Paylaş
Bir iş kolu tuttuğunda aynı telden çalan yeni markaların pıtrak gibi çoğalmasına aşinayız. Şu üçüncü dalga kahve dükkanlarının çokluğuna bakın hele… Düne kadar Türk kahvesinden ötesini tanımazdık, şimdi ‘flat white’ ile ‘cortado’nu farkı konusunda dört başı mamur bilgiye sahibiz. Aynı akım, butik çiçekçi markalarında da yaşanıyor. Şikayetçi miyim, yoo!… Çiçek yollama nezaketinin gelişmesine, yaşam alanlarımızın da renklenmesine yardım eden bu durumu memnuniyetle karşılıyorum. Aşağıdaki de bir de çiçekçi yorumu alayım diyerek Nişantaşı Parla Flower Art’ın ortaklarından Begüm Güneri ile bir araya gelmemin hikayesidir.
Güneri, Parla Flower Art’ın hikayesinin hep olduğu gibi bir hayalle başladığını söylüyor. Daha 90’larda nickname ile web üzerinden sohbet ederken kendine ‘florist (çiçekçi)’ adını seçmesi tesadüf değilmiş! 2015’te kendi tabiriyle ‘merdiven arası’ bir yerde başlayan macera şimdi kurumsal organizasyonlara, fuarlara, özel davetlere uzanan bir çeşitlilikte devam ediyormuş.
İnternetten çiçek siparişi vermenin bu keyfi hayatımıza sokmadaki refleksimizi geliştirdiğini düşünüyorum. Güneri bu konuda haklı bir eleştiri yapıyor: Evet, iki tıkla çiçek yollayabilmek konforlu ama tarzınızı yansıtan bir şık buketi bu yolla edinmenin pek imkanı yok. O yüzden sevdiğiniz çiçekçinin telefonunu el altında bulundurmanız hayatı kolaylaştırabilir.
Parla Flower Art’ın zarif buketlerinin ardında Begüm Güneri ve çocukluk arkadaşı, ortağı Lara Çolakoğlu’nun vizyonu, zevki var. Benim de katıldığım bir yorum; karmaşık ve büyük aranjmanlar onların tarzı değil. ‘Her şeyden önce çiçekleri seviyoruz. Çiçeğin kendisini en iyi şekilde nasıl gösterebilirizin derdine düşüyoruz’, diyor Güneri. Zor yolu seçtiklerini düşünüyorum… Zira etrafta yollanan çiçeklerde karşısında oldukları o kocaman, bana göre karmaşık, ‘vahşi’ aranjmanların herkesçe beğenildiğini görüyorum. Ya müşteri ısrarla bunu talep ederse? Güneri geri adım atmadıklarını, müşteriye farklı öneriler sunarak ilerlediklerini anlatıyor. Süslemesini ve çiçeklendirmesini üstlendikleri nice işin içinde haftalık evlere ve ofislere çiçek servisiyle ilgili bir detay dikkatimi çekiyor. Parla Flower Art ekibi bu servisi bizzat mekanlara gidip dekorasyonuna uygun çiçek tasarımlarıyla yapıyormuş.
Yurt dışında kraft kağıda sarılı sade buketlere bayılan bizler, memlekette çiçek yollama durumunda hep ederinden daha pahalı görünen çiçekleri yollamanın derdine düşüyoruz! ‘Çiçek başlı başına sadeliği ile sizi büyüleyen, doğanın hediyesi… Aranjman da bir kutunun içine sarı güller yanına mor güller, üstüne de orkide yerleştirmek değildir. Biz başlangıçtan bu yana çiçek ve buket tasarımı yapmayı tercih ettik. Sadece zarif bir buket ve uygun kağıt ambalajıyla da çok etkili, şık bir çiçek yollamayı seven müşterilerimizin arttığını görüyoruz. Çiçeklerin dallarını şık bir vazo içinde göstermeyi seviyoruz, yaprakla saklamayı değil. Müşterilerimizin aynı tasarım anlayışıyla yaptığımız gül düzenlemelerini ve orkide aranjmanlarını da sevdiğini söyleyebilirim’ diyor Güneri. (Benim Parla Flower Art’taki favorilerimden biri hem çiçek hem de lezzetli çikolataları birlikte yollayabildiğiniz kutu seçenekleri.)
Lara Çolakoğlu ve Begüm Güneri gerekirse dükkandan adrese teslimi kendileri yapacak şekilde çalışan, aranjmanlarda bifiil imzası bulunan iki girişimci. Az zamanda çok yok katetmelerinin sırrı ise belli ki evrensel; hep başında durarak, sadece bir ustanın marifetine bırakmayıp işe kendi de soyunanlar profesyonel dünyada fark yaratmaya devam ediyor.
Paylaş