Paylaş
Kim olursa olsun, hükümet kurulsun. İçerde ve dışarda dağ gibi sorunlar dururken Türkiye'nin tartışmalarla kaybedecek zamanı yok.
Ya ilkeler?
Demirel'in Başbakan seçiminde demokratik ilkelere uygun davrandığı söylenebilir mi?
İlk teklif en kalabalık grubun liderine yapılmalıydı öyle değil mi?
Doğru.
Ama bu dönemi daha fazla uzatmadan ve daha fazla yara almadan atlatmak gerekiyor.
Hükümet tartışmaları, bakanlıklarda birkaç ay daha elini kolunu rahat hareket ettirme hesapları, seçim yatırımları ağaçlara takılıp ormanı görmemekten kaynaklanıyor.
(Erez hükümeti kurarsa bunlar olmayacak demiyorum. Haşa. Ama artık şu aşamada öncelik tercihi yapmak zorunda olduğumuzu hatırlatıyorum)
* * *
RIDVAN Budak, Erez'e destek verdiyor ve bu desteğin nedenini şöyle açıklıyor:
‘‘1 Ocak'tan itibaren 500 bin kamu işçisi için toplu sözleşmeye oturacağız.
12 Ocak'ta tekstil dalında 70 bin işçi greve çıkıyor.
Ekonomik kriz bahanesiyle işçi çıkartmalar başladı, daha da artabilir.
Muhatap arıyoruz.’’
DİSK Başkanı'nın sözleri, toplumsal bir patlama ortamının yaklaştığını haber veriyor.
Budak, ekonomik krizi atlatmak için ‘‘İşimizi ve İş yerimizi koruyalım’’ sloganını benimsediklerini söylüyor.
Yani, krizden gerçekten etkilenen işverenle oturup konuşmaya hazır DİSK. Amaç, iş yerinin batmasını önlemek.
DİSK krizin yükünü paylaşmaya hazır ama kriz ticaretine kesinlikle karşı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Batı'da uygulanan bir yöntemi şimdi Türkiye'de uygulamaya gönüllü oluyor.
Ama bu noktada siyasi otoritenin desteğine ihtiyacı var.
Geniş halk kitlelerinin üzerine doğru yuvarlanmakta olan ekonomik krizi kontrol edebilecek mekanizmaların derhal harekete geçmesi için hükümet gerekiyor.
* * *
DÜNYA da freni patlamış otobüs gibi. Kimin nereye çarpacağı belli değil.
BM'nin Kıbrıs ile ilgili aldığı karar Rum kesimini ve Yunanistan'ı sevindiriyor. Avrupa'nın Rum kesimi ile tam üyelik görüşmelerine başlama kararından sonraki süreç içinde benimsenen yeni Türk tezlerini dünyaya kabul ettirmekte pek de etkili olmadığımız ortaya çıkıyor.
Ortadoğu barış süreci tekliyor, Irak açık bir yara.
Saddam sonrası senaryolar hazırlanıyor. Şii ve Arap Irak muhalefeti Güney Irak'ta faaliyet göstermeye yönlendirilirken, Kuzey Irak'ta Kürt liderler yıllardan sonra ilk kez önümüzdeki günlerde buluşuyor.
Kimse Türkiye'ye ne düşündüğünü sormuyor. Türkiye'nin bir şey düşünüp düşünmediği de belli olmuyor.
Bakü-Ceyhan kararı için müthiş tepişme sürüyor.
Abdullah Öcalan, İtalya'dan çıksa da orada kalsa da izlenmesi gereken çok önemli bir konu olarak gündemin başında duruyor.
Böylesine kritik dönemde acilen bir hükümet gerekiyor.
Evet tekrarlıyorum, kim kurarsa kursun bir hükümet olsun ama kimse de bu hükümetin üzerine yatıp seçimleri unutturmaya çalışmasın.
Paylaş