Sayın Şentop, Gazi Meclis için tam zamanı şimdi

Cumhurbaşkanımız ve ailesinin mal varlığını araştıracakmış...

Bakan ve komutanların ABD’deki mallarına el koyacakmış...

ABD’ye girişlerini engelleyecekmiş...

Vizelerini iptal edecekmiş...

İnsanı çileden çıkaran bir densizliktir bu.

İşte o nedenle buradan bir çağrı yapıyorum: TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un başkanlığında Meclis’te temsil edilen bütün partiler toplansa...

“Sen kim oluyorsun da bu millet evlatlarına dil uzatıyorsun” dese..

“Sen kim oluyorsun da daha kısa süre önce bir masada oturup stratejik ortak diye anlaşma yaptığın ülkeye böyle bir hakareti yapıyorsun” diye kükrese...

Nasıl bir kibirdir bu?

Bu olay, siyasi tartışmaların, muhalefet-iktidar mücadelesinin bittiği noktadır.

Yani...

İşgalci devletlere karşı Kurtuluş Savaşı’nı yürüten Gazi Meclis’in durduğu noktadır...

Milli olma noktasıdır...

Utanmazlığa ve kibre karşı milletçe dik durma noktasıdır...

Mustafa Şentop gibi uyumlu ve öngörü sahibi bir devlet adamına yakışır bu çağrı... Evet...

Farklı partiye oy verebilirsin...

Kızabilirsin... Ötekini sevmeyebilirsin... 

Ama mesele gelip de bir yabancı meclisin benim Cumhurbaşkanıma, bakanlarıma, komutanlarıma hakaret etme noktasına dayanırsa...

Milletçe bizim de diyecek bir sözümüz olmalı...

İşte onun yeri Gazi Meclisimizdir...

Ne dersiniz Sayın TBMM Başkanı Şentop?

POLİS MÜDÜRÜNÜN PATATES HAT İSYANI

EMNİYET teşkilatının efsanelerinden...

İstanbul valilerimizden birinin yaşlı eşini dolandırıyorlar.

Telefonla başlayıp evini sattırıyorlar.

Sonra parayı alıp ortadan kayboluyorlar.

Çocuklarının da torunların da haberi sonradan oluyor.

Polis günlerce araştırıyor. Kameralar izleniyor. Emlakçılar kontrol ediliyor.

Teknik takip yapılıyor. Telefon kayıtlarına bakılıyor. Ama bir sonuç yok.

İşte bu soruyu konuştum bir polis müdürüyle... Aynen şöyle dedi: “Telefonların izini süremiyoruz. Çünkü hepsi patates hat”. O ne demek?

Polis müdürünün cevabı çok ilginçti:

“Sığınmacılara para veriyorlar. Ellerindeki sığınmacı belgesiyle telefon hat bayilerine gönderiyorlar. 5’er 10’ar hatlar alınıyor. Kullan at şeklinde. Sonra o hatlardan konuşup atıyorlar. İzleri sürülemiyor. Uyuşturucudan teröre, dolandırıcılıktan insan ticaretine kadar bunu kullanıyorlar. Bu konuda çok sıkıntı var”.

Polis müdürü haklı...

Sığınmacı durumundaki insanlara hat verilmesi konusuna mutlak bir düzen getirilmeli. Bir sığınmacı neden her şebekeden 10’ar 20’şer hat alır?

ŞEHİT VETERİNER HABERİNİN ÖĞRETTİKLERİ

Dün DHA bir haber geçti: “Şehit Veteriner Uzman Çavuş İsmail Sarıcan memleketine uğurlandı”.

Allah rahmet eylesin... Nurlar içinde yatsın kardeşimiz...

Haberi okurken merak ettim.

Milli Savunma Bakanlığı’na sordum:

“Bu harekâtta veteriner uzman çavuş niye vardı?”

Ve bir kez daha anladım ki...

Türk Silahlı Kuvvetleri bu harekâtı en ince ayrıntısına kadar planlamış.

Çünkü cevap şuydu:

“Askerin yiyeceği et ve gıda veteriner ve gıda uzmanı çavuşlarla denetleniyor. Biyokimya olarak bakılıyor”.

Bir kez daha yazıyorum:

Bu harekât elbette kahramanların sokak sokak göğüs göğüse mücadele ettiği bir harekâttır. Ve yalnızca top ve uçak mermisinden ibaret değildir.

Mühendisinden sıhhiyesine, gıdasından yatacağı yere kadar muazzam bir lojistik harekâttır bu...

Helal olsun bu milletin ordusuna...