Paylaş
Elimden geldiğince vatandaşla sohbet ettim. Parti teşkilatlarıyla konuştum. Daha çok onlar sordu:
“Fatih Bey seçim ne olur?” Ya da “Kime oy verelim Fatih Bey?”
Çok iyi biliyordum ki, bu soruları soranların bir cevabı vardı aslında...
Bu nedenle ben anketlere cevap verenleri değil, soru soran seçmenleri ciddiye aldım.
KARARSIZLAR MESELESİ:
Öyle çok büyük bir kararsızlar kitlesi hissetmedim. Bir kısım vatandaş kime oy vereceğini zaten söylemiyor. Geri kalan ise çok belli. Bir gölge oyunu var sanki. Mesela biliyorum ki, Güneydoğu’da zaten oy açıklamak zor. Yalnızca Akdeniz ve Ege’de bir dalgalanma var. Baraj meselesi kafaları karıştırmış durumda. Acaba diyorum, kararsızların yüksek gösterilmesi anket firmalarının kendileri için bulduğu bir sigorta yöntemi olabilir mi? Malum, geçen seçimde yanılmalar oldu. Şimdi anket firmaları kararsızları yüksek gösteriyor. Son dakikada kararsızlar belirledi demek için mi? Ben zaten anket firmalarına hiç itibar etmedim. Çünkü her kamp kendisine uygun anket sonucunu doğru buluyor.
BARAJ MESELESİ:
Şu hale bakın ki... Türkiye demokrasisi gelip bir partinin baraj meselesine dayandı. Yalnızca bu bile, bu seçim sisteminin ne kadar çarpık ve demokrasi dışı olduğunu göstermeye yetiyor. Daha açık yazmak gerekirse... Eğer HDP barajı geçerse, en çok AK Parti vekillerinden alacağı hesabını yapanlar var. En azından seçim bölgelerinde böyle bir izlenim yaratıldı. Çünkü iki partinin de özellikle Güneydoğu’da milletvekili yok. En azından o bölgedeki vekiller AK Parti’den kopacak diye öngörülüyor. Gittiğim illerdeki teşkilatlar özel sohbetlerde bunu söylüyorlar. Baraj meselesinin Türkiye demokrasisine açtığı derin yara işte budur...
MHP ETKİSİ:
Bazı illerde özellikle gençlerde MHP’nin etkili olduğunu gözledim. Gençlikte MHP etkisi var. Bu etki sandığa giderse ne olur? Sürprizi var mıdır? Göreceğiz...
MİLLİ İRADE EKSİĞİ:
Bu arada eğer merak ediliyorsa söylemeliyim ki, yüzde 10’un hemen altında oy alan bir partinin Meclis dışında kalması demokrasi ayıbıdır. Mili irade eksiğidir.
ÖKSÜZ TEŞKİLAT:
Birçok bölgede teşkilat bazında iki partide heyecan gördüm. AK Parti ve HDP... CHP ve MHP daha çok lider performansıyla gidiyor. Bazı illere hiç lider gitmeyince, zaten “öksüz kalan” teşkilatın morali iyice bozuluyor. “Öksüz teşkilat” kavramını son gezilerimde duydum. Liderlerin yeterince yüklenmediği illerdeki teşkilatlara “öksüz teşkilat” diyorlar.
HAKKÂRİ HAVA LİMANI ETKİLİ OLDU:
Bunca güçlüğe rağmen Hakkari’ye havalimanı yapılması büyük bir olaydır. Etkisi de ona göre oldu. Bölgede İran’ı da kapsayacak bir havayolu istasyonu oluşması AK Parti oylarını tahkim etmiş görünüyor. Aslında sessiz sedasız yapılan büyük işler var. Karadeniz gezimde gördüm ki... Mesela Ordu’dan Mersin’e inen otoban birkaç ay içinde açılıyor. Karadeniz ve Akdeniz arasındaki kara ticareti bu yola bel bağlamış, Akdeniz’in narenciyesinin Ordu Limanı’ndan Rusya’ya gönderilmesi böyle planlanmış... Belki hiç konuşulmuyor ama Karadeniz yerelinde medyaya yansımayan bir etkisi var.
DEMİRTAŞ ESPRİLERİ:
Selahattin Demirtaş’ın uzun süredir unuttuğumuz “siyaset ve mizah”a ağırlık vermesi etkili oluyor. Bir dönem Erbakan Hoca’nın, “Kadayıfın altı... Sizi gidi sizi... Glu glu dansı” esprileri.. Demirel’in meydanları güldüren “Bunlar iki kazı güdemez” çıkışlarını hatırlatan bu üslup oya dönüşür mü, göreceğiz...
VATANDAŞTA GERİLİM YOK:
Meydanlarda atılan nutuklar bir gerilim yaratsa da... Vatandaşta, o yerel dostluklar kırılmamış. Hemşerilik kamplaşmaya esir olmamış. Önemli olan seçim sonrasında o parlamentoda birlikte çalışabilecek bir milletvekili topluluğunun oluşabilmesi diyen seçmen olgunluğunu da gördüm. Ramazan Bayramı’nda siyasi parti temsilcilerinin birbirlerini ziyaret edecekleri günü de hatırlatan “ihtiyar heyetleri”nin etkisi az değil.
SAVAŞAN COĞRAFYALAR:
Bunca izlenimden sonra şunu söyleyebilirim... Düşmanlıklarla dolu halkların tarihleri, aynı zamanda pişmanlıklarla doludur. O yüzden ben siyaseti ve demokrasiyi bir kamplaşma olarak değil, geleceği, özgürlüğü, insanca yaşamayı paylaşma yarışı olarak görüyorum.
Kalbimden geçen budur.
Paylaş