Kaldırımda fast-food

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı önünden.

*
Görür görmez...
“İşte ticari zekâ” dedim.
Nasıl ki polis suçluyu emniyet önünde aramazsa...
Buradaki manzara da o misal.
*
Abiler çekmiş arabayı...
‘Kaldırım’ın kepengini kaldırmış...
Atmış tezgâhını, satış yapıyor.
Zabıta mı?
Muhtemelen bu akşam müdahale edecek.

*
Okurun (isminin gizli kalmasını istiyor) dediğine göre...
Sıra sıra dizilen seyyar satıcı ve işportacılar...
Gıda Bakanlığı önünde:
* Köfte
* Kokoreç
* Tatlı
SATIYOR.
Bir nevi.
Kaldırımda fast-food.

BİRÇOK KİŞİ ZEHİRLENDİ

Okurun bir iddiası da şu:
“Gıda Bakanlığı kendi önünü denetlemiyor. Birçok kişi yediği etten dolayı zehirlendi.”
*
Belli ki denetimler yetersiz.
Özellikle gıda satışı yapan seyyar satıcılara yönelik denetimlere ağırlık verilmeli.

TURAN GÜNEŞ'İ AŞIYORUZ KAVŞAĞA TAKILIYORUZ

Kentte, sürücülerin-vatandaşların çalışmaların bitmesini beklediği kritik noktaların başında Turan Güneş Bulvarı geliyor.
Bir okurumuz, bulvardaki son durum ve yaşanan sıkıntılarla ilgili şunları kaydetmiş:
“Turan Güneş Bulvarı’ndaki yol genişletme çalışmaları -kaldırım ve refüj yapımı dışında- büyük oranda tamamlanmış görünüyor.
Son birkaç gündür de Ahlatlıbel’den, Turan Güneş ve Doğukent Bulvarı yol ayrımının bulunduğu kavşağa yaklaşık 800 metre kalana kadar trafiğe takılmadan ulaşabiliyorsunuz.
Fakat TRT kavşağını geçtikten sonra bir anda karşınıza, Turan Güneş Bulvarı’nın eski günlerini aratmayan bir manzara çıkıyor.
ÇÜNKÜ:
Doğukent Bulvarı’na çıkan kavşaktaki trafik lambaları çalışmıyor ve birbirimize yol verme alışkanlığımız da olmadığından trafik burada tam bir keşmekeşe dönüyor. Kuyruk da dediğim gibi yaklaşık 800-900 metre uzuyor. HALBUKİ:
Sorunun çözümü çok basit. Trafik ışıkları çalışmaya başlayana kadar kavşakta bir trafik polisi görevlendirmek çok mu zor? Sabah ve akşam saatlerinde bir trafik polisi kavşakta trafiği idare etse hiçbir sorun kalmayacak.”

TRAFİK=SORUN

Kentte, ‘toplu taşıma’ için yapılan hamleler...
Her geçen yıl artan araç sayısına yetişemiyor.
Böyle olunca da...
Öncelik sorun olarak ‘trafik’ karşımıza çıkıyor.
*
Okur Kani Mutlu da aynı düşüncede olanlardan.
İletisi -özetiyle- şöyle:
* Eskişehir Yolu’nda sabah-akşam konvoy gidip, konvoy geliyoruz.
* Beşevler’den Tandoğan’a, Demirtepe’den Kızılay’a (1’er km bile olmamasına rağmen) yarım saatten aşağı geçilemiyor.
* Ankaray’ın üstünden giden belediye otobüsleri, çift sıra park etmiş araçlardan geçemiyor.
* Otobüs durakları desen, park istilasında. Bu yüzden yolun ortasında duran otobüsler trafiği kilitliyor.
YANİ:
Trafikteki özel araç kullanımı azaltılmadıkça, ne kadar metro yapılırsa yapılsın trafik sorunu ‘SORUN’ olarak kalmaya devam edecek.

KARİNA KAVŞAĞI ÖLÜM SAÇIYOR

Yaşamkent 3222. Cadde’de, yol boyunca trafik lambası yok. İki kavşağın bulunduğu bu caddede, özellikle Karina kavşağı ölüm saçıyor.
* Can emniyetimiz olmadığından -yaya ve sürücü olarak yüreğimiz ağzımızda.
* Çocuklarımı korkudan servise veremedim.
* Yaşlı annem babam yolun karşısına geçmeye korktuklarından dışarı çıkamaz oldular.
İşte bu yüzden...
Can(lar) yakmadan/yanmadan acilen trafik lambası konulmalı.
NOT: Yaşamkent muhtarımız, 5 yıldır bu konuyla ilgili başvuruda bulunduğunu ancak sonuç alamadığını belirtmekte.
Deniz(Yaşamkent sakini)

OKUR YAZAR SORUN ÇÖZER

FİBER YARIK KAPATILDI

Okur Orhan Paçacı’nın, “Bisikletli bir gencin düşüp yaralanmasına neden oldu” dediği Meksika Caddesi’ndeki yarığa 29 Temmuz günü dikkat çekmiştim.
Aradan 40 gün geçtiğinde de...
9 Ağustos’ta, “Yazının 40’ı çıktı. Büyükşehir Belediyesi’nde ‘tık’ yok” diye hatırlatma geçmişti.
*
Bu defa okur Mehmet Gürer fotoğraflayıp, göndermiş.
“Nihayet asfaltı kötü de olsa yamadılar” diye de eklemiş.
*
Öyle ya da böyle.
Burada Okur Yazar’ın gönüllü kent muhabirleri...
Kentteki bir tehlikenin daha üzerine örttü.