Ferai Tınç: Bakü-Ceyhan desteğinin anlamı






Ferai TINÇ
Haberin Devamı

SİR unvanlı ufak tefek adam ile otuz yıl önce hippi olarak geldiği İstanbul'u, Sultanahmet'i ve tabii ki ‘‘Lale Pudding Shop’’u unutamayan sakallı adam, üç günden beri Türkiye'de dünya enerji piyasalarına çok önemli mesajlar veriyorlar.

Onların ağzından çıkan sözler, sadece ekonominin değil uluslararası ilişkiler ve ülkelerin dış politikalarını da belirleyen enerji sektöründe dikkatle izleniyor, tartılıyor, tartışılıyor.

Sir unvanlısı, enerji devlerinden BP'nin Başkanı John Brown. Diğeri de Bush Yönetimi'nin özel Hazar Temsilcisi, Büyükelçi Steven Mann.

İstanbul'da dün sona eren Üç Deniz'in Öyküsü toplantısında, yaptıkları konuşmalarda ‘‘Bakü-Ceyhan’’ projesinde yeni bir dönemece girildiği mesajını verdiler.

Açıklamalarında, onları bugüne kadar duyduklarımızdan farklı kılan bir şeyler vardı bu kez.

* * *

KENDİSİNE soru sorma fırsatı yakaladığım BP'nin Başkanı Sir John Brown iki önemli açıklamada bulundu.

Birincisi: ‘‘Bakü-Ceyhan hattının siyasi ve stratejik önemini kabul ediyoruz. Bunu zaten söylüyorduk, ama şimdi hattı ekonomik bulduğumuzu da açıklıyoruz.’’

BP, bunu ilk kez söylüyordu.

Ayrıca, ‘‘Kazak petrolü olmasa bile, bizim Hazar'daki petrolümüz Bakü-Tiflis-Ceyhan'ı kárlı bir taşıma hattı haline getirmeye yeter’’ de diyordu.

Oysa, düne kadar yabancı petrol şirketleri, Hazar Denizi'nde yeterli miktarda petrol bulunmadığını iddia ediyor, Bakü-Ceyhan'ın ekonomik olmadığını söylüyorlardı. BP de onların arasındaydı.

BP'nin en tepesindeki kişi tarafından yapılan bu açıklama bağlayıcı bir nitelik taşıyor ve bir pozisyon değişikliğine işaret ediyordu.

İkinci önemli nokta ise ‘‘taahhüt’’ konusu. Hazar'da petrol çıkartan yabancı şirketler konsorsiyumunun üyeleri henüz nihai kararı almadılar, ‘‘Biz petrolümüzü Bakü-Ceyhan'dan geçireceğiz’’ demediler. Onlar bu taahhütte bulunmadıkça, vaatlerin ve destek sözlerinin fazla bir değeri yok.

Ama, tam da bu noktada önemli bir adım atıyor BP.

Sir Brown, ‘‘Petrolünüzü taahhüt edecek misiniz?’’ sorumu, ‘‘Evet, biz taahhüt edeceğiz’’ diye yanıtlıyor.

Sözde bile olsa, diğer petrol şirketlerini de etkileyecek ağırlıkta bir destek.

* * *

KONSORSİYUMUN nihai kararı alması ve Bakü-Ceyhan'ın gerçekleşmesi için Rus petrol şirketi Lukoil'in ikna edilmesi önem kazanıyor artık. Konsorsiyumda kararlar oy birliği ile alındığı için, ‘‘Ben petrolümü Bakü-Ceyhan'a vermem’’ açıklamasında bulunan Lukoil'in kararını değiştirmesi gerekiyor.

Türkiye gaz pazarının yüzde 80'ini ele geçiren Rusya'nın, bu ‘‘iltimas’’a bir ‘‘şıklık’’la yanıt vermesini beklemek de Türkiye'nin hakkı artık.

Mavi Akım ortaklarından İtalyan ENİ'nin, Bakü-Ceyhan'ın fizibilite çalışmasına katılacağını açıklayarak yaptığı gibi.

* * *

HER ne kadar, Putin'in Hazar bölgesi özel temsilcisi Viktor Kalyuzhny enerji toplantısının açılışında, ‘‘Rusya'daki petrol boru hatları daha 15 yıl Hazar petrolünü taşımaya yetecek kapasitededir’’ dese, Bakü-Tiflis-Ceyhan'ın gerçekçi olmadığını ima etse de, Amerikalı meslektaşı, Büyükelçi Steven Mann öyle düşünmüyor:

‘‘Bush Yönetimi'nin Bakü-Ceyhan'a soğuk baktığı ileri sürülüyordu. Ben, bu yönetimin kararlı desteğini getiriyorum. Bakü-Ceyhan gereklidir ve çok güzel bir biçimde ilerliyor.’’

Üç denizin öyküsünde yeni bir sayfa açıyor galiba.

Yazarın Tüm Yazıları