Paylaş
NASA önceki gün sadece Ay’da bir çarpma yaratarak topladığı toz bulutundan örneklerinin ilk inceleme sonuçlarını açıkladı. Henüz kovayı kapıp gidecek bir durum yok ama insanlık tarihinde Amerika’nın keşfi gibi bir şey bu.
NASA’dan uzmanlar “Artık o babanızın Ay’ı değil” dediler “Ay yaşıyor!”
Onun ölü olduğunu Heybeli’de mehtaba çıkanlar hiçbir zaman düşünmedilerse de çocuklarının bir gün ayda koloni kuracağını hiç hayal etmediler, ne de Mars’a uzay otobüsünü. .
Önceki günden beri kendime sorup duruyorum, Ay’da koloni kurulurken biz Kürt meselesini nasıl tartışıyor olacağız acaba?
Bilim adamları, “İnceleme sürüyor, önümüzdeki günlerde başka sürprizler de duyabilirsiniz” diyorlar.
Eski bir tekerleme vardı, “Eller Ay’a biz yaya”, Celal Şahin patentliydi galiba.
Belki bir gün Türkiye neden uzay programına sahip değil diye birileri çıkıp sorgulayabilir, Büyük Millet Meclisi’ndeki gelmiş geçmiş büyüklerini.
***
BÖLÜNME korkusu çekenlere bakıp da içimden sormak geliyor, ne için bir arada kalmak gerektiğini şöyle dört başı mamur bir analiz yaparak düşündünüz mü acaba?
Sloganları ayıklayıp, hamaseti kenara itip neden Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü korumak gerektiğini anlatabilir misiniz halka?
Türkiye Kürt sorununa çözüm ararken bu konunun da artık, kimsenin bölünmeyi istemeyeceği netlik ve inandırıcılıkla anlatılması lazım. Sloganlar, hakaretler yetmiyor. İçi boşaldı onların.AKP’nin açılımı bir ilk adım. Eğer içi dolu bir muhalefet olabilseydi bu açılımı derinlemesine, sorunları ve bulunan çözümleri yerli yerine oturtarak konuşmak mümkün olabilirdi.
Ama denizin dibinde nefesi daralan yüzücünün başını çıkartıp alel acele ciğerlerini havayla doldurmaya çalışması gibi bir durum var.
Türkiye’nin ciğerlerinin de havaya ihtiyacı var. Açılımı biraz da öyle görüp derinlemesine tartışmaktan kendimi alıkoymak istiyorum.
Hükümetin hazırladığı pakette nedenbunlar yok demeden önce, önerilenlerin gerçekten sorunlara çözüm getirecek bir derinliğe ve icra gücüne kavuşması için ne yapmak gerektiğinidüşünmek lazım. Örneğin, terörle mücadele yasasından yargılanan çocukların durumunun, şu anda hazırlanan tasarıyla tam olarak düzelmesi zor görünüyor.
Ayrımcılıkla mücadele komisyonu, insan hakları komisyonu bunların nasıl oluşturulacağı kadar, halka kavratılması ve halkın kolayca ulaşımına açık olması gerekiyor.
Seçim yasasında dil ile ilgili düzenleme doğru bir adım ama yüzde on oranını aşağı çekmeden topal kalmıyor mu?
¡¡¡
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın kendisini tutamayıp, CHP’yi şehitler üzerinden eleştirmesi ne siyasete ne de yapılmak istenene uygun bir üsluptu. Demokrasi adımı atılırken, siyasi liderliğin çok önemli iki sorumluluğu var. Biri en geniş kesimlerin görüşlerini almak ve toplumsal uzlaşıyı sağlamak, ikincisi de halkı yapılacaklar konusunda ikna edebilmek. Tepeden inmeci anlayışla atılan adımların uygulanabilirlik olanağı sıfırdır çünkü.
Ama CHP de artık bu muhalefet için muhalefet saplantısından vazgeçmek zorunda. Baykal, CHP’nin yirmi yıl önce hazırladığı Kürt raporuna, somut önerilerle hayatiyet kazandırıp raftan indirse çok iyi olacak. DTP, önümüzdeki dönemde Kürt milliyetçisi çizgisinden uzaklaşıp, Türk, Kürt ve bu ülkede yaşayan herkesin sıkıntılarını, sorunlarını, haksızlıkları kendisine dert edinen bir parti aline gelebilse. MHP Türk milliyetçiliğini, yurtseverlik çerçevesine oturtabilse belki bizim çocuklarımız da bir gün Meclis’te Türkiye’nin uzay programını tartışabilirler.
Paylaş