Paylaş
Demiştim ki:
“Sayın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, biliyorum pandemi nedeniyle aylardır çok çalışıyorsunuz. Ama lütfen saldırıya uğrayan sağlık çalışanlarımız için daha kesin önlemler alın. Bu evlatlarımız Anadolu’nun en ücra köşelerinde görev yapıyor. Ama her gün bir saldırı haberi alıyoruz. Kiminin burnu kırılıyor, kimisi yaralı olarak meslektaşları tarafından zor kurtarılıyor... Lütfen... Lütfen...”
Ve örnekler vermiştim...
Mersin’den Nevşehir’e, İstanbul’dan Diyarbakır’a kadar dövülen, saldırıya uğrayan doktor çocuklarımız...
Bir günde 100 hasta bakıp 101’inciden yumruk yiyen doktor Rıdvan kardeşimizi de hatırlatmıştım...
Çünkü saldırganların çoğu serbest kalıyordu.
“Caydırıcılık nerede?” demiştim...
Ve bir okurum bu soru üzerine çok önemli bir haberi hatırlattı ve hâkimlerimize, savcılarımıza çok “nazik bir mesaj” gönderdi...
Haber şu:
“Nevşehir’in Avanos ilçesinde, restoranda çıkan tartışmada hâkim B. T.’yi darp ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan 6 restoran çalışanından 4’ü mahkemece tutuklandı. Olay, perşembe günü, Avanos Çarşı merkezinde bulunan restoranda meydana geldi.”
Okurum DHA’dan gelen bu haberi bana gönderdikten sonra işte o “nazik uyarıyı” yapıyor:
“Acaba hâkimlerimiz, savcılarımız görevleri başında saldırıya uğrasalar nasıl bir tepki verecekler? Doktorlarımız, sağlık çalışanlarımız da görevleri başında saldırıya uğruyorlar.”
TESADÜFÜN BÖYLESİ
Ne garip bir tesadüftür ki...
Okurumun gönderdiği haber Nevşehir’den geliyor...
Yani Dr. Rıdvan Güneş’in saldırıya uğradığı Nevşehir’den...
Mesele elbette Nevşehir değil. Ama çok çarpıcı bir örnek...
İşte o nedenle buradan bir kez daha sesleniyorum:
“Sağlık çalışanlarına saldıran, görevleri başında olmadık hakaretleri edip onları yaralayan bu zihniyete, bu öfkeye, bu saygısızlığa, bu ölçüsüzlüğe dur demek için sayın savcılarımız, sayın hâkimlerimiz lütfen biraz kendinizi onların yerine koyun. Siz mahkemede böyle saldırıya uğrasanız... Elbette karar sizin, hüküm sizin. Ama en azından bir caydırıcılık yaratın...”
HASTANE POLİSİ
Tabii bir de meselenin “önlem boyutu” var...
Belli ki birçok devlet hastanesinde bu tür saldırılara karşı yeterli önlem yok... Eskiden “Hastane Polisi” vardı.
Şimdi özel güvenlik var...
Ve gerek eğitimleri, gerekse yetkileri açısından hiçbir zaman bir “polis etkisi” yaratmıyor.
Kızgın hasta yakını elini kolunu sallayarak doktorun odasını basabiliyor...
ELİNDEKİ TAŞLA HASTANEYİ REHİN ALDI
Daha önceki gün elindeki taşla içeri giren bir saldırgan, bir özel hastaneyi birbirine kattı.
Kameralardan izledik...
Saldırgan hasta kabul bankosunu devirdi, kâğıtları, belgeleri savurdu. Herkes kaçtı. Dakikalarca hastane girişinde terör estirdi... İyi ki karşısına bir sağlık çalışanı çıkmadı...
Bu örnekle de şunu söylemek istiyorum:
Özel güvenlik elemanları da çaresiz. Yetkileri nereye kadar, nereye kadar güç kullanabiliyor, ne kadar eğitimliler... Belli ki en ucuz teklifi veren güvenlik şirketi ihaleyi alıyor... İşte buradan Sağlık Bakanı Fahrettin Bey’e bir kez daha sesleniyorum. Lütfen güvenlik önlemlerine, özel güvenlik konusuna bir sistem ve standart getirin... Ben artık Anadolu’nun en ücra köşelerinden gelen bu saldırı haberlerini yazmak istemiyorum. Büyük şehir hastanelerinde yaşanan bu acıları görmek istemiyorum...
Ve biliyorum ki; siz de istemiyorsunuz...
Öyleyse, lütfen...
Ve lütfen adalet...
PİTBULL GERÇEĞİ: EY EZİK, ASIL FAİL SENSİN...
CANIM kızım Asiye...
Pitbull’un saldırısına uğradın. Doktorlar elinden geleni yapıyor...
Umarım senin için her şey güzel sonuçlanır...
Ama buradan belediyelere bir çağrım var.
Lütfen bu nedenle sokaktaki başıboş hayvanlara eziyet edilmesin.
Pitbullu tasmasız, ağızlıksız gezdiren o canavara da sormak lazım:
“Kendi egonu, ezikliğini bir köpek üzerinden göstermek için kim bilir o hayvana neler yaptın? Onu bir silah gibi gezdirirken milletin korkuyla uzaklaşması hoşuna gidiyor değil mi?”
Ey ezik... Asıl fail sensin, o hayvan değil.
YARIN: BOSNA GÜNLÜĞÜ
Paylaş