Paylaş
Birisi Ege’nin kıvrak ve çılgın rüzgârı, diğeri Türk-Kürt-Arap tarihinin bin yıllık ritmi.
İkisinde de üzüm bağları gelincik tarlalarına karışıyor.
İkisinde de insanların gözleri parlıyor.
İkisinde de oy çarpışması dehşetli.
AK Parti Batman’da Maliye Bakanı’yla BDP’nin oylarına yüklenmeyi hedeflemiş.
İzmir’de yatırımcı bakan Binali Yıldırım’la CHP’nin oylarına göz dikmiş.
Ama sürprizler var.
Önce Batman. Sonra İzmir.
Batman... Kayapınarı... Hisar... Gercüş...
Sabahın erken saatlerinde başlayan gezi, gece yarısı sohbetiyle bitiyor.
Saat 01.00...
Masada Mehmet Şimşek, eşi Esra Hanım, Basın Danışmanı Sibel Tokgöz oturuyoruz.
Bir ara söz, “PKK’nın baskısı” iddialarına geliyor.
Şimşek anlatıyor:
“Evet baskı yapıyorlar. Mesela Palamut Köyü’ne geçecektik. İstihbarattan uyardılar, ‘Hava karardı, oralar sıkıntılıdır. Tehlikelidir. Gitmeyin’ dediler. Burası doğup büyüdüğümüz topraklar dedik ve gittik. Ev ziyaretleri yaptık. Korkuları aşıyoruz. Vatandaş kendine güveniyor artık. Vatandaş kepenk indirteni değil, işyeri açtırtanı istiyor.”
Dikkat ettim Mehmet Şimşek, alışılmış siyasetçi tipinden çok farklı bir portre çiziyor. Gittiği yerdeki yerel siyasetçiler “Ooo para musluğunun sahibi geldi” diye çok şey bekliyorlar. Vaatler havada uçuşsun istiyorlar. Yollar, kanalizasyon, lise talepleri...
Mesela bir beldede, belediye başkanı “Efendim lise sözü verin” diyor, Bakan, “Yapamayacağımız sözü vermeyelim” diye kestirip atıyor.
Vaatlerin Türkiye çapında havada uçuştuğu bir siyaset sahnesinde, bu tavır ters olabilir, ama ihtiyaç duyduğumuz doğru bir repliktir.
İKİNCİ YAZI:
Milyar dolarlık Roadshow’lardan 20 bin liralık kanalizasyon sözüne
KAYAPINARI beldesinin daracık meydanında, elinde mikrofonla yapacaklarını anlatan Mehmet Şimşek’i dinlerken, bir an Londra’daki ünlü Roadshow geldi aklıma...
Türk ekonomisinin dünyanın en büyük yatırımcılarına anlatıldığı toplantı...
Ne garip?
Londra’da milyarlarca dolarlık yatırımları anlatan Şimşek’le, Kayapınarı’nda en fazla 20 bin liraya mal olacak kanalizasyonu anlatan Şimşek...
Hangi Şimşek daha heyecanlı?
Londra’daki mi? Batman’daki mi?
Dünya çapında uzmanların önünde konuşan Şimşek’le, çatılarda yüzlerini kapatmış kadınların karşısında konuşan Şimşek...
Hangisi daha ikna edici?
Bu soruların Batman’ın köylerinde bir tek cevabı var:
- Gerçekten uygulanabilirse demokrasi muhteşem bir icat.
Roadshow’lardaki yatırım fonlarından, Batman’ın bir beldesindeki kanal sorununa kadar uzanan medeniyet iksiridir bu demokrasi.
ÜÇÜNCÜ YAZI:
Kadrolu imamlara karşı sokak namazı
BDP “sokak namazları”nı örgütlüyor.
Neden mi?
İl Başkanı Saadet Hanım anlatıyor:
“Hükümet kadrolu imamlar gönderdi. O imamlar her vaazlarında Kürt-Türk önemli değildir. Irk önemli değildir. Hepimiz Müslüman’ız gibi konuşmalar yapıyorlar. Tamamıyla propaganda. Biz de buna karşı Kürtçe vaaz veren imamlarla sokakta namaza başladık. Bizim Müslüman olmadığımızı yaymaya çalışanlara karşılık binlerce kişi kadrolu imamlara karşı sokakta namaz kılıyoruz. Neden herkese dinini kendi dilinden anlatmıyorsunuz diyoruz.”
Bu gelişme AK Parti ile BDP arasındaki rekabetin “sokak namazları”na kadar geldiğini gösteren çarpıcı bir detaydır. Devlete karşı protest namaz yani.
DÖRDÜNCÜ YAZI:
Sivil dilde Kürtçe siyaset
BATMAN ’a geldiğim andan itibaren, siyasetteki Kürtçe ağırlığını bütün çıplaklığıyla görüyorum. Kimse bu konuya bulunduğu kamptan bakıp bağırmasın.
Buralar Kürt seçmenin bölgesi ve Kürt kimliğinin siyaset için karar verdiği şehirler.
İşte Batman doğumlu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek.
Tek göz oda bir evden çıkıp, küresel finansın önemli isimleri arasına girdikten sonra, Maliye Bakanı olarak doğduğu topraklarda Kürtçe selam veriyor, hitap ediyor, konuşuyor.
Mehmet Şimşek’in seçim şarkısı da Kürtçe...
Bütün gün beldeleri, ilçeleri, köyleri geziyoruz.
Sivil dil Kürtçe...
Ertesi gün Batman BDP İl Başkanlığı binasına gidiyorum.
Eşbaşkan Saadet Becerikli ve Merkez İlçe Başkanı Mehmet Şerif Çakar toplantı yapıyorlar.
Toplantı Kürtçe.
Sonra CHP’nin adayı Faris Özdemir’le Çömçe’nin meşhur patlıcanlı kebabını yerken Özdemir, etrafımızı çeviren dostlarıyla konuşuyor. Kürtçe...
Çünkü burada hayatın dili Kürtçe.
Şimdi bunu nasıl yok sayacaksınız?
Siyasette Kürtçe konuşup, Kürtçe selam verdikten sonra, mahkemede, “bilinmedik bir dil” derseniz, nasıl olacak?
BEŞİNCİ YAZI:
Bakın; halkın vekili nasıl olur?
DEFALARCA yazdım:
- Bu Siyasi Partiler Yasası’yla gerçek demokrasi olmaz. Çünkü milletvekilleri, halkın değil liderin vekili oluyorlar.
Bu sözlerimin karşılığını Batman’da CHP adayı Faris Özdemir’le konuşurken buluyorum.
Herkes biliyor ki Batman’da CHP yok. Silinmiş gitmiş. Ama Faris Özdemir’in oyu var.
Bu nedenle kimle konuşsanız, Faris Özdemir’le birlikte CHP 1 milletvekili çıkarır diyor.
İşte bu nedenle Özdemir diyor ki:
“Ben bildiğim doğruyu konuşurum. Ben liderlerin değil halkın vekili olurum. Tabii bu lidere saygısızlık etmek anlamına gelmez.”
Umarım ön seçimlerden gelen milletvekillerinin aday olduğu tam demokratik bir seçime kavuşuruz. Batman’da Fariz Özdemir, Denizli’de Adnan Keskin gibi örnekler çoğalsa...
YARIN: Batman’da yaşadığım bir şoku yazacağım. Salı günü İzmir’deyim. Karaburun’da Ata’yı, muhabir günlerimizden Engin Yavuz’u, Hakan Tartan’ı, sevgili kardeşim Balbay’ı, Ünal Ersözlü’yü, Yaşar Aksoy’u, Nebil Özgentürk’ü, Gönül Soyoğul’u, Deniz Sipahi’yi, gece yarısı baskılarında Pinokyo’yu hatırladığım İzmir’de. İçimde çiçekler açtırtan, kayıp rüzgarlarımı buldurtan, bütün nehirlerimi denize kavuşturan İzmir’e “bakıcam” yarın.
Paylaş