DİYARBAKIR’ın medyadaki imajının düzeltilmesi için katkıda bulunacağıma söz verdikten iki hafta sonra Turizm ve Tanıtma Derneği’nden haber geldi. Turizmin gelişmesi için "acil müdahale planı" hazırlamışlar.
Diyarbakır’daki terör eyleminin yol açtığı derin yarayı sararken, kentin önde gelenleri yeni bir imaj kampanyası için harekete geçtiler. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası ve Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği 2008’i "turizm yılı" ilan ettiler.
Bu kolay bir iş değil.
Zaten onlar da, "Kentimiz, önüne bir turizm hedefi koymuştur. Bunu destekleyecek görsel, işitsel materyal, donanım ve insan kaynağını oluşturamamıştır" diyorlar.
Diyarbakır’dan gelen bu sese kulak vermenin tam zamanı.
Kuzey Irak’taki terör kamplarına operasyonların sürüyor olması, sorunun çözüldüğü anlamına gelmiyor.
Kürt meselesinin, güneydoğunun sorunlarının öncelikli olduğu kaç kez söylendi, kaç hükümet kaç kez vaatte bulundu hatırlamıyorum. Ama en son Başbakan Tayyip Erdoğan da Diyarbakır ziyaretinden sonra bölgenin kalkınması için gerekenin yapılacağı vaadini vermedi mi?
Ama gündem değişti ve türban, MHP’nin de yardımıyla Kürt meselesinin de, ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasının da, sosyal güvenlik yasa taslağındaki adaletsizliklerin de önüne geçti.
Ne yazık ki, halkın sorunlarına sahip çıkacak güçlü bir sosyal demokrat hareket de yok. Sivil toplumun rolü daha da önem kazanıyor bu durumda.
YOL HARİTALARI HAZIR
TURİZMİN geliştirilmesi için Diyarbakırlılar tam 43 maddelik bir plan hazırlamışlar. Bir yol haritası. En başta Diyarbakır’ın tanıtımı için ulusal ve uluslararası turizm fuarlarına gidebilmek için destek bekliyorlar.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kenti tanıtım programına dahil etmesi isteniyor.
Turizm Derneği, Diyarbakır’ın "2023 Turizm Stratejisi’nde arzu edilen turistik önemle anılmadığı"nı söylüyor.
Bölünme korkusu ile kasılıp kaldığı için yaratıcı çözümler üretemeyen merkezi refleks, Diyarbakır’ın, medeniyetler tarihinin en önemli taşlarından biri olduğunu hatırlayamıyor. Turizm stratejileri hazırlanırken Diyarbakır unutuluyor.
Diyarbakır, turizm yol haritasını ulusal ve yerel boyutu göz önüne alarak hazırlamış. Ve bunları "acil müdahale alanı" ilan etmiş.
Ulusal boyutta, Dicle Vadisi, Sur İçi rehabilitasyon projeleri için ulusal bütçeden kaynak aktarılması, ülke çapında bilboardlarda Diyarbakır’ın tanıtımının yapılması, kente sivil havaalanı kazındırılması bunlardan bazıları.
Yerel boyutta ise tanıtım kampanyasının ayrıntılarından, "zenginlerin" kendi adlarını yaşatacak tarihi binaların restorasyonuna teşvik edilmelerine, hediyelik eşya yapımından, dizi filmleri ve kliplerin kentte çekiminin sağlanmasına, markalaşma konusunda uzman görüşlerine başvuruya kadar çeşitli ihtiyaçlar belirlenmiş.
Diyarbakır’ın kültür ve tarihi birikimini ortaya çıkartacak bilimsel çalışmalar da bunlardan biri. Bunu kim yapacak? Üniversite tabii ki.
İşte bu yüzden de Diyarbakırlılar, turizm yılında farklılık yaratabilmek için, "Kent dinamikleri arasında kurumsal birliktelik sağlanmalı" diyor.
Bölgesel kalkınma projelerinden söz eden, büyük işler yapılacağı vaadi verenlere işte fırsat.
"2008 Diyarbakır turizm yılı" bölgenin kaderini değiştirecek köklü bir hareket haline dönüşebilir.
AKP hükümeti, Diyarbakır ile ilgilenmeyi yerel seçimlere kadar ertelemeyi düşünmüyorsa tabii.
Evet Diyarbakır, yerel olanaklarını harekete geçirmeye hazır. Ya Hükümet?