Paylaş
Teröre karşı ortak cephe çerçevesinde geçen görüşmelerde, sınıra duvar örmeden, idam cezasının yeniden konmasına karşı çeşitli öneriler gündeme geldi.
Ama görüşmelerden çıkan en etkili haber özel kuvvetler kurulması.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu görüşmeleri muhalefetten özel kuvvet desteği almak amacı için gerçekleştirdiği izlenimi doğuyor.
Atılacak adım henüz net değil.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, dün yaptığı açıklamada görüşmede bu konuda net bir öneri ortaya konulamadığı için kendisinin de görüş belirtmediğini söylüyor.
Türkiye’nin en önemli sorunu maalesef yine çarpık biçimde ele alınıyor.
Terör yine gündemin başına kuruluyor.
Şiddete karşı, sanki bugüne kadar denenmeyen şiddet yöntemi kalmış gibi yeni şiddet çareleri araştırılıyor.
* * *
ŞİDDET, nereden gelirse gelsin sorun çözmüyor. İletişim kanallarının bu kadar çok olduğu 21’inci yüzyılda, terör ses duyurma yöntemi olmayacağı gibi, teröre şiddet ile son vermek de mümkün değil.
Siyasi çözüm arayışı gerçekçi ve samimi temellere oturmadıkça şiddet, terörün kitle temelini güçlendirdiği gibi demokratik kurumlara inancı da sarsıyor.
Hukuk dışılığı teşvik ediyor, mazur gösteriyor.
Biz bunları yaşadık. Terör ve şiddet sarmalından geçen İngiltere, İspanya gibi Avrupa’nın demokratik ülkeleri de dahil, ABD’nin El Kaide terörüne karşı savaşına da tanık olduk.
Bu yöntemlerle sonuç alınmadığı ortada.
Özel Kuvvetler önerisinin ayrıntıları henüz net değil. Ama TSK’nın tüm gücüyle seferber olduğu bir mücadelede yeni “güç” arayışı anlaşılır gibi değil.
1990’ların özel kuvvetleri, JİTEM uygulamaları, komuta zincirinde sürtüşme ve çatışmalar doğuran, başı bozukluğu, yasa dışılığı teşvik eden her güç, terörle mücadelede yarardan çok Türkiye’nin demokrasi sürecine darbeler indirdi.
Özel kuvvet tipi örgütlenmelerin başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere kurumlarımızı nasıl yıprattığını, Türkiye’nin birliğini nasıl sarstığını yaşadık.
Terörle mücadele için yeni arayışlara neden var mı? Varsa bunlar mutlaka askeri yöntemlere dayalı mı olmalı?
* * *
BAŞBAKAN Erdoğan’ın liderlerle görüşmesi, Türkiye’nin özlediği bir tablo. Daha çok görüşme, daha az gerginlik, daha çok uzlaşmaya ihtiyacı var bu ülkenin.
Ama bu görüşmelerin adet yerini bulsun ya da alicenaplık amaçlı olmaması önemli.
Bugün Başbakan görüşmelerden çıkardığı sonuçları açıklayacak. Söyleyecekleri önemli.
Muhalefet liderlerinin açıklamaları çok olgun ve yapıcıydı.
Yine de iki önemli eksiği var bu görüşmelerin.
Türkiye’de milyonlarca seçmenin oylarını ve desteğini toplayan iki partinin, “cezalandırma” amaçlı dışarıda bırakılmaları büyük kayıp.
Hiçbir hükümetin, muhalefet partileri arasında seçim yapma hakkı olamaz. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenenler, bu ülkedeki herkesi dinlemek ve düşüncelerini değerlendirme sorumluluğunu taşımak zorunda değil midir?
İkinci önemli eksik ise terörle mücadele konusunun tartışıldığı buluşmalarda Kürt sorunun ele alınmıyor olması.
İkisini birbirinden ayırmak mümkün değil. Kürt sorunu konusunda ortak bir platform oluşturulabileceğinin anlaşılması, terörle mücadeleye verilecek en büyük destek değil midir?
Paylaş