Paylaş
“Aman dikkat...” diyoruz.
Dünya çevre konferansları toplanıyor, iklim zirveleri yapılıyor.
Uyarılar, alarmlar. Karbon salınımı hesaplamaları... Ama işte geldiğimiz nokta ne yazık ki bu harita.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) önceki hafta yayınladı bu haritayı.
“Temmuz ayı sıcaklık haritası.”
Ve şu açıklamayı yaptı: “2024 yılı temmuz ayı son 53 yılın en sıcak temmuz ayı olarak kayıtlara geçmiştir.”
Daha ne desin uzmanlar?
Her geçen yıl bir kaç derece daha cehenneme doğru gidiyoruz.
Bölgeler halinde bakarsak;
EGE: Bölgenin uzun yıllar ortalama sıcaklığı 26.5 santigrat derece iken, 2024 Temmuz ayında bu değer 29.1 santigrat dereceye yükseldi.
MARMARA: Bölgenin uzun yıllar temmuz ayı ortalama sıcaklığı 24.4 santigrat derece iken, 2024 Temmuz ayında bu değer 27.2 santigrat derece olarak ölçüldü.
AKDENİZ: Bölgenin uzun yıllar temmuz ayı ortalama sıcaklığı 27.1 santigrat derece iken, 2024 Temmuz ayında bu değer 29.1 santigrat dereceye çıktı.
İÇ ANADOLU: Bölgenin uzun yıllar ortalama sıcaklığı 22.7 santigrat derece iken, 2024 Temmuz ayında bu değer 24 santigrat derece olarak ölçüldü.
KARADENİZ: Bölgenin uzun yıllar ortalama sıcaklığı 22.7 santigrat derece iken, 2024 Temmuz ayında bu değer 24.5 santigrat derece olarak gerçekleşti.
GÜNEYDOĞU ANADOLU: Bölgenin uzun yıllar ortalama sıcaklığı 31.1 santigrat derece iken, 2024 Temmuz ayı sıcaklığı 32.4 santigrat derece olarak gerçekleşti.
KÜRESEL ISINMA HER NOKTADA
Gördüğünüz gibi bütün bölgelerde ortalama 3 santigrat derece civarında artış olmuş.
Küresel ısınmanın bu hızla devam etmesi halinde neyle karşı karşıya kalacağımız belli değil mi?
Bu açıdan bakınca “cehenneme doğru gidiyoruz” benzetmesi bana çok da abartı gibi gelmiyor.
KONYA’DA OBRUKLAR VE KURUYAN NEHİRLER
Çok ilginçtir ki; Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün bu haritayı yayınlayıp uyarıyı yaptığı günlerde DHA, Konya’dan şu haberi geçiyor: “Konya’da yeraltı sularının çekilip toprağın göçmesiyle oluşan obrukların sayıları her geçen gün artarken, kuraklık nedeniyle derinliği 5 metreyi bulan yüzey yarıkları oluşmaya başladı.”
Dahası var: Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arif Delikan, sıcaklık haritasını sahada doğruluyor ve şu bilgiyi veriyor: “Bunun en büyük sebebi kuraklık. Küresel ölçekteki ısınma yüzey suların kaybolmasına sebep oldu. Örnek verecek olursak Hotamış Gölü, Akgöl, Sultaniye Havzası’ndaki göl oluşumları. Bu bölgelerdeki yüzey suları tümüyle kayboldu.”
Bir zamanlar “tahıl ambarı” olarak gördüğümüz Konya’nın durumu ne yazık ki bu.
Konya bölgesinde kuruyan nehir ve göllere daha birçok örnek verebilirim.
Bir önceki yazımda liste halinde yayınlamıştım.
Yalnız Konya mı?
EĞİRDİR GÖLÜ VE MÜSİLAJ
Geçen hafta yazdığım Eğirdir Gölü’nden dün müsilaj haberi aldık.
Göl yeşile bürünüyor. Ölüyor. İşte bu da fotoğrafı. Deniz salyası dediğimiz müsilajda küresel ısınmanın etkisi büyüktür.
BREZİLYA’DAN ŞARM El-ŞEYH ZİRVESİNE
Bizdeki haritayı gördükten sonra bir de dünyaya bakalım. 2022 yılının kasım ayında Çevre Bakanı Murat Kurum’un daveti üzerine Mısır Şarm-El Şeyh’te düzenlenen BM İklim Zirvesi’ne katılmıştık.
Çok faydalı bir zirveydi. Türkiye, fuar alanında gerçekten çok kapsamlı bir yer almıştı. Tabii o gün dünyadaki karbon salınımı üzerine sayısız mini konferans verilmişti.
Toplantıda dünyada en çok karbon salınımı yaratan ülkeler sıralamasını görmüştüm.
İlk sırada iki ülke; Çin ve ABD. Sonra AB ülkeleri... Hindistan...
Bu konuşmaları dinlerken 30 yıl öncesine gittim.
Brezilya Rio’da düzenlenen ilk çevre zirvesine. Rahmetli Süleyman Demirel ve Cavit Çağlar’la birlikte gitmiştik. Bütün dünya liderleri oradaydı. Ve konu “küresel ısınma”ydı.
Elbette o günden bugüne çok önemli gelişmeler olmuştur. Ama işte 30 yıl geçti. “Küresel Isınma” bütün hızıyla artıyor.
Niye? Çünkü, savaşlar, füzeler, roketler, uçaklar, ölçüsüz sanayileşme bütün gücüyle hayatımızın içindeler. Çünkü silah sanayisi devasa bir hızla yükseliyor.
Şimdi gelelim asıl meseleye. Yani 30 yıl arayla gördüğüm dünya çevre zirvelerinden çıkarttığım sonuca.
Gezegenimizi en çok kim kirletiyor?
BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkeler...
Bunlar aynı zamanda dünyanın en büyük silah üreticileridir. Dev sanayi kuruluşları onlardadır.
En çok kirleten ülkeler BM Güvenlik Konseyi üyeleri olursa; Ve insan öldürmek için geliştirdikleri silahları “çevre dostu” gibi komik bir ambalajla satmayacaklarına göre; Nasıl kurtaracağız gezegenimizi?
Bizi yaklaşan cehennemin haritasına doğru sürükleyen,
Ve 30 yıl arayla derinleşen soru işte budur?
Paylaş