Vatandaşa davası için makul süre belgesi

Adalet Bakanı Gül, yargıda sessiz devrimin en önemli ilk adımını şöyle açıkladı:

Haberin Devamı

MÜJDE:  Adalet Bakanı Abdülhamit Gül yeni adli yılla birlikte çok önemli bir müjde veriyor: “Diyelim ki, vatandaş savcıya gitti, bir konuda şikâyetçi oldu. Savcı şikâyetin konusuna bakacak. Ve vatandaşa, ‘Senin bu şikâyetin şu kadar günde sonuçlanacak’ diye bir belge verecek. İşte bu makul süre belgesi. Vatandaş bilecek ki şu kadar günde sonuç alacak...”

NASIL İŞLEYECEK:  Bakan Gül şöyle anlatıyor: “Vatandaşın isteği şudur. Karar adil olsun ve makul sürede sonuçlansın. İşte savcılar, hâkimler, avukatlar, uzmanlar oturduk buna kafa yorduk. Ve her konuya göre makul süreler belirlendi. Ve bu süreler sisteme işlendi. Eğer bir gecikme olursa sistem alarm verecek.”

Vatandaşa davası için makul süre belgesi


ALARM VERİRSE NE YAPILACAK:  “Böyle bir alarm durumunda, o şikâyete bakan savcıya ya da davaya bakan mahkemeye gidilecek. Gecikme neden kaynaklanıyor. İncelenecek... Tabii en önemlisi artık, bu süreler hâkim ve savcıların terfilerinde rol oynayacak...”

*

İnsan Hakları Eylem Planı açıklandığında bir not almıştım:

Haberin Devamı

- Böylesine kapsamlı bir eylem planı nasıl uygulanacak?

Aradan zaman geçti... Unuttuk gitti tabii...

Ve önceki gün bir haber:

“Yargıda hedef süre uygulaması, hâkim ve savcıların terfilerinde rol oynayacak...”

Merak ettim...

“Yargıda hedef süre uygulaması” da ne demek?

Öyle ya...

Bizde hiç eksilmeyen bir söz vardı:

“Aman içeri düşme, mahkemeye kadar ömrün geçer...”

Sokaktaki bu sözün hukuktaki tercümesi şudur:

“Geciken adalet, adalet değildir.”

Peki bu “makul süre” acaba bu sözü ortadan kaldırabilecek miydi?

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ü aradım...

Bakan Gül her zamanki samimiyeti ile her sorumu cevapladı.

İlk sözü de şu oldu:

“Vatandaş diyor ki... ‘Karar adil olsun. Yargılama makul sürede bitsin...’ Biz vatandaşın bu beklentisini nasıl karşılarız. Neler yapmalıyız. Buna kafa yorduk. Ve böyle bir uygulama gelişti. Adil karar verilmesi için bu reformda onlarca, yüzlerce hedefimiz var.”

- Peki bu uygulama geciken adalet endişesini çözecek mi?

Haberin Devamı

Bakan Gül bu soruya yine aynı samimiyetle cevap verdi: 

“Tabii bu bir sihirli değnek değil. Yani bir çırpıda her şey günlük güneşlik olacak diye bir şey yok. Ama bir çaba ve niyet var. Bu niyetle biz 2023’e kadar adım adım bunları yapacağız. Çünkü neler yapılması lazım diye bir hedefimiz var. Sonuçta bugün bile ben bir karar görüyorum. Bu nasıl karar diyebiliyorum. Ama inanıyorum ki 2-3 senede bu gedikler kapatılacak. Vatandaşım daha iyiye gidişi görecek.”

Ve bir başka soru:

- Peki Sayın Bakanım bu makul süre nasıl uygulanacak? Kriterler belli mi?

HEDEF SÜRECİN AMACI:

Bakan Gül burada çok önemli bir ayrıntının altını çiziyor:

“Amaç çabuk yargılamak değil. Makul sürede yargılamak... Düşünün ki, savcıların önünde yüzlerce şikâyet dosyası ve bir o kadar dava var. Şimdi yapılan uygulamaya göre bir dava hangi sürede bitmelidir. Eğer bu süreyi aşarsa orada bir SOS vardır. Sistem alarm verir. O alarmın nedeni incelenecek. Sonuç olarak vatandaş dava açarken, yargı bir taahhütte bulunuyor. Diyor ki senin bu davanı şu kadar günde, ayda, yılda artık konusu neyse sonuçlandıracağım.”

Haberin Devamı

MAKUL SÜRE NASIL HESAPLANDI:

Bakan Gül makul sürenin nasıl hesaplandığını ve uygulamanın nasıl işleyeceğini de şöyle açıkladı:

“Elbette dava konularına göre makul süre nedir diye, hâkimler, savcılar, akademisyenler, uzmanlar oturdular ve günlerce yüzlerce başlık altında çalıştılar. Örneğin, yaralamayla ilgili bir soruşturmanın makul süresi nedir? 50 ya da 80 gün diyelim. Bu belirlenen süre sisteme kaydedilmiş. Diyelim ki herhangi bir adliyede böyle bir yaralama davasında süre aşılmış. Sistem alarm veriyor. Neden gecikti? İşte o alarm üzerine oraya dönülecek bakılacak. Diyelim ki savcı görevini yapmış. Polise yazmış, adam yurtdışına çıkmış aranıyor. Eğer gecikmede makul bir şey varsa mesele yok. Ama orada bir birikim varsa ona bakılacak, personel mi eksik, mevzuatta tıkanıklık mı var. Onlara bakılacak.”

LABORATUVAR UYGULAMASI

Haberin Devamı

Abdülhamit Bey bir başka detay daha veriyor:

“Davalarda da öyle. 150 günde bitmesi gereken bir dava neden gecikti. Bu sistemde görülecek. Bu dava uzamışsa nedenine bakılacak. Sık sık hâkim değişmiş olabilir. Taraflar da davayı uzatmış olabilir. Bunlar ortaya çıkacak. Ve uygulamaya göre düzeltmeler yapılacak.”

YARGILAMA SÜRESİ İÇİN VATANDAŞA BELGE

Ve işte en önemli gelişmeyi Bakan Gül şöyle açıklıyor:

“Daha önce bu sistemi hazırlamıştık. Ama pandemi erteledi. Bu adli yılla birlikte diyeceğiz ki: Ey vatandaşım, senin savcılığa yaptığın şikâyetin konusuna göre ne zaman sonuçlanacağına dair belge vereceğim. Orada makul süre yazacak... Yani savcı şikâyete gelen vatandaşa diyecek ki; senin bu şikâyet konuna göre ben bu davayı şu kadar zamanda ya açacağım, ya da takipsizlik vereceğim. Aynı şey davalar için geçerli. Mahkeme o makul süreyi vatandaşa verecek... Diyelim ki tazminat davası açtın. Devlet bir belge veriyor. Şu kadar günde bitireceğim diye... Bu bir devrim tabii.”

VATANDAŞIMIZ HER GEÇEN GÜN OLUMLU GELİŞMEYİ HİSSEDECEK

Bu noktada soruyorum:

Haberin Devamı

- Vatandaş bu önemli gelişmeyi nasıl ve ne zaman hissedecek?

“Bu adli yılla birlikte, yoğunlukla başlayacak. Aslında 2019’da başlatmıştık. Ama pandemi çok kötü etkiledi. Şimdi hissedilecek. Vatandaş olumlu anlamda görecek. HSK’nın da burada önemli bir rolü olacak. Hâkim savcı terfilerinde artık ‘makul zaman’ da bir kriter oluyor. Hızlı olun demiyoruz. Makul sürede yargılayın diyoruz. HSK buna göre de terfilere bakacak.”

Evet, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’le yaptığımız sohbetin özeti böyle...

Bakan Gül daha detaylı ve kapsamlı bilgilere ulaşmam için Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı ve Bakanlık Sözcüsü Ertuğrul Çekin’le de bir sohbet imkanı verdi.

Çekin, büyük bir heyecanla yapılanları anlatıyor.

Çekin’in verdiği şu bilgi çok önemli:

“Artık mahkemeler hedef süreleri UYAP ekranlarında görebilmektedir. Buraya gecikme nedenlerini yazabilmektedirler. Böylece bütün gecikmeler sisteme otomatik olarak düşmektedir...”

Arkadaşlar, anlıyorum ki...

Bu kararların arkasında çok ciddi bir emek var. Onlarca, yüzlerce kişi, hâkim, savcı, uzman, akademisyen çalışıyor.

Abdülhamit Bey’le ne zaman konuşsam, umutlanıyorum.

Ertuğrul Çekin’in sesindeki o sahicilik ve heyecan beni daha da umutlandırdı...

Detaylara devam edeceğim...

Yazarın Tüm Yazıları