Trump suçlu bulundu ama bakın ertesi gün neredeydi

UFC (Ultimate Fighting Championship)

Milyonlarca izleyicisi var.

Çağdaş gladyatörlerin savaşı.

El, kol, ayak, bacak, yumruk, dirsek...

Her şeyin serbest olduğu karma dövüş.

Dövüşten sonra kiminin baygın kiminin kanlar içinde ayrıldığı kafes...

Böyle tanımlanıyor UFC.

İşte böyle bir kanlı dövüş gecesindeyiz.

ABD’nin eski başkanı, yeni başkan adayı Trump ‘sus payı’  davasında, 30-31 Mayıs’ta 34 ayrı dosyadan suçlu bulundu.

ABD çalkalanıyor.

Peki böyle bir ortamda Trump ne yapıyor?

İşte cevabı:

Suçlu bulunduğu günün ertesi gecesi...

New Jersey eyaletindeki Newark kentinin Prudential Center‘ındayız.

Muazzam bir kalabalık...

Salon hıncahınç dolu...

Dünyanın en önemli dövüşçülerinin unvan maçları için çılgınca bir tezahürat var.

UFC hafif siklet şampiyonu Islam Makhachev ile Dustin Poirier karşı karşıya.

Sean Strickland ve Paulo Costa gibi iki efsane kıyasıya dövüşecek.

Gecede 6 karşılaşma var.

Devasa salonda sloganlar patlıyor. Seyirciler tıpkı eski Roma arenalarındaki gibi kan görmek istiyor. Çılgınlar gibi alkışlıyor.

İşte tam bu sırada.

UFC’nin ünlü organizatörü salona giriyor.

Hemen yanında Donald Trump...

Alkışlar, ıslıklar, çığlıklar...

Müthiş bir destek.

Trump sanki kafeste dövüşecek ünlü bir gladyatör gibi...

Ellerini kaldırıyor, selamlar veriyor.

Uzatılan ellere dokunuyor.

Trump’ı izlerken soruyorum:

“34 ayrı davadan suçlanan ve ceza alacak olan bir başkan adayı ertesi gün ne yapardı? Nereye sığınırdı?”

Bulabildiğim cevap şu:

“Egosu yüksek olan bir lider, böyle zamanlarda kendi zihin evine sığınır. Kendi iklimine, kendi sokağına çekilir. Parçası olduğu bütüne katılır...”

Trump da öyle yapıyor:

Gladyatörlerin arasına gidiyor.

Kanlı kafes dövüşünün tam ortasına...

Ezici güç. Kan ve akıl...

Trump orada çok mutlu. Alkışlara karşı gözleri parlıyor.

Kolunu kaldırıyor. Yumruğunu sıkıyor.

Belli ki o arenada yeniden başkan olduğunda yapacakları için ant içiyor.

Evet bu sıradan bir ülkenin başkanlık yarışı değil.

Dünya dengelerini doğrudan ilgilendiriyor.

Bize yakın bir örnek verirsem eğer;

-ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesinden

-Türkiye’ye söz verilen F-16’lara kadar bir dizi kararı alacak adamdır o başkan.

Bunun gibi Basra Körfezi’nden Çin Denizi’ne, Ukrayna’dan Gazze’ye kadar dünya barışının kilitlendiği krizler için ne yapacağı merak edilen adamdır o başkan.

New Jersey’in Newark şehrinde kurulan kanlı kafeste, gladyatörleri izleyen bir başkan adayı sizce nasıl bir ruh halindedir?

Bu ruh hali yalnızca ABD seçmenini ilgilendirmez.

Dünya nüfusunu doğrudan etkiler.

2- KAZANAN ÜNLÜ DÖVÜŞÇÜ GELİP ONU SELAMLIYOR

Bütün gece Trump ’ı izledim. Nasıl mutlu, nasıl rahat (Meraklısı YouTube kanalından izleyebilir).

Sanki yeni başkan seçilmiş de onun için düzenlenen bir törene gelmiş gibiydi.

Ve işte en ilginç sahne: UFC’nin müthiş dövüşçülerinden Sean Strickland, Paulo Costa ile dövüşüyor. Ölümüne yumruklardan sonra Strickland kazanıyor. Ve kazandığı an ne yapıyor biliyor musunuz?

Bütün fanlarına el sallayıp alkışlar arasında kafesten çıkıyor, Trump’ın önüne gidip elini sıkıyor.

Ve zafer konuşması olarak şöyle diyor:

“Başkan Trump, adamsınız. Size yaptıkları tam bir rezalet, size bağışta bulunacağım.”

Ünlü dövüşçü bu sözleri söylerken Trump’ın yüzündeki ifadeyi görmelisiniz.

Kendisine göre asıl mahkemeden aldığı cevaptır bu; Aklanmadır.

Nitekim yüz binlerce destekçisi olan UFC dövüşçüleri kafesten çıkınca benzer sözler söylüyor.

İşte buradan söylüyorum. 34 ayrı suçlamayla suçlanan bu ABD Başkanı’na dikkat edin!

Kendisini suçlayan yargı kararından hemen sonra; Avukatlarına, medyaya, ailesine, partili dostlarına, partinin toplantılarına gitmiyor.

Bütün bunların yerine; Yalnızca gücün hâkim olduğu kanlı gladyatör dünyasına çekiliyor. Kendisini orada rahat hissediyor.

Bütün dünya bu görüntüleri dikkatle izlemelidir.

Bir iddia da benden: “Bana göre bu seçimleri Trump kazanmıştır...”

Bu durumda, dünya için ilginç bir takvim açılıyor.