Çocukların belli yaş dönemlerinde yaşadıkları farklı korkular vardır. Bunlar olağandır. Ancak, yaşadıkları korku onların hayatını, uyum ve gelişimini engelliyorsa, ortada bir sorun var demektir.
Korku ve endişeler normal gelişimin bir parçasıdır ve her bireyin korkuları vardır. Korku, insanın kendini koruyabilmesi için gerekli duygulardan biridir, çünkü korkularımızla ortaya çıkan doğal savunma mekanizmalarımız sayesinde karşılaştığımız tehlikeli durumlarla başa çıkmamız mümkün olur.
Çocukların da belli yaş dönemlerinde yaşadıkları farklı korkular vardır. Korku, çocuğun yeni durum ve duygularla başa çıkmasında önemli bir yer tutar. Ancak, yaşadıkları korku onların hayatını, uyum ve gelişimini engelliyorsa, bir problemden söz edilebilir.
BEBEKLERDE YABANCI TEHDİDİ
Okul öncesi, çocukların duygularının en yoğun olduğu dönemlerden biridir. Ancak gerçek duyguları ile temas etmekte ve söze dökmekte zorlanırlar. Duyguların sözel olarak ifade edilmemesi, onların olmadığı anlamına gelmez. Karşılaştıkları pek çok şey onlar için korkutucu olabilir.
Çocukların gerçekleri yorumlama becerileri yetişkinlerden farklıdır. Bazen gerçek dünyadan bazen de hayal dünyalarından oluşturdukları malzeme, korkularının kaynağıdır. Çocukların da tıpkı bizim gibi kendilerine ait bir iç dünyaları ve fantezileri vardır. Bu yüzden her çocuğun farklı korkuları ve farklı tepkileri olabilir. Okul öncesi dönemde çocukların yabancı insanlardan ve ortamlardan korkmaları sık görülen bir durumdur. Bebekler, 4-6 haftalık olduğunda, anne-babalarını diğer insanlardan ayırt etme tepkileri vermeye başlar. Yapılan araştırmalar, bir aylık bebeklerin anne-babaların yüzlerini, seslerini ve davranışlarını diğer insanlardan ayırt edebildiğini gösterir. Bebeklerin, diğer insanlardan endişelenmeleri, 5, 8 ve 12 aylık olduklarında tekrar kendini gösterir. Bu durum, bebeklerin yenilikleri daha çabuk fark etmeleri, bilinçlenmeye başlamaları ve tepki verme yeteneklerinin daha gelişmiş olmasından kaynaklanıyor olabilir.
8 aylık bebeğiniz kucağınızdayken, yanından geçen yabancının sadece onun gözünün içine bakması bile bebeğinizi huzursuz edebilir. Çünkü bebeğiniz kendini güvende hissetse de bu durumu bir tehdit olarak algılar. Bu yüzden bebeğinizin sakinleşene ve kendisini hazır hissedene kadar kucağınızda kalması, onun yeni deneyimlere karşı güvenini artıracaktır. Bir ay içinde bebeğiniz bu durumlarla nasıl baş edeceğini öğrenecek ve bu korkusunu aşacaktır. Yabancı kaygısı zaman içinde biraz daha azalmış gibi görünse de bebeğin yürümeye başlaması ve özgürce dilediği yerlere gidebilmesiyle yabancı ortam ve insanlara tepki göstermesi durumu tekrar ortaya çıkar.
GRUBA KATILMASI İÇİN ZORLAMAYIN
Çocuklar, 2-3 yaşından itibaren dili daha iyi kullanırlar ve sosyal ortamda ifade becerileri artar. Tabii ki başlangıçta kalabalık ve gürültülü bir çocuk grubuna katılmaktan çekinebilirler. Çocuğunuzu böyle bir ortama sokmadan önce ona nasıl bir ortamla karşılaşacağını, kimleri göreceğini anlatırsanız, endişelerini biraz olsun azaltabilirsiniz. Çünkü genellikle beklenmeyen durumlar çocukların endişelerini tetikler.
Arkadaş grubuna katılması için çocuğunuzu zorlamayın, o kendini hazır hissettiğinde çocuklara yanaşacak ve oyuna katılacaktır. Herhangi bir kavga veya tartışma olduğunda ise (eğer durum tehlikeli değilse) müdahale etmeyin ki çocuğunuz kendi repertuvarını oluştursun ve baş etme becerilerini geliştirsin. 3-6 yaşları arasındaki çocuklar, farklı korkular üretmeye başlarlar. Çocuklar, kendi agresif duygularını tanıdıkça ve bunu dış dünyaya yansıttıkça, çevrelerindeki diğer canlıların agresyonundan korkmaya başlar. Yeni veya hiç bilmedikleri bir şey gördüklerinde, ona yaklaşmaktan çekinebilirler. Bu bir köpek, bir hayvan veya tanımadığı bir insan olabilir. Örneğin, köpeklerin veya böceklerin kendilerini ısırmasından korkarlar. Bu yüzden yaklaşırken daha temkinli olurlar ve güvendikleri kişinin onayını almaya ihtiyaç duyarlar.
Bu yaştaki çocuklarda yüksek sesler de korku kaynağı olabilir: Ambulans, polis arabası, kapının aniden çarpması veya bir çocuğun beklenmedik ağlaması gibi... Bu durumların tekrarı çocukların kendi içindeki kontrol kaybını veya kendi öfkelerini çağrıştırdığından korku yaratıyor olabilir. Bu durumda sakin açıklamalar ve korku nesnesiyle kontrollü ve tekrarlayan temaslar işe yarar.
CADI VE HAYALET KORKUSU GELİŞİYOR
Okul öncesi dönemde çocuklar gerçekle hayal dünyasını birbirinden tam olarak ayırt edemez, bu yüzden cadılardan, hayaletlerden, gördükleri kabuslardan, kuklalardan veya televizyon kahramanlarından korkabilirler. Bu korkularla mücadelenin en kolay ve en iyi yolu oyundur. Oyunla, çocuklar korkularını dışa vururlar. Bu yüzden akılcı açıklamaların yanında onlarla oyun oynamak da korkularla başa çıkmada etkili bir yoldur.
Okul çağı çocuklarında daha var oluşla ilgili korkular hakimdir (ölüm, anne-babanın boşanması, hastalık, yaşıt ilişkileriyle başa çıkma)... Ölüm korkusu olan çocuklar, anne-babalarından ayrılıp okula veya arkadaşlarıyla eğlenmeye gitmek istemezler. Tabii her zaman sebebi ölüm korkusu olmayabilir; bazen ayrılık kaygısı da bu duruma yol açabilir. Fakat, anne-babayı kaybetme korkusu, çocuğun sosyal ortamlara girmesini ve anne-babasından uzak kalmasını engelleyici nedenlerden biridir. Bu gibi durumlarda ölüm kavramı aile içinde çok iyi ele almalı ve çocuğunuzun yaşına uygun olarak kısa, net ve doğru açıklamalar yapılmalıdır.
ANNE-BABALARA ÖNERİLER
* Diğer çocukların, hatta yetişkinlerin bile çeşitli korkular yaşadığını ve bunun çok doğal olduğunu çocuğunuza anlatın. Onun yaşındayken yaşadığınız korkulardan da ona bahsedebilirsiniz. Bunu bilmek, kendini yetersiz ve çaresiz hissetmesini engelleyecektir. * Çocuğunuza, korkuları ve tüm olumsuz duygularıyla birlikte onu kabul ettiğinizi, önemsediğinizi belli edin. * Çocuklarınızın anlattıklarını dikkatle dinleyin ve söylediklerine saygı duyun. “Aman bunda ne var? Korkacak bir şey yok” gibi tepkiler vermek yerine, “Korkunu anlayabiliyorum, ben her zaman yanında olup seni koruyacağım” demeniz, ona korkusuyla baş etmede yardımcı olabilir. * Çocuğunuzun korkularını anlamaya çalışın ve kabul edin. Kabul etmek, korkuların gerçeklik kazanmasına değil, sadece çocuğunuzun duygusunu kabul etmeniz anlamına gelir (“Haklısın, hepimizin böyle korkuları olabilir, çok normaldir” gibi)... * Korkularıyla başa çıkmasına yardım etmek için onunla oyun oynayın, resim çizin. Kendi iç dünyalarını resimle veya oyunla ifade etmek onlara iyi gelecektir. * Çocuğunuzun korktuğu şeylerin üzerine gitmeyin, bu onu daha da tedirgin eder. Korkusunu yenmesi için sizin sağlam, sakin duruşunuza ve hazır oldukça yeni deneyimler kazanmaya ihtiyacı vardır. * Eğer korkusu onun günlük yaşama uyumunu engelliyorsa, mutlaka bir uzman desteği alın.