Paylaş
Bu seçimlerin esas yönü, Arap, Afrika ve Sünni Müslüman ülkelerde etkisi yaygınlaşan Müslüman Kardeşler ile Batı yanlısı, laik, otoriter Mübarek rejimi arasındaki çatışmanın tırmanışıdır.
Mısır’daki seçimlerin sonuçlarından çok, bu süreçte yaşanan gerginliklerin bölge açısından sonuçlarını konuşmaya başlayacağız önümüzdeki dönemde.
El Ahram Gazetesi’nin yaptığı bir kamuoyu araştırması, halkın ülkedeki demokratik gelişmeden umutlu olduğunu ortaya koysa da, bu seçimlere çok sayıda kadın adayın yanı sıra Hıristiyan adayların katıldıkları dikkate alınsa da, Müslüman Kardeşler’in seçimlere girmesi ciddi biçimde engellendi.
İktidar, iki binli yıllarda, toplumsal baskıyı dengede tutabilmek için göz yumduğu Müslüman Kardeşler Hareketi’ne bu kez kesin tavır gösterdi.
2005 seçimlerinde, Meclis’e 88 temsilci sokarak büyük sürpriz yapan örgütün adayları engellendi.
Yöneticiler dahil, örgütün çok sayıda üyesi tutuklandı, haklarında dava açıldı. Böylece yasalara göre adaylık şanslarını yitirdiler.
Bu baskıların onları ne kadar engellediğini sonuçların ayrıntıları ortaya çıktıkça daha iyi anlayacağız.
Çünkü etraflarında oluşturdukları “üçüncü” halkada yer alan ve örgütle açık ilişkileri bulunmayan bağımsız adaylar gösterdiler.
* * *
1928 yılında Hasan el Benna tarafından Mısır’da kurulan Müslüman Kardeşler, 1952 yılında Kral Faruk’a karşı düzenlenen darbede generallerin yanında yer aldılar. Ama daha sonraki dönemde Abdul Nasır’ı öldürmeye kalkıştılar.
Mısır’da iktidar ile zaman zaman silahlı çatışmalara da giren Müslüman kardeşler Örgütü’nün 82 yıllık deneyiminin en önemli örneği, yardımlaşma kuruluşları ile halkın arasında kök salmayı başarmasıdır. Müslüman Kardeşler’in, yoksul mahallelerde çocuklara yönelik faaliyetleri ve yardımları da hareketin tabanda kök salmasına ve Mübarek iktidarını tehdit eden bir siyasi güç haline gelmesine yol açtı.
Bir başka önemli tarafı da hareketin bugün- konunun uzmanlarının verdikleri sayıya göre- aralarında Müslüman olmayanlar da dahil 73 ülkede legal ya da illegal örgütlenmiş durumda olması.
Yani bugün Müslüman Kardeşler Örgütü, bütün dünyada ideolojik bir network’e sahip.
Bu ilişki ağının örgütsel olmayan ilişkileri de hesaba katıldığında, Müslüman Kardeşler’in özellikle Ortadoğu’da, ve genel olarak da diğer Müslüman ülkelerde son yıllarda yükselişe geçen dini “muhafazakarlaşma”da etkili olduğu artık bir sır değil.
Hamas’ın ve Hizbullah’ın arkasındaki desteği de göz önüne alındığında, Mısır’daki gelişmelerin bölgesel etki alanının ne kadar geniş olabileceğini tahmin etmek mümkün.
* * *
MISIR’da iktidar ile Müslüman Kardeşler muhalefeti arasındaki çatışma, Filistin sorununda da bir ayrımı çizgisi olarak beliriyor ve bu sorunu tarafsız bir yaklaşımla çözmek durumunda olan Mısır için olduğu kadar Türkiye dahil arabuluculuk üstlenmek isteyen her ülkenin işini zorlaştırıyor.
Çünkü tarafsız olunamıyor.
Ortadoğu’nun batı yanlısı, laik ve fakat otoriter ülkeleri ile Müslüman Kardeşler muhalefeti arasındaki farklılaşma, AKP iktidarının dış politika çizgisini zorlayacak.
Bugün sadece İsrail’e karşı sesini yükselterek Ortadoğu’nun desteğini alan AKP Hükümeti, yarın bölge ülkelerinin iktidarları ile muhalefetteki Müslüman Kardeşler hareketi arasında kesin tavır almak zorunda kalabilir. Mübarek Yönetimi’nin, Meclis’e girmesini engelleyerek Hareket’i etkisizleştirmesi artık çok zor görünüyor.
Paylaş