Sabaha karşı 03.30’da gözyaşı sel olmuştu

*

Haberin Devamı

1- Çanakkale’nin Kanlısırt’ında...

Sabaha karşı saat 03.30’da...

Çocuklar kirli sarı üniformalarıyla dizilmiş.

Ellerinde birer meşale...

Karşılarında ay yıldızlı bayrağımız.

Karşılarında kalpaklı Mustafa Kemal...

Çakı gibi dizilmiş bekliyorlar.

Anne babalar gözyaşlarını tutamıyor.

Öğretmenler ağlıyor...

Peki ne işleri var orada?

Arkadaşlar, dün Hürriyet’in manşetinde okuduğum bu haber, beni öylesine sarstı ki.

“İşte” dedim, “19 Mayıs ruhu” budur...

“İşte” dedim, “Çanakkale ruhu” budur.

Aman Allah’ım bu ne yüce bir gelenektir!

Sabaha karşı 03.30’da gözyaşı sel olmuştu

2- Niye mi?

Anlatayım.

Ama önce bu haberi yapan muhabir kardeşim Beyazıt Şenbük’ü kutluyorum.

Haberin Devamı

Sevgili Beyazıt, öylesine içimize işleyen bir haber yapmışsın ki...

Gönlümdeki bütün gazetecilik ödüllerini sana veriyorum.

Bu haberi manşetimize alan Hürriyet yönetimine helal olsun.

Sonra sevgili öğretmenim İstanbul Erkek Lisesi Müdürü Hüseyin Sarı...

Başta siz olmak üzere bütün öğretmenlerin ve velilerin alınlarından öpüyorum.

Şimdi hikâyemize geçebilirim.

Tarih Mayıs 1915...

Emperyalizmin aç çakallar gibi saldırdığı Çanakkale geçilmesin diye...

Bu milletin evlatları canlarını siper ediyorlardı.

Bütün mevzilere ateş yağıyordu.

Anadolu’nun her köşesinden nice gençler, yiğitler Çanakkale’ye gidiyordu.

Bir millet topyekûn şehit düşüyordu.

İşte o günlerde Numune-i Terakki Mektebi’ne bir mesaj gelir:

Sabaha karşı 03.30’da gözyaşı sel olmuştu

“Behemehal öğrencilerinizden bir kuvvet teşkil ediniz...

İstanbul Sultaniyesi yönetimi haberi alır almaz dönemin hazırlık sınıfı öğrencisi durumundaki 150 öğrenciyi ertesi gece Çanakkale cephesine gönderir.

Kınalı kuzular yola çıkarken, analar babalar, öğretmenler gözleri yaşlı, ağızları dualı öylece kalırlar.

Aradan zaman geçer ve 19 Mayıs sabahı acı haber gelir.

İstanbul Sultaniyesi’nin 16-17 yaşlarındaki 150 öğrencisi sabaha karşı 03.30’da şehit düşmüşlerdir.

Acı haber tez ulaşır.

Haberin Devamı

Haberi alan İstanbul Sultanisi öğrencileri okulun sarı olan duvarlarının kenarında kalan kapıları ve pencere pervazlarını ağlayarak siyaha boyarlar.

Böylece o tarihe kadar okulun sarı-gri olan üniforma rengi, o geceden sonra sarı-siyah olur...

Sabaha karşı 03.30’da gözyaşı sel olmuştu

3- İŞTE O RUH

Ve geldik bugüne...

Arkadaşlar, okuyunca tüylerimi diken diken eden bu olaydan sonra, okula bir gelenek yerleşir.

Her yıl 18 Mayıs’ta hazırlık sınıfı öğrencileri, öğretmenleri, öğrenci abileri ve velileriyle Çanakkale’ye giderler.

O tarihe kadar hazırlık sınıfı öğrencileri okula başladıkları eylül ayından 19 Mayıs sabahına kadar sarı gömlek ve gri pantolon giyerler. Bu yüzden üst sınıftaki ağabeyleri onlara “civciv” derler.

Haberin Devamı

Dahası Kanlısırt’taki törende İstanbul Erkek Lisesi rozetleri yakalarına takılana kadar onlar “civciv”dir...

İşte bu 19 Mayıs öncesinde İstanbul Erkek Lisesi’nin öğretmen, öğrenci ve velileri yine geleneksel olarak Çanakkale’ye gittiler.

Sonraki tabloyu sevgili Beyazıt şöyle anlatıyor:

“18 Mayıs sabahı 150 hazırlık öğrencisi Çanakkale’ye doğru yola çıktılar. 10 ve 11’inci sınıf öğrencileri, okul yöneticileri ve veliler gün boyu şehitlikler ve anıtları ziyaret ettiler. Akşam saatlerinde sona eren gezinin ardından gece saat 03:30 için bekleyiş başladı. Saat geldiğinde İEL hazırlık öğrencilerinin üzerinde son kez sarı gömlek ve gri pantolon vardı. Kanlısırt’ta düzenlenen merasimde sıraya dizildiler. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından her birinin yakasına tek tek okulun rozeti takıldı. Rozetle birlikte ‘gerçek’ İEL’li olan öğrenciler daha sonra meşaleleri yakıp Kanlısırt’ta tepeden sahile doğru yaklaşık 4 kilometre saygı yürüyüşü yaptılar.”

Daha ne olsun arkadaşlar?

Haberin Devamı

Bakın, o törende göğsüne rozet takılan çocuklar ne diyor?

Zeynep Üstüngel: “Herkes okula ait istediği logolu giysiyi giyebiliyordu ama biz sadece düz sarı gömlek ve gri pantolon giyebiliyorduk. Aslında rozet takana kadar geçen süreç okulun kültürünü tanıtmak içindi. 500 tam puan alıp bu okulu tercih etmemde en önemli etkenlerden biri de bu kültürdü.”

Elif Gümüşsoy: “5’inci sınıftan beri İstanbul Erkek Lisesi’nde olmak istiyordum. Geçtiğimiz yıl eylül ayında ilk adımı attım ama bugün ilk kez İEL’li oldum. Bu zamana kadar İEL’liyim diyemedim. Öyle ki Instagram profilime yazmadan önce bile ‘Yapmalı mıyım?’ diye sorguladım. Rozeti ömrüm boyunca saklayacağım. Yürüyüş yaparken hep birlikte okul marşını ve Sakarya Marşı’nı söyledik. Şimdiye kadar Sakarya Marşı’nı da söylememiz yasaktı. Onu da artık söyleyebileceğiz.”

Haberin Devamı

Sabaha karşı 03.30’da gözyaşı sel olmuştu

Ve okul müdürü Hüseyin Sarı:

“Öğrencilerimizin burada şehit düşen ağabeyleri bu ülkenin gerçek sahipleriydi, bugün sarı siyahlı gençlerimiz de öyle. Şu an üzerinde durduğumuz topraklar, her karışında şehidimizin, gazimizin kanı olan topraklar. Bunu iyi anlamak ve anlatmak için çocuklarımıza bu şekilde ‘İEL’e merhaba’ dedirtiyoruz. Böylece onlar da birer İEL mensubu oluyorlar.”

Evet arkadaşlar...

Ben sabaha karşı Çanakkale’de yapılan bu töreni okuyunca.

Ben sabaha karşı bu çocukların yüzündeki heyecanı görünce...

Ben sabaha karşı o çocuklarda yükselen bu memleket ruhunu görünce...

Dedim ki:

Bu seçimleri düşman kampların seçimi gibi görmeyin.

Bu seçimi bir tarafın diğerine olan zaferi gibi görmeyin.

Çünkü bu ülkenin geleceğinde...

Bir milleti emperyalizmden kurtaran “Çanakkale ruhu” devam ediyor.

Gençlere güvenin yeter...

* ADRİATİK YAZISI 28 MAYIS’TA DEVAM EDECEK...

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları