Dost Sakine için acı söylemeli

SAKİNE Aştiyani, evlilik dışı ilişki iddiasıyla büyük oğlunun gözleri önünde yediği 99 kırbaçtan sonra şimdi de taşlanarak ölüm cezasıyla karşı karşıya.

Haberin Devamı

Aştiyani dün İngiliz The Guardian Gazetesi’ne kaldığı cezaevinden yaptığı açıklamada, kadın olduğu için öldürüleceğini söylüyordu. Kocasının katiline ölüm cezası verilmezken kendisinin idam cezasına çarptırılmasının başka türlü bir izahı olamazdı.  43 yaşındaki İranlı kadın için uluslararası kampanya devam ediyor.  Tahran Yönetimi bu hafta, 18 yaşındaki bir delikanlıyı da eşcinsel olduğu için idama mahkûm etti. Bu cezaların uygulanması için kanıt gerekmemesi bir yana, büyük bir gizlilik içinde yapılması da insan hakları ihlalinin İran’daki boyutlarını göstermeye yeter.İran’da daha çok sayıda kadının, evlilik dışı ilişki iddiasıyla asılmayı beklediği söyleniyor. Ama bu sayı, kararlar gizli tutulduğu için açıklanmıyor.Eşcinsellik de ölüm cezası ile “düzeltilmesi gereken büyük bir suç”. İran kendi kadınlarına, en ağır cezalara layık cadılar gibi davranırken, kadını şeytanlaştırarak onun etrafında büyük bir baskı atmosferi de yaratmayı ihmal etmiyor. Bu kararlara karşı çıkanlar şeytana hizmet eden münafıklar olarak gösteriliyor.Aştiyani’nin ailesi de büyük baskı altında. 22 yaşındaki oğlu Sacit, annesinin 99 kez kırbaçlanmasına tanık olduğu gibi, uluslararası örgütlere haber verdiği için de gözaltında tutuluyor. Cep telefonu ile konuşması yasaklanıyor. Aştiyani’nin avukatı, Muhammed Mustafai, onu savunacağını açıklar açıklamaz öyle ağır baskılarla karşı karşıya kaldı ki Türkiye’ye kaçarak canını kurtardı. Eşi ve ailesi geride, ağır baskı görüyorlar.LULA GİBİ OLMAKBREZİLYA Devlet Başkanı Luiz İnacio Lula de Silva, İran Devlet Başkanı Ahmedinejad’a mektup yazdı ve “Sakine Aştiyani’yi Brezilya’ya gönderin” dedi. Ona iltica hakkı tanımaya hazır olduğunu söyledi.  Tabii bu çağrı İran tarafından reddedildi. İran’ın Nobel ödüllü İnsan Hakları savunucusu Şirin Ebadi, Aştiyani ile ilgili kaleme aldığı makalede, “Evet yabancı bir lider, bir ülkedeki yargılama sürecini doğrudan etkileyemez. Ama onun Ahmedinejad’a yaptığı çağrı, İslam Cumhuriyeti’nin insan hakları karnesinin nükleer diplomasiden tamamen ayrı tutulamayacağını da gösteriyor” diyor. KADINI SAVUNMAK ZOR MUBU diplomatik sürecin üçüncü ayağı olan Türkiye’den ise ses çıkmıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da Lula de Silva gibi yapacağı çağrı, belki de 43 yaşındaki bir kadının önümüzdeki günlerde sessizce öldürülmesini engelleyebilir.  Brezilya’nın reddedilmesi, Lula de Silva’nın girişiminin boşa çıktığı anlamına gelmiyor. Uluslararası baskı arttıkça İran geri adım atmak durumunda kalıyor. Ne kadar geri adım bilmiyorum ama “recm” cezası, idama çevrildi. Bir kıpırdama oluyor. Aştiyani’nin avukatı Muhammed Mustafai’yi gözaltına aldıktan sonra serbest bırakmak, İran’a iade etmemek büyük bir yardım değil. Bu davanın gerçek mağduru Sakine Hanım’ı görmezden gelmek, insan hakları ihlaline göz yummaktan başka bir şey değil. Yoksa Sakine Aştiyani’ye bu kadar mesafeli duruşun ardında, bir kadının evlilik dışı ilişki kurduğu iddiasına hemen inanma eğilimi ve bu yüzden de onu en ağır cezaya müstahak gören bir zihniyetin refleksi mi var? Dost acı söyler. İnsan hakları ihlallerinin İran’a zarar verdiğini söylemek ve onlara karşı çıkmak Türkiye’nin hem “komşuluk” hem de “kardeşlik” borcudur.   

 

Yazarın Tüm Yazıları