Paylaş
O pozisyonda Cenk topu bırakıp ‘’Goldü hocam” dese ne olur diye düşündüm, öyle yapmasını istedim biran;
Sonra ‘doğrusunu’ yaptığına karar verdim, linç edilir biterdi gencecik çocuk, yakardı kendini. Çünkü biz bu güzelim oyunu böyle seviyoruz, sonuç bizim için herşeyden değerli. Maç öncesi taraftar forumlarında, gazete okur yorumlarında hep aynı ‘çirkin kafa’ hakimdi çünkü; Beşiktaşlı Şifo’nun Antalyası her zaman olduğu gibi yenilir hatta ‘’verir maçı nasılsa’’ diyordu futbolsever. Bundan çirkin bir zihniyet ve Al-Meyda’nın tıraşından daha kötü bir tıraş olamaz diye düşündüm, kuaförün ikna gücüne imrendim; o bile hiçbir Beşiktaşlıyı bu takımın iyi olduğuna ikna edemez.
Dileyenler evinde aslan kesilen bir rakibi yenmekle avunabilirler, oyunun hiçbir anında rakibe hükmedemeden kazanan Beşiktaş’ı ben yine kaygıyla izledim. Fernandes’in penaltı aromalı kornerinde Edu’nun kafası ve Ali Turan’ın kafasında patlayan Al-Meyda topu dışında pozisyonsuz, üretemeyen, oynayamayan bir Beşiktaş vardı ilk yarıda, verilmeyen gol dışında mutlak gol olması gereken 3-4 Antalya pozisyonu.
Çanakkale’nin meşhur domatesinin tadı damağımızdayken sera domatesle avunuyor gibiyiz. Al-Meyda ile Edu antrenmanlar dışı~da pleysteyşın filan oynarsa belki bir uyum yakalayabilirler.
Taktik yok totem var
İsmail Köybaşı’nın kırmızı kartını hayra yordum; Tanju’yu olmadı Egemen’i görelim solda; Muhammed’i yedek kulübesinde görmekle bile heyecanlandık. Beşiktaş’ta çok formda, seyri şahane kılan kimse yokken Karlos’un bu onbirdeki ısrarı benim için çizgiyi geçen ikinci şeydi, takımın tek ve en iyisi Toraman’dı, Antalya’da ise kötü yok şanssız vardı; tartışmasız en talihsizi maçın yardımcı hakemiydi, asteğmatlı gözümle ekrandan gördüğümü göremedi.
Karlos bu takımı taktikle değil totemle yönetiyor gibi. Pektemek giriyor öyle ya da böyle gol oluyor, pleyof dörtlüsünün neredeyse kesin olduğu bu ligde Beşiktaş kaygı verici belirsizliğiyle ilerliyor. Dilerim Simao futbolu, benim Asuman’ı özlediğim kadar özlesin, iyi bir Beşiktaş yazacağım günleri özlüyorum. Erken pes eden büyük Beşiktaşlı Nihat’a türkçe, Karlos ve Simao’ya portekizce aynı soruyu soruyorum: Neden?
Paylaş