Paylaş
Önce Çankaya, ardından da Büyükşehir Belediyesi ile umutlanan heyelan mağduru aileler, ‘risk’ altındaki evlerinde oturmaya devam ediyor.
“Biz artık heyelanı unuttuk” diyen aileler, kaçak elektrik ve su kullandıkları evlerinden bir an evvel kurtulmanın formülünü bekliyor.
Ankara’nın kangren olan iki konusu Dikmen Vadisi ve Akpınar Mahallesi...
Başkent’te yaşayıp da bu iki bölgeyi bilmeyen kalmadı.
Dikmen’de ‘kentsel dönüşüm’, Akpınar’da ‘afet riski’ var.
Ancak iki yıldır Vadi’de taş, sopa hatta silah, Akpınar’da ise mesaj yüklü pankartlar konuştu.
2011’de Akpınar’da meydana gelen heyelan, 8 apartmanın huzurunu kaydırdı.
75 daire ile 2 işyerinin başına ‘riskli’ titri ekleyen heyelan, ardında 30 mağdur aile bıraktı.
Heyelan mağduru aileler önce Çankaya ve Büyükşehir Belediyesi’nin önerileriyle umutlandı.
Fakat bu öneriler, başkanlar arasında ‘polemik’ten öteye gidemedi.
Çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlayabilmek için 22 yıllık birikiminin üzerine kredi çekerek Akpınar’a yatıran Mehmet Değirmenci’nin çırpınış hikayesi de heyelanla başladı.
Akpınar sürecini anlatan yazışmaları kütüphane dolduran Değirmenci, iki yıl boyunca Çankaya ve Büyükşehir Belediyesi ile Ankara Valiliği arasında mekik dokudu.
“Akpınar benim için onur meselesi” diyen Değirmenci, taş, sopa yerine balkonuna astığı pankartlarla hak arayışına gitti.
Son olarak Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında ‘riskli alan’ ilan edilerek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın himayesine giren Akpınar mağdurları yeniden umutlandı.
İki yıllık bekleyişte sağlık sorunları başlayan Mehmet Değirmenci ile ‘Akpınar’ın kara talihi’ni ve aileler üzerinde bıraktığı etkiyi Bir Başka Pencere’den konuştuk.
* Akpınar’da heyelan süreci ve sorumlular çok konuşuldu. Peki halen bu evlerde oturan aileler üzerinde ne tür etkiler bıraktı?
Biz artık heyelanı unuttuk. Herkesin psikolojisi bozuldu. Annem arıyor, ‘Siz o evdeyken ben burada rahat yatamıyorum’ diyor. Yani Akpınar sorunu sadece burada yaşayanlardan ibaret değil. Bu ailelerin eş, dost ve akrabaları da dahil edildiğinde 5-10 bin kişi Akpınar’ı izliyor. Gece yattığımda aklımda ev var. Sindirim sistemim bozuldu, hipertansiyon ilacı kullanmaya başladım. Komşuları birbirine düştü. Karı-koca birbirine düşünenler oldu. Çekip giden, memleket değiştirenler var.
* Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Akpınar mağdurlarının Esat’a taşınması yönünde karar alınmıştı. Son durum ne?
Çankaya Belediyesi bizimle oyun oynuyor. Biz hakkımızı istedik. Aynı metrekarede bedelsiz terk istedik. Ancak Sayın Bülent Tanık ek isteklerimize itiraz etti, Esat’taki arsanın kıymetli olduğunu söyledi. Daha sonra da ‘Akpınar mağdurlarına verdim’ dediği Esat’ı, belediye borcuna karşılık İller Bankası’na verdi. Samimi değiller. Fakat Sayın Melih Gökçek’in, ‘Akpınar’ı kurtaracağız’ sözü halen geçerli. Esat konusu kapanmadı.
GECEKONDUCU OLSAYDIK ŞİMDİYE KADAR ÇÖZÜLÜRDÜ
* Heyelan nasıl başladı. Sizce sorumlusu kim?
Çankaya Belediyesi’ni 2010 yılında yağmur sularının apartmanları tehdit ettiği yönünde bilgilendirdim. Çankaya Belediyesi heyelan sonrasında, ‘Heyelana akan yağmur suları sebep olmuştur’ açıklamasını yaptı. Ben bu konuda bir yıl öncesinden uyarıda bulundum ancak dikkate alınmadı. Bir yıl sonra da heyelan meydana geldi. Alt yapı sıkıntılarından dolayı apartmanlarımız tehdit altında. Heyelanın tek bir sorumlusu yok. Sorumlular, Çankaya Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, ASKİ ve Kalyon İnşaat.
* Peki Akpınar sorunu nasıl çözülür?
Sayın Tanık’la Sayın Gökçek birleşmedikçe, bu ikisi birbirinin projelerini kabul etmedikçe biz sürünmeye devam edeceğiz.
* Halen heyelan riski altındaki evlerinizde oturuyorsunuz. Çıkmayı düşünmüyor musunuz?
Tapularımızın akıbeti hakkında bir sözleşme yapılmadan evden çıkarmak ve yardım yapmak istediler. Biz de bu yüzden çıkmadık. Gitmeyelim demiyoruz. Ancak biz bu evleri kaçak yollarla elde etmedik. Türkiye Cumhuriyeti mührünün olduğu tapularımız var. Yani devletin teminatı var. Biz hakkımızı istiyoruz. Gecekonducu olsaydık şimdiye kadar çözülürdü. Süreci en kestirme bitirecek yöntem, mahkeme değer tespiti yapsın, çekip gidelim.
BİZE HEYELANI, KORKUYU UNUTTURDULAR
* İki yılda neler değişti. Binalarda halen kayma var mı?
Kayma olayı bir kez oldu. Ancak iki yılda çok şey değişti. Evlerde elektrik, su yok. Çankaya Belediyesi ‘Can ve mal güvenliği tehlikede’ yazısı gönderiyor. ASKi bu yazının üzerine gelip suyu kesiyor. Burada Akpınar mağdurlarının birlikteliğine engel olmak istiyorlar. Elektrik ve su sayaçlarının sökülme nedeni de bu. Biz de başka bir binadan elektrik, su alıyoruz. Ama devletimizin bir kuruşunu çalmaya yeltenmiyoruz. Araya sayaç takıyoruz, kablo çekiyoruz. Sıkıntımızı yazdıkça sayaç gidiyor, biz yenisini takıyoruz.
* Akpınar mağdurları içinde en aktif sizsiniz. Şimdiye kadar nerelere başvurdunuz?
Genelkurmay dışında gitmediğim yer kalmadı. Çankaya Belediyesi’nden düzgün tepki almayınca ben bu işi onur meselesi yaptım. Tıpkı çocuğum gibi oldu bu Akpınar sorunu. Önce yazışmalarla başladım. Baktım olmuyor sonra kurumlara gitmeye başladım. Sonra da sesimi pankartlarla duyurmaya çalıştım. Konya Yolu’na bakan balkona astığım pankartlar için de kimse kapımızı çalmadı. Bize heyelanı, korkuyu unutturdular.
* Ne tür ümitlerle taşınmıştınız Akpınar’a?
22 yıllık çalışmamın birikimini yatırdım Akpınar’a. 2009 yılında ev almaya karar verdik. Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine gittiğimiz Akpınar’da, Çankaya olmasına vurulduk, ormana vurulduk, çocuklarımızı Çankaya’da okutmak adına vurulduk. Altındağ İskitler’den çıkıp, Çankaya’da çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlayabilmek adına Akpınar’a taşındık. İskitler’deki evin üzerine kredi çekip borçlanarak aldık.
* İki yıldır mücadele veriyosunuz. Maddi, manevi zararlarınız oldumu?
İşlerimle uğraşamaz hale geldim. Büyük oğlum Anadolu Lisesi’ni kazanamadı, en büyük sıkıntım bu. Evde huzur kalmadı, eşimle en küçük bir konuda bile kavga eder duruma geldik. Sindirim sistemim bozuldu, hipertansiyon ilaçlarına başladım. Benim gibi bir çok insan bunu yaşadı. Bir kaç sorunlu memur yüzünden devletimize olan güvenimizi yitirdik. Çünkü bu bir kaç memur, devleti milletin önünde aciz duruma düşürdü.
Paylaş