Türkiye Zirvesi

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Lüksembourg

Dün Lüksemburg'ta başlayan Liderler Zirvesi, Avrupa'yı tarihinin en zor kararlarından biriyle karşı karşıya getirdi.

Liderler, Türkiye'yi dışarıda bırakmamak, ama tamamen de içlerine almamak için dün geç saatlere kadar formül aradılar.

Dünkü Liberation Gazetesi'nde yer alan bir haberde, genişleme sürecinin Avrupa tarafından nasıl algılandığını gösteren çok güzel bir açıklama yer aldı.

Liberation'a göre dünkü zirveyle Doğu ve Batı Avrupa'nın birleşme süreci başlıyordu.

Avrupa Dönem Başkanı Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker de Liberation'a yaptığı açıklamada Avrupa'nın 500 yıldan bu yana ilk kez savaşmadan birleşmeyi başardığını söylüyordu.

Ve hem gazetenin haberinde hem de Juncker'in açıklamasında Türkiye bu süreçte yoktu.

Gazetenin sade cümlelerle özetlediği bu gerçeği, Avrupalı liderler net bir biçimde söylememek için dün bütün gün formül üzerine formül ürettiler.

Doğu ve Orta Avrupa ülkeleriyle Kıbrıs'ın adaylığı resmen kabul edilirken Türkiye'nin ‘‘aday’’ olduğunu söylemeye dilleri varmadı.

Ankara'nın içi boşaltılmış genişleme konferansına katılmayı reddetmesi ve Lüksemburg'un önerdiği ‘‘AB ile yakınlaşma’’ stratejisini kabul etmemesi üzerine dün başlayan Avrupa Zirvesi, Türk zirvesi halini aldı.

* * *

GENİŞLEME süreciyle ilgili kesin kararın verildiği Hükümetlerarası Konferans'ın Torino'da geçen yıl mart ayında yapılan açılış toplantısından bu yana Türkiye adaylar arasına hiçbir zaman alınmadı.

Avrupa'nın bu konuyla ilgili olarak bir buçuk yıldır yaptığı toplantıların en önemlilerini izledim.

O yüzden şimdi, bu konuyu bir iç politika meselesi yapmak isteyen Doğruyol Hükümeti'nin Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in Yılmaz Hükümeti'ne yönelttiği suçlamaları yersiz buluyorum.

29 Nisan'daki Ortaklık Konseyi Toplantısı'nda Türkiye'ye sadece ‘‘seçilebilir’’ olduğu söylendi.

Bunu, sanki Türkiye'nin adaylığı kabul edilmiş gibi sunan Tansu Çiller, o toplantıda Türkiye'nin aday olabilmesi için bugün de önüne sürülen koşulları onayladı.

Hatta, o onay Avrupa Birliği'nin Kıbrıs Rum Yönetimi ile tam üyelik görüşmelerine başlayacağını da kapsıyordu.

Şimdi, hiçbir hesabı vermeden bu konuyu bir iç politika malzemesi olarak kullanmanın anlamı da yok, yararı da.

Çünkü bu, iç politika malzemesi yapılmayacak bir olay.

Dünyanın her yerinden gelen bin gazetecinin izlediği Avrupa Zirvesi'nde 21'inci yüzyılın Avrupası'nın sınırları çizilirken Türkiye, yeni yüzyılın bir kültürel uzlaşma mı, yoksa çatışma çağı mı olacağı kararının tam merkezine oturuyordu.

Yazarın Tüm Yazıları