Paylaş
Evet.
Koronavirüs illeti yüzünden kent içi toplu taşıma kullanım oranı “yüzde 90” düştü.
Hem de “şak” diye.
Ve haliyle, bu işin en büyük mağdurları dolmuş, ÖTA ve ÖHO’lar oldu.
*
ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın verdiği müjdeli haberin devamı/detayı şimdilik yok.
Ama.
Ankara Şehiriçi Özel Halk Otobüsçüler Esnaf Odası’na yani ÖHO’lara bağlı mağdur esnaf, durumlarını özetleyen ve beklentilerini dile getiren bir ileti gönderdiler.
Onları bu köşeden zaman zaman eleştirsek de...
Onlara bu köşeden bazı bazı kızsak da...
Şimdi en zor günlerinde “Burada Okur Yazar”, ÖHO’ların yanında.
*
İşte, ÖHO’ların “Fedakârlıklarımız”, “Beklentilerimiz” ve “Endişelerimiz” başlıklı iletisi.
FEDAKÂRLIKLARIMIZ
* Yüzde 90 üzerinde yolcu kaybı söz konusu. Birçok sektör ve kişi işlerini evlerinden yürütebilirken, ÖHO çalışanları olarak salgının tüm boyutlarına rağmen kamu hizmeti vermeye devam ediyoruz.
* Salgının yayılımını engellemek adına gerekli tüm tedbirlerimizi almış bulunmaktayız. Araçların düzenli olarak dezenfeksiyonu ve tekli oturma sistemine gönüllü geçişimiz bunlardan birkaçı.
* Seferlerin aksamaması ve yolcuların mağdur olmaması için sefer içerisinde otobüslerde tek bir yolcu olmasa dahi hizmet vermeye devam ediyoruz ve devam etmekte de kararlıyız.
* İlgili kurumlar tarafından alınan ‘sağlık çalışanlarının ücretsiz taşınması’ kararı henüz açıklanmadan evvel üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirerek ücretsiz taşımaya zaten başlamıştık.
BEKLENTİLERİMİZ
* Devletimizin yanımızda olduğumuzu göstermesi, seferlerimizin aksamaması, sektörün istisnasız tamamının iflas etmemesi için tarafımıza mazot ve şoför için maddi desteklerinin verilmesi.
* Dezenfeksiyon eğitimlerinin profesyonellerce ilgili personellerimize verilmesi, araçlarımızın dezenfeksiyonunun sürdürülebilirliğinin sağlanması adına gerekli ekipman ve sarf malzemelerin temin edilmesi.
* Devletimiz adına Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca ödenen aylık gelir desteği. ücretsiz biniş başına verilmeli ve özellikle de bu süreçte verilen destek arttırılmalı.
* Ankara Büyükşehir Belediyesi, toplu taşımada önemli paydaşları olan özel halk otobüslerinden aldıkları ücretleri ertelemek yerine, bu dönemde vazgeçmeli ve destek vermeli.
ENDİŞELERİMİZ
* Bu zorlu süreç içerisinde tek geçim kaynağımız olan yolcu ücretlerini kaybetmekte günlük olarak borçlanmaktayız.
* Araçlara yakıt alamayacak duruma geldiğimizde mecburen kontak kapatmak zorunda kalacağız.
‘ONLINE BELEDİYECİLİK’TEN VATANDAŞ NELER BEKLİYOR
Okurumuz Umut Özkan’ın, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve tüm ilçe belediyelerine bazı önerileri var.
“Olağanüstü bir durumdan geçiyoruz ve evlerdeyiz. Bu dönemde yerel yönetimlerin başarısı döktüğü asfalttan ya da getirdiği kanalizasyon hizmetinden daha çok eğitim, kültür ve sanat etkinlikleriyle ölçülmeli” diyen okurumuz, “online belediyecilik” kavramına yeni boyut getirecek önerilerini şöyle sıralamış:
* Tiyatro oyunları bir tık’la evimize gelmeli.
* Resim sergileri bir tık’la odamıza konuk olmalı.
* Meslek edindirme kursları bir tık’la devam etmeli.
* Yazarların en son kitabına bir tık’la ulaşılabilmeli.
* Vizyondaki filmler, belediye başkanımızdan bir tık’la hediye edilmeli.
* Sesli kitaplar oluşturulmalı, ‘Arkası Yarın’ türünde etkinlikler yapılmalı.
YOKSA BU İŞ GÖSTERMELİK Mİ?
Hürriyet Ankara okurları öyle dikkatli ki...
Haberleri cımbızla okur, fotoğraflara büyüteçle bakar.
İşte.
Bir elinde cımbız, bir elinde büyüteç olan okurlarımızdan biri daha.
*
İsmi bende saklı(gizli kalmasını istemiş) okurumuz, 2 Nisan Perşembe günü birinci sayfadan verdiğimiz bu fotoğrafı bize geri göndermiş.
*
Konu “dezenfekte kabini” meselesi.
Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek’in dezenfekte kabinindeki bu fotoğrafına dikkat çeken okurumuzun iletisi -özetiyle- şöyle:
“Uzmanlar, bu kabinler için bağıra bağıra ‘kimyasalların kontrolsüz bir şekilde kullanılmasından kaynaklı olarak insan sağlığı için tehdit oluşturduğunu’ açıklıyor. Ama başkent Ankara’dan bir belediye başkanı, ‘Sokakta gezin gelin, dezenfekteyi biz yaparız’ dercesine kabin koyup, bir de içine giriyor. Allah aşkına, dünyanın neresinde böyle bir uygulama var? Sayın Başkan’a şunu sormak istiyorum. Bir bilim insanı çıkıp da bu kabinler için ‘Çok iyi ve faydalı. Bütün belediyeler yapmalı, vatandaşlar da içine girmeli’ dedi mi? Yoksa bu iş göstermelik mi?”
‘BİR SAATTE 300 KİŞİYİ DEZENFEKTE ETME’ İDDİASI NE KADAR SAĞLIKLI?
Demirören Haber Ajansı’nın(DHA) geçen perşembe servis ettiği “Ankara’da dezenfeksiyon kabininde kuyruk” başlıklı haber ise başka bir okurumuzun dikkatini çekmiş.
Bir firmanın üretip, tanıtım için caddeye koyduğu kabinle ilgili “Bir saatte 300 kişiyi dezenfekte etme özelliğine sahip. 10 saniye boyunca buhar püskürtüyor” gibi bilgiler verildiğine dikkat çeken okurumuz, haklı olarak şunları sormuş:
İZİN ALINDI MI, DENETİMDEN GEÇTİ Mİ?
“Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, katıldığı bir televizyon programında insanları içine sokup dezenfekte ettiklerini söyledikleri kabinler için ‘Dezenfektanı solumamıza neden olduğu için zararlı’ demişti.
* Ankara’da bir caddeye konulan bu kabin için izin alındı mı?
* İnsanların sıraya girdiği bu kabin denetimden geçti mi?
* ‘Bir saatte 300 kişiyi dezenfekte etme’ iddiası ne kadar sağlıklı?”
HASTANE SORUSU
Okurumuz Mehmet Özdemir sormuş:
“Ankara’da hangi hastaneler koronavirüs hastalarına, hangi hastaneler de normal hasta bakıyor? Sağlık Bakanlığı ya da Ankara İl Sağlık Müdürlüğü bir açıklama yapabilir mi?”
DİYOR Kİ
SEYYAR KORONAVİRÜS TESTİ BAŞLAMALI
Okurumuz Tacettin Tezcan diyor ki:
“Ankara’da mahalle mahalle, sokak sokak ‘seyyar koronavirüs testi’ uygulamasına başlanmalı.”
SÖZÜ/ÖZÜ
ÜCRETSİZ OLUNCA MASKELER KAYIP MI OLDU?
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kesinlikle parayla maske satışı yasaktır. Marketlerde verilen maskeler de ücretsizdir’ açıklamasına rağmen markete gittiğimizde ‘Biz maske dağıtmıyoruz’ diyorlar. Maske satışı yapan her yer maskeleri saklıyor. Ücretsiz olunca maskeler kayıp mı oldu?”
Paylaş