Vurun bakalım Meral Hanım’a... Ya Kemal Bey için ne diyorsunuz?

Meral Akşener çok sert, çok ağır bir konuşma yaptı

Haberin Devamı

Tamam...

Öfkeyle kalktı. Tamam...

Bu kadar sertlik doğru değildi... Tamam...

Ama bunları bir yere koyup da filmi başa sararsanız... Şimdi “sosyal medya partisi”nin öfkeli üyelerine soruyorum:

- Meral Hanım Kılıçdaroğlu’nun adaylığına evet deseydi onu çok mu sevecektiniz?

“İhanet eden” Meral Hanım, “cici hanım” mı olacaktı?

Kemal Kılıçdaroğlu için söylenecek hiç mi bir şey yok?

Kemal Bey her şeyi doğru mu yaptı? Gelin, biraz da bunları sorgulayalım...

1- Kemal Bey, “Masadaki liderlerden aday olmasın” dedi mi?

Evet, dedi...

Peki neden şimdi öteki liderlere söylettiği adaylığını Meral Hanım’a dayattı?

2- Kemal Bey, “Adaylık meselesi ikinci meseledir” dedi mi?

Evet, dedi...

Peki neden son dakika böyle bir “adaylık krizi” yaratarak adaylığın aslında birinci mesele olduğunu gösterdi?

Dahası...

Haberin Devamı

Hani cumhurbaşkanlığı önemli değildi, parlamento önemliydi?

Peki neden cumhurbaşkanlığı adaylığı için kriz yaratacak düzeyde ısrar etti?

TEMEL BEY’E SORULAR

3- Habertürk’ten Sevilay Yılman iki gündür bu konuyla ilgili dikkat çekici yazılar yazdı ve dün yine çok önemli bir soru sordu:

“Soruyorum Temel Bey’e...

İlk yorumu, görüşü, neden önce en büyük oy oranına sahip ve dahası o masanın kuruluş fikrini ortaya atan partinin lideri Kılıçdaroğlu’ndan almak istemediniz de...

O masada en küçük parti olan Demokrat Parti Genel Başkanı’ndan istediniz?

Lafı hiç uzatmadan Kemal Kılıçdaroğlu’na getirmek için mi?”

Yılman’ın bu sorusu, kilit sorulardan birisidir.

Çünkü DP Lideri bu soruya “Kemal Bey adayımız” diye cevap veriyor.

Ardından diğer küçük partiler sırasıyla “Evet” diyor.

Peki neden baştan en büyük partinin lideri olan Kılıçdaroğlu’na sorulmadı?

Dört parti “Kılıçdaroğlu” dedikten sonra “karar” Meral Hanım’ın önüne kondu...

Bu bile ortada bir “oldu bitti havası” estirmeye yetmiyor mu?

Bir iyi niyetsizlik... Bir “gizli hazırlık” havası estirmiyor mu?

Acaba bu soru-cevap yöntemi önceden prova edilmiş olabilir mi?

Şurası açıktır ki...

Masayı kuran ve masanın en büyük partisinin lideri olan Kılıçdaroğlu bu süreci iyi yönetememiştir...

Haberin Devamı

Çünkü masanın kurucu büyük partisinin lideri olarak sorumluluk onundur...

AKİL ADAM YOK MUYDU MESELA HİKMET ÇETİN

Oysa bu tür sıkıntılarda hep arada bir akil adam olur...

Siyasi tarihte bunun onlarca örneği vardır.

Kılıçdaroğlu madem Akşener’e adaylık fikrini açamıyordu...

O zaman nabız yoklayabilirdi.

Örneğin Hikmet Çetin gibi akil bir isme danışır, hatta Meral Hanım’la bir konuşmasını isteyebilirdi.

Böyle son dakika, oyları 1 puanı geçmeyen liderlerle “eşitçilik oynayarak” Meral Hanım’a oldu bitti yapmaya gerek kalmazdı.

Çok daha medeni bir şekilde çözülebilirdi...

AKŞENER’E SALDIRANLAR

Dikkat ettiniz mi, belirli bir tayfa sosyal medya üzerinden Meral Akşener’e öyle bir saldırıya geçti ki...

Haberin Devamı

İhanet... Hainlik... İntihar... Alçaklık... Nedir bunlar?

Yahu bu seçim ikinci tura kalırsa hepiniz Meral Hanım’a bakmayacak mısınız?

Hangi yüzle bakacaksınız?

Tekrar soruyorum:

- Meral Hanım Kılıçdaroğlu’na evet deseydi, “cici hanım” mı olacaktı?”

KÜÇÜK PARTİ LİDERLERİ DAHA DA KÜÇÜLDÜ

Dikkat edin, Akşener’in neden karşı olduğu bile sorulmamış.

Yılların tecrübesiyle en yaşlı üye olarak Temel Bey, Meral Hanım’la bir sohbet edebilirdi.

Masadaki diğer dört lider... Ki her birinin oyları 1 puanı geçmiyor. Onlar da merak etmemişler.

Sanki yıllardır CHP üyesiymiş gibi davranmışlar.

Ama hayır...

Karar verilmiş bir kere... Roller dağıtılmış.

Çünkü onların da amaçları farklı. Şu andaki halleriyle Meclis’e giremezler.

Haberin Devamı

Ancak CHP kanatları altında girebilirler...

Bu yüzden de Meral Hanım’ın gerekçelerini sormadılar.

Çünkü duyulmasını istemedikleri şeyler gelebilirdi.

Örneğin:

- Ekmeleddin İhsanoğlu’nu koydunuz, kaybettiniz... (Sonradan MHP milletvekili oldu.)

- Muharrem İnce’yi koydunuz, kaybettiniz... (Sonradan CHP’den ayrıldı. Çünkü CHP yönetimi tarafından ihanete uğradığını düşünüyordu.)

- 20 yıldır seçim kazanamadınız. Şimdi Millet İttifakı’nın oylarıyla seçim kazanmış iki başkan var.

Neden üzerinde konuşmuyoruz? Neden anketlere bakmıyoruz?

KEMAL BEY’İN ÇEVRESİ İMAMOĞLU’NU SEVMEZ

İki gündür onlarca isimle konuştum. Ve gördüm ki...

Kılıçdaroğlu’nun çevresi Ekrem İmamoğlu’ndan hiç hazzetmiyor. Hatta düşmanca duruyor. Bu, aslında hiç dinmeyen bir “CHP hastalığıdır” arkadaşlar... 40 yıl boyunca neredeyse bütün kongrelerini, genel başkan yarışlarını izlediğim CHP’de benzeri olayları o kadar çok gördüm ki... Özü şudur:

Haberin Devamı

“Salonda delegelerle kazanalım. Sokakta ne olursa olsun...”

“CHP küçük olsun ama bizim olsun... Nasıl olsa bizi milletvekili yapan bir seçmen grubu var...”

Yıllar işte böyle muhalefette geçti.

Sokakta kaybeden genel başkanların, delegeleri ayarlanmış salonlarda kazandığı bir CHP.

Şimdi aynı hastalık yaşanıyor.

Kazanmış bir İmamoğlu var. Hem de CHP’li... Ama Ekmeleddin kadar değeri yok...

Aynı şey Mansur Yavaş için de geçerli... Çünkü CHP yönetimi diye bir kast var. Onların makamları var.

ECEVİT’İN SÖZÜ

Bu CHP hastalığını rahmetli Ecevit görmüştü. Ecevit’in CHP’ye genel başkan olarak davet edildiği günlerdi. Ankara’daki evinde sohbet ediyorduk. Rahşan Hanım çayları getirmişti. Yumuşak bir üslupla sormuştum: “Efendim, CHP’den çok önemli bir davet var. Anladığım kadarıyla kabul etmiyorsunuz. Neden?”

Bülent Bey her zamanki nezaketiyle cevap vermişti: “Orada artık yol yürünemez. Çünkü halkla teması kalmadı. Bir hastalık var...”

Ecevit ilk seçimlerde çok ciddi bir oy almış, CHP ise baraj altında kalmıştı.

Yıllar geçtikçe Ecevit’in bu sözünün karşılığını, yani o hastalığı CHP içinde çok sık gördüm.

Şimdi Bülent Bey’in ne demek istediğini daha iyi anlıyorum.

Yoksa Meral Hanım’ın itirazı neden dinlenmesin?

Gerekçeleri neden tartışılmasın...

Neden son dakikada oldu bitti yapılsın? Akşener köşeye sıkıştırılmak istensin...

Sonuç olarak şu andaki masaya bakarsanız...

CHP’nin yanında AK Parti’den ayrılmış iki isim. Oyları 1’er puan değil. Ve Erbakan Hoca’nın eski partisi Saadet.

Farkında değiller ki bu garip manzarayı düzelten, normalleştiren İYİ Parti’ydi... Evet.

Meral Hanım’ın açıklaması çok serttir. Hatalıdır. Ama meselenin bir de bu tarafı var. Devam edeceğim...

Yazarın Tüm Yazıları