Paylaş
Sonra bu gezegenin yüzlerimize nasıl kustuğunu anlatayım...
*
Orta Afrika’da bir yer...
Gece yarısı...
Ellerinde projektörlerle bir grup bölgeyi sarıyor.
“Vahşi hayvan kaçakçıları”...
Yavru fil peşindeler...
Derisi dolarla ölçülen pars peşindeler...
Gergedanın boynuzunu, timsahın derisini istiyorlar...
O sırada aynı bölgede bir aile avlanıyor. Karıncayiyen (pangolin) ailesi...
Yeryüzünün vücudu pullarla kaplı tek memelisi...
Pangolin bir tehdit gördüğünde top gibi kıvrılıyor. Ve zırh gibi olan pulları sayesinde hiçbir yırtıcı ona diş geçiremiyor.
Ama insan hariç... Yani yeryüzünün en acımasızı...
Kaçakçılar, top haline gelerek kendisini savunduğunu düşünen pangolinleri öylece alıp çuvallara dolduruyorlar.
Sonraki adres Çin’deki “vahşi hayvan karaborsası”...
İşte böyle arkadaşlar...
Nesli tükendiği için avlanması yasak olan pangolin etinin kilosu 350 dolardan, kreatinden oluşan pullarının kilosu ise 3 bin dolardan satılıyor.
Ve bunu alıp yiyorlar arkadaş...
Sonra haber çıkıyor:
“Korona pangolinlerden yayıldı.”
Vahşi hayvanları, doğal ortamlarından koparıp alıyorlar.
Yaşam zincirini paramparça ediyorlar...
Köpekbalığı yüzgecinden gergedan boynuzuna kadar satıyorlar. Bir kâse köpekbalığı yüzgeci çorbası bilmem kaç yüz dolar... Köpeğin beyni falanca dolar...
Pangolin, Afrika’da yılda 100 bin civarında avlanıyor. Ve Çin’in vahşi hayvan pazarında alıcı buluyor.
İŞTE DANİMARKA’DAKİ VAHŞET
Biz Çin’i bu “vahşi hayvan pazarı” yüzünden suçlarken...
Sözde medeniyet beşiği Danimarka’dan toplu katliam haberleri geliyor.
Danimarka’da milyonlarca vizonu kürkü için katledenler...
Devlet eliyle çiftlikler kurup o hayvanı öldürenler şok içinde...
Çünkü mutasyona uğrayan “Cluster 5” yeni tip koronavirüsünün vizonlardan yayıldığı tespit edildi. Virüs ABD ile Avrupa’daki 5 ülkeye yayıldı. Karantinalar başladı...
Düşünün ki...
Her yıl yüz binlercesi kürkü için katledilen vizonlarda aniden koronavirüs tespit ediliyor.
Tıpkı pangolinler gibi...
Ve insanlara bulaşıyor.
Sonra...
17 milyon vizon öldürülüp toprağa gömülüyor.
Ama 1 metre derinliğe gömülen milyonlarca vizon ölüsü öyle bir gaz sıkışması yapıyor ki...
Bir sabah topraktan patlayarak çıkıyorlar.
İşte o yüzden “Toprak kendi vahşetimizi yüzümüze kusuyor” dedim..
Bu gezegende yaptığımız katliamlar için doğa bir refleks gösteriyor.
İnsanlık tarihi boyunca krallıklar, din savaşları, toprak ve güç hırsı yüzünden birbirimizi katlettiğimiz yetmemiş gibi...
Bu gezegende doğal ne varsa hepsini kirletip katlediyoruz.
Para, hırs, güç adına yok ediyoruz...
Son olarak vizonlardan gelen bu mutasyona uğramış virüsü görünce...
Artık “Tamam” dedim...
Kim ne derse desin... Hangi ünlü ilaç firması aşı peşinde koşarsa koşsun...
Bu aşıyı bulsanız, yarın daha farklı bir virüs çıkacak.
İnsanoğlu bu gezegeni diğer canlılarla “paylaşma medeniyeti”ni öğrenemediği sürece...
Sıtma, humma, veba, tifo, AIDS, SARS...
Bir virüs gider, öteki gelir...
Bu doğanın savunma refleksidir...
İşte lokantalar kapandı, seyahatler durdu, denizlerde gezemiyorsunuz.
Gökyüzü kısıtlandı.
Doğa insana “Dur, yeter, kendine gel” dedi.
Hâlâ anlamadık mı?
Köklü çözüm “aşı laboratuvarlarında” değil...
İnsanlığın medeniyet anlayışında...
Paylaş