BASIN Özgürlüğü, AKP Hükümeti’nin yumuşak karnı haline geldi. Bu konuda ağzını açan en sert biçimde susturuluyor.
Son hedef Avrupa Parlamentosu oldu. Bu rapor AKP Hükümeti’ni neden bu kadar kızdırdı anlamıyorum. Çünkü son iki seneden beri böyle bir raporun geleceği belliydi, üstelik durumda olumluya giden hiçbir değişiklik de olmadı. Kendisi Baş Müzakerecilik görevine geldikten sonra İlerleme Raporları’nın hepsine genelde olumlu yaklaşan Egemen Bağış bile bu kez raporu beğenmedi. Avrupa Parlamentosu ile Komisyon’un hazırladığı raporların karıştırıldığını, AP raporunun değeri olmadığını söyledi. “Her zaman dengesiz raporlar yayınladılar. Gerçekleri ihtiva etmek için hazırlanan bir rapor değildir...” dedi. * * * MADEM öyle, Komisyon’un hazırladığı 2010 AB İlerleme Raporu’nun basın özgürlüğü ile ilgili söylediklerine bakalım. - ”Türkiye’de hâlâ çok yüksek sayıda basın özgürlüğü ihlalleriyle ilgili dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önüne gitmektedir.” - “Hakaret hâlâ ceza suçudur. TCK 125 madde bu suç için hapis ya da yüksek para cezası öngörmektedir.” - “TCK, Basın Yasası ve Terörle Mücadele Yasası’nın bazı maddeleri basın özgürlüğünü kısıtlıyor.” - “Ergenekon ile ilgili haber yapan gazetecilere açılan davaların sayısı endişe vericidir”. “Kürt meselesiyle ilgili yazı yazan ya da Kürtçe yayın yapan gazetelere baskı arttı”. “Basına yönelik siyasi baskılar nedeniyle basın özgürlüğü konusunda kaygılıyız.” - İnternet yasakları endişe uyandırıyor.” - ”Gazetecilere açılan çok sayıda dava basın özgürlüğünü tehdit ediyor.”; “Türkiye’de yasalar basın özgürlüğünü teminat altına almıyor.” Pekiyi Bağış, geçen yılkı Komisyon raporunu nasıl değerlendirmiş? “Bu zamana kadar yayınlanan 13 rapor arasında en olumlu ve teşvik edici olanı.” “Geçen yıl da 2009 AB İlerleme raporu en olumlu rapordur dedim. 2010 raporuyla da aynı şeyleri söylemekten mutluluk duyuyorum.” “Artık burnumuza AB üyeliği kokuları gelmeye başlamıştır.” * * * BAĞIŞ’ın, “Üyelik kokusu” aldığı raporda basın özgürlüğüne ilişkin söylenenler ile, “dengesiz” diye nitelediği raporda basın özgürlüğüne ilişkin saptamalar arasında ne fark var? Ben söyleyeyim, geçen yıl hazırlanan Komisyon Raporu’nda Nedim Şener ve Ahmet Şık yoktu. Böyle giderse bu yıl Komisyon raporunda onlar da olur. Bu basın özürlüğüne ilişkin maddeler. Bağış’ın beğendiği geçen yılki raporda Ergenekon davasıyla ve tutukluluk sürelerinin uzamasıyla ilgili de sert eleştiriler vardı. Parlamento raporunda yine var. Baş Müzakerecilik, Avrupa kulislerinde ve Türkiye kamuoyunda hükümet propagandası yapmak değildir. Avrupa’ya uyum süreciyle ilgili içerde karşılaşılan sorunları yansıtmak, Türkiye’de de bu konuda adım atılmasını sağlamaktır. Ayrıca bir şey daha merak ediyorum, bu raporda gerçeklerle örtüşmeyen bir tek şey vardı. O da Kıbrıs. Üstelik raporun en sert kısmı. Hem askerleri çekin diyorlar, hem de ilk kez Maraş’ın geri verilmesi AB raporuna dahil ediliyordu. Neden buna kimse kızmadı? Eleştirmedi? Tartışmadı?