ve cinsel birleşme odaklı olması gerekmez. Çocuğunuzu takip ederek onun nerede durduğunu, neyi öğrenmeye çalıştığını anlamaya uğraşın. Bunun için "Sen nasıl olduğunu düşünüyorsun" diye sorarak onun ne kadar bilgisi olduğuna ilişkin bir ön bilgi edinebilirsiniz. Erken yapılan bir açıklama çocuğu dehşete düşürebileceği gibi, geç kalındığında da yaşıtlarından, etraftan duyduğu yanlış bilgileri kendi fantezisiyle çarpıtarak yanlış teoriler üretebilir çocuk...