Paylaş
ELEKTRONİK postama mesaj yağıyor. Sadece bana değil yerli yabancı basın mensuplarına yollanıyor bu mesajlar. Brüksel'den, Hamburg'dan ve Avrupa'nın diğer bazı kentlerinden gelen mesajlar, İngilizce, Türkçe ve Almanca hep aynı konudan söz ediyor.
Türkiye'deki cezaevi olayları.
Her ne kadar bazılarında Avrupa'daki açlık grevlerine son verildiği duyurulsa da, Türkiye'dekilere destek tam.
Ölüm o denli yüceltiliyor ki, bir örgütün amacı haline getiriliyor.
‘‘Ölmeliyiz.’’
‘‘Neden?’’
Avrupa'da kitle temelini genişletmek için Türkiye'de ölümlerin artması gerekiyor.
Ama bir şeye dikkat lütfen.
Devletin kullandığı şiddete rağmen Avrupa suskun.
Evet, bazı sivil toplum örgütlerinden, sol partilerden eleştiriler geliyor ama hükümetler resm; tepki konusunda çekimser.
* * *
ALMANYA'da bir süre önce F tipine karşı düzenlenen yürüyüşler hiç kimsenin ilgisini çekmemişti.
Bu yürüyüşlerde atılan ‘‘Boğaz'da Stammheim istemiyoruz’’ sloganları ters bile tepmişti.
Stammheim, Almanya'nın teröristleri yerleştirdiği ve de hakkında değil itiraz, tartışmayı bile kabul etmediği cezaevi.
Öcalan İtalya'dayken, Almanya'dan dolaylı yollarla gelen daveti, Stammheim'e kapatılma ihtimalinin çok yüksek olması nedeniyle reddetmişti.
Hessen'deki Weiterstadt cezaevinde aynı grubun, koşulların düzeltilmesi talebiyle başlattıkları açlık grevi de kimsenin umurunda olmadı ve sona erdi.
Fransa, cezaevi koşulları açısından en içler acısı durumda olan AB ülkesi. Geçen yıl, eski Adalet Bakanı,‘‘Cezaevlerinde Ortaçağ koşulları yaşanıyor’’ dediğinde ortalık karışmıştı.
Ama yine de Fransa, ne Korsika ne de Bask'lı terör suçlularını bir araya koyuyor.
Onların, aynı cezaevlerine yerleştirilme talepleri bile geri çevriliyor.
* * *
EĞER, ‘‘Devletin cezaevlerini ele geçirme’’ operasyonu sırasında bu denli şiddet kullanılmasaydı Avrupa'nın tepkisi hiç olmayacaktı.
Dışarıdaki örgüt üyelerinin baskıları nedeniyle Avrupalı bir parlamento üyesi, ölüm oruçlarının sona erdirilmesi için arabuluculuk teklifini önce kabul etmiş, ancak sonra ‘‘içeride rehin alınabileceği’’ duyumları gelince vazgeçmişti.
Cezaevlerindeki durumun kabul edilemeyecek bir hale geldiğini herkes fark ediyordu.
O nedenle şimdi tepkiler ölçülü.
Bunu neden yazıyorum?
Devlete destek olmak için değil. Devletin görevlerinden en önemlisi düzeni sağlamak için çare üretmektir. Şiddet dışında tüm çareleri tüketen bir laçkalığın neresini destekleyebilirim?
Şunun için yazıyorum. Ölüme sarılan genç insanların sırtından destek arayışına çıkanların bu işten vazgeçmeleri için.
* * *
SEVİNÇ ve acı. Her ne kadar karşı olsam da af çıktı. Sevinenlerin sevinci üzerimizdeki acı bulutlarını dağıtsın hiç olmazsa ve artık suçlu yaratmamak için neler yapmamız gerektiğini düşünelim.
Sistemi sorgulayalım, fikir üretelim, tartışalım, birbirimizi dinlemesini ve tahammülü öğrenelim.
Paylaş